Neunte

883 101 92
                                    

Yoongi'den

Sinirle arkamı dönüp baktığımda, beni tutan kişinin Hoseok olduğunu görmüştüm. Bir boka da karışma be!

Sinirle söylendiğimde beni dinlemedi.
"Bırak beni! Sikeceğim o herifi!"

Daha fazla debelendiğimde oflayıp beni yere indirdi. Tam adamın yanına tekrar adımlayacakken bir anda ayaklarım yerden kesildi. Bu geri zekâlı şimdi de beni kucağına mı aldı?!

"Kollarını boynuma sar. Yoksa düşeceksin huysuz kedi."

Şimdi o herifin yerine bu geri zekâlıyı boğazlayacağım. Tüm öfkemle ona konuşup omuzlarını yumruklamaya başladım.

"Ben kedi falan değilim! İndir beni aşağıya."

O ise beni tekrar dinlemeyerek kalabalık arasından dışarıya ulaştı. Otoparka doğru ilerlerken hâlâ omzuna yumruk atıyordum.

"Artık beni bırakaca-"

Sözümü kesen şey olduğu yerde duraksayıp dudaklarıma yapışmasıydı.
Sertçe öpüyordu, sanki sabah yaptığım şeyin hıncını çıkarıyor gibiydi dudaklarımdan ya da onu dinlemediğimin, bilemedim.

Öpüşüne karşılık vermediğimden, sanırım karşılık vermem daha sert öpmeye başladığında, artık direnmeyip karşılık vermeye başladım. Ben onun kucağındaydım, o ise hafif yüzüme eğilmişti.

Dudaklarımdan ayrıldığında hiçbir şey olmamış gibi ilerlemeye devam etti.

"Uslu dur ve tepinmeyi kes, omzumu morarttın Yoon."

Sesimi çıkarmayıp kucağında sarsılarak gökyüzünü izlemeye devam ediyordum. Otoparka geldiğimizde cebinden anahtarı almak için başımdaki elini cebine attığında, düşmemek için boynuna kollarımı dolamıştım. Anlık olarak gözlerimiz kesişmişti. Bana yukarıdan biraz sert bakıyordu, neye sinirlenmişti ki böyle?

Araba kapılarının kilidini açıp beni arka koltuğa yatırıp kapıyı kapattığında koltukta düzleşip oturma pozisyonu aldım. O da ön kapıyı açıp sürücü koltuğuna geçip dikiz aynasından bana baktı. Hâlâ kızgın görünüyordu.

Arabayı çalıştırıp otoparktan çıktığında beni eve bırakacağını düşünmüştüm, fakat beni yanıltıp evime giden sokağa girmemiş, düz devam etmişti.

"Evimin olduğu sokağı geçtiniz Bay Jung."

"Biliyorum."

Sert ve otoriter sesiyle cevap verdiğinde dikiz aynasından ters bir şekilde ona bakmıştım. Bu sik kafalının derdi neydi cidden?

Zaten yeterince sinirliyim. Tam dövemedim o sikiği.
Her neyse...
Sakin ol Yoongi.
Patlama Yoongi.
Sakat iş yapma Yoongi.
Sakın adama küfür etme Yo-

"Beni neden evim yerine, bilmediğim bir yere götürüyorsunuz siktiğimin Bay Jung'ı? Ayrıca bana ters ters bakmayı da kesin. Yoksa dövemediğim piç yerine sizi döveceğim."

Burnumdan soluyarak söylediğim şeylere karşılık olarak dikiz aynasından şaşkınca bana bakmıştı. Sonra kaşlarını kaldırıp indirmiş ve başını hafif sağa doğru yatırmıştı (Klasik bir Jung Hoseok hareketi :3)

Ellerimi göğsümde birleştirmiş bir şekilde nereye gittiğimizi anlamaya çalışıyordum. Araba, gayet lüks gözüken bir sitenin otopark girişinde frenlediğinde geldiğimizi anlamıştım. Hoseok arabanın torpidosundan mavi bir kart çıkarıp makineye okuttuğunda öndeki engel açılmıştı. Arabayı park ettiğinde kapıyı açıp aşağı inmiştim. Buranın çıkış yeri olduğuna inandığım yere doğru hızlı ve öfkeli bir şekilde gitmeye başladım. Kollarım hâlâ göğsümde bağlıydı.

A Snap | yoonseok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin