6.BÖLÜM

13 3 0
                                    

  Uyandığımda kendimi yatağımda bulunca şaşırmıştım. En son pijamalarımı giymiş geç saatlere kadar Özgür ile sohbet ediyorduk. Saate baktığımda yedi olduğunu gördüm uyanmam için erken bi saatti. Lavaboya gidicekken koltukta yarı çıplak uyuyan Özgür'ü gördüm pantolonu ile uyumuştu üzerinde ise her zamanki gibi bir şey yoktu. Odama geri dönüp siyah renkte olan battaniyemi aldım. Salona giderek Özgür'ün üzerini örttükten sonra lavaboya girdim, ihtiyacımı giderdikten sonra tekrar uyumak için odama gittim.

Özgür'ün beni omuzlarımdan tutup sallamasıyla uyandım.
"Ne yapıyosun ya düzgünce uyandıramazmısın." sesim uykuluydu ve gözlerimi tam açamıyordum.
"Deminden beri başında uyandırmaya çalışıyorum uyanmayınca son çare olarak bunu yapmak zorunda kaldım."
"Beş dakika daha istiyorum."
"Bir de bana uykucu diyorsun, kalk hemen hadi." diyip bileklerimden çekerek beni yatakta oturur pozisyona getirdi.
"Tamam ya kalkıyorum." gözlerimi ovuşturarak yataktan kalktım. Özgür'de odadan çıkıp kapıyı kapattı. Üzerimi giyinmem için yaptığını anlayıp üzerime göbeği açık, bol, siyah kısa kollu giydikten sonra dizleri yırtık siyah dar pantolonumu da giyerek odamdan çıktım.
Lavaboya giderek ellerimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçaladım saçlarımı da düzeltip Özgür'ün yanına gittim.
"Ee ne yapıyoruz neden hazırlanmamı söyledin?"
"Kahvaltıya giderlim." o anda telefonum çaldı Özgür'e bir dakika anlamında işaret parmağımı kaldırıp hızla telefonumu almak için odama gittim.
Sevgilim Arıyor...
Önce beni aradığı için sevinip açacaktım ki aklıma Özgür'ün burada olduğu geldi. Onun burada kaldığını bilse bana çok kızardı. Aslında bir yandan haklı ama sadece arkadaş olduğumuzu biliyor.

Telefon kendi kendine kapandıktan sonra mesaj geldi.
Gönderen:
Sevgilim: Dün akşam aradın ama açmak istemedim. Sana sinirliydim yanlış bir şey söylemekten korktum, önemli bir şey olmamıştır umarım.
Sevgilim: Ama kendimi affettirmek için evine geliyorum yoldayım, çok yaklaştım <3

Küçük bir şok yaşadım, ama hemen toparlanıp koşarak Özgür'ün yanına gittim.
"Noldu ne koşuyorsun?"
"Git git hemen gitmen lazım buradan."
"Noldu kızım delirdin mi nereye gideyim?"
"Ya hâlâ oturuyosun kalk Ateş geliyor yoldaymış çok yaklaşmış. Seni görmesini istemiyorum görürse kavga ederiz yine."
"Hee o mesele. Görsün kızım neyden korkuyorsun ya. Hem beni saklayarak eline ne geçecek sevgiline yalan söylemiş olacaksın bu kavgadan daha kötü." Tamam haklıydı ama yinede şu an bunu görmesini istemiyordum sonra söylerdim zaten Ateş'e
"Özgür kes sesini de çık git ya lütfen." koltuğun üzerindeki ceketini alıp suratına fırlattım. "Hadi diyorum, hadi."
"Tamam ya ne büyüttün böyle."
Koltuktan kalkıp ceketini giyerek kapıya doğru ilerleri. Apartmanda ayakkabılarını giyerken bende sürekli acele etmesini söylüyordum.
İkimizde apartmandan çıktık ben neden çıktım bilmiyordum. Özgür tam motoruna binecekken Ateş'in sesini duymam ile irkildim."Özgür?"
"Aa kardeşim sen mi geldin bende gidecektim."
"Buraya neden geldin sen?"
"Sumru'ya bir şey söylemeye geldim, şimdi gidiyorum." dedi ve motora bindi. "Hadi görüşürüz iyi eylenceler." diyerek de uzaklaştı.

Ateş bana bakarak "Evet Sumru dinliyorum bu saatte buraya gelecek kadar ne söylemiş olabilir sana? sen dün bunun evine gitmedin mi zaten?"
"Aşkım içeriye gel öyle konuşuruz." ona yalan söyleyemezdim söylesem bile hemen anlardı o yüzden doğruları söylemek en mantıklısıydı. En kötü kavga eder küser tekrar barışırdık. Bir şey uydursam üzerimdeki kıyafetleri soracaktı sonuçta ya da salondaki battaniyeyi.
"İyi bakalım, umarım mantıklı bir açıklaman vardır." 
Arkamı dönerek apartmana geri girdim.

Salonda yan yana oturduk. Yaklaşık iki dakikadır susuyorduk. O benim yüzüme bakıyordu anlatmamı beklercesine, ben onun yüzü haricinde her yere bakıyordum.
"Ne zaman başlayacaksın?"
"Şey kızacağını biliyorum ama mecbur kaldım."
"Neye mecbur kaldın Sumru?" Sumru mu?Bana karşı sadece sinirli olduğu zamanlar ismimle hitap ederdi. Bana gerçekten sinirliydi.
"Dün, dün sen benim telefonumu açmadın, çok zor durumdaydım ve ilk seni aramıştım."
"Nasıl zor durumdaydı noldu dün hemen anlat artık şunu."
"O kafedeki çocuk, iki arkadaşıyla birlikte beni takip ettiler."
"Senin o saatte dışarıda ne işin vardı?"
"Özgür'le kavga ettik. Onun evinden çıktıktan sonra eve gitmek istemedim. Dışarıda dolaşıyordum. Kayboldum. Hiç gitmediğim yerlere gitmiştim o gece. Bir parkta otururken Yasin'le karşılaştık. Kalkıp hızla yürümeye başladım o sırada seni aradım yüzüme kapattın.
"Özür dilerim aşkım bilseydim yapmazdım."
"Koşmaya başladım yorulup iki evin arasındaki geniş bir boşluğa girdim. Sonra seni tekrar aradım bu sefer açmadın. Özgür ile kavgalı olduğumuz için onu aramak istemiyordum ama başka çarem kalmamıştı. Özgür senin aksine telefonu hemen açtı. Sokakta tabelada gördüğüm 'Sakarya mahallesi' diyemeden şarjım bitti. Seni aramak sadece zaman kaybıydı o an için belkide en baştan Özgür'ü arasaydım açık adres vermem için bile zaman olabilirdi hem şarjım boşuna gitmiş olmazdı. O adamlar bana dokundu. O kadar çok korktum ki. Bir an kendimi kimsesiz gibi hissettim biliyormusun? Arayacak kimsem yokmuş gibi sadece Özgür vardı anlıyormusun beni Ateş?" gözyaşlarımı tutamamıştım yüzümü kapatarak ağlamaya başladım. Ateş başımı gögsüne bastırarak kollarıyla beni sardı.

🦉🦉🦉

Sence kitap nasıl ilerliyor düşüncelerini benimle paylaşırsan çok sevinirim
vote ve yorumlara
hadi bakalım.
👇🏽

AŞK MI? ARKADAŞ MI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin