AŞK MI? ARKADAŞ MI?

7.BÖLÜM

     Gözlerimi açtığımda aynı pozisyonda Ateş'in gögsünde uyuduğumu fark ettim. Ağlayarak uyuduğum için gözlerim bir hayli yanıyordu. Özgür'e dün gece iyi olduğumu söylemiştim, aksini söyleseydim geç geldim diyerek kendini suçlardı. Dün ağlamamak için kendimi çok tutmuştum şimdi ağlamak bana iyi gelmişti.
Başımı kaldırıp Ateş'e baktım kafasını geriye doğru yaslayarak uyumuştu. Yaklaşık bir saattir uyuyorduk.
Kalkmak için kıpırdandığımda Ateş beni daha sıkı sarıp "Birazdan kalkarsın birlikte uyumayalı uzun zaman oldu, özledim." dedi uykulu bir sesle, aslında bende çok özlemiştim o yüzde bu anın tıdını çıkartmak için tekrar aynı pozisyona gelerek Ateş'in ince beline sarıldım. Kaslı güzel bir fiziği vardı. Ve bu bile bana çekici geliyordu Ateş'in vücudu olduğu için. Şimdi bir düşündümde Özgür'ün vücüdu da hemen hemen böyleydi hatta Ateş'ten daha fazla kası vardı. Ama bu benim umurumda değildi.

Ateş'e Özgür'ün burada kalma nedenini ayrıntılı bir şekilde anlattığımda yanımda olamadığı için özür dilemişti. Bende çok haklı sayılmam aslında ama ne Ateş ile ne Özgür ile küsüp kavga etmemek için haklı gibi görünmeye çalıştım.
Haklı olmak neydi sahi yada haklı olan kimdi, ortada bir suçlu varmıydı ki haklı haksız olsun. Haklı olmak için suçlu olmasına gerek varmıydı. Tabii ki de yoktu.

"Ben açım ya bir şeyler mi hazırlasak."
"Bende çok açım aslında."
"Ne yapalım?"
"Şöyle güzel bir menemen hiç fena olmaz bence."
"Bencede, hadi yapalım." deyip mutfağa gittim.
"Sen malzemeleri çıkar ben geleceğim."
"Tamam canım." Ateş telefonunda bir şeyler yaparken bende işe başlamadan önce telefondan şarkı seçtim.
Duman- Amman amman
Önce ellerimi yıkayarak buz dolabından domates, yeşil biber, yumurta çıkartıp tezgaha koydum. Şarkıyı hem söyleyip hem dinlerken biberleri ve domatesleri yıkadım. Bu benim için kahvaltı olacaktı saat her ne kadar öğlenin üçü olsa da.
Ateş'de ellerini yıkayıp bana yardım etmeye geldi. Ben biberleri keserken o domatesleri soyuyordu, soymaya çalışıyordu desek daha doğru olur aslında.
"Aşkım ne yapıyorsun sen öyle domatesin yarısını attın." dedim gülerek.
"Ne yapayım, ya domatesin soyulduğu nerde görülmüş beceremiyorum ben bu işi." sesi isyan eder gibiydi ama bir yandan da gülüyordu. Büyük bir kahkaha attıktan sonra
"Ya yerim seni beceriksizim benim, geç sen biberleri kes ben yaparım onları."
"Gülme, al yap." yüzünde gülümseme vardı, hatta gülmemek için kendini tutuyor gibiydi. Yer değiştirirken yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Bu yemeği hemen yapmazsan seni yiyeceğim."
"O zaman daha hızlı olalım, yenilmek istemiyorum."
"Yemek yiyelim sıra sana da gelicek."
"Demek öyle."
"Öyle."
"Yalnız sen o biberleri biraz büyük kesiyorsun galiba."
"İdare et artık sende mutfağa girdiğim mi var benim."
"Tamam tamam bir şey demedim devam et sen."
"Heh böyle ol işte."

Karnımızı doyurduktan sonra film izleme karar verdik.
"Aa ne diyeceğim bak."
"Yine ne diyeceksin acaba."
"Doruk'la Aslı'yı da çağıralım mı filmi birlikte izleriz hem gelirken cips falan alırlar."
"Olur ara Aslı'yı."
"Tamam hemen arıyorum." diyerek telefonu elime aldım.

"Geliyorlar."
"Duydum aşkım yanımda konuştun kızla."
"Noldu ya senin moralin bozuldu gibi."
"Bir şey yok."
"Onları da çağırdım diye mi bozuldun sen bakalım." diyerek yüzünü okşadım.
"Bırak ya yapma." diyip kolumdan yavaşca ittirdi.
"Ya ama niye böyle yaptın ki sen şimdi ne güzel hep beraber eylenecektik."
"Kuzum tamam eyleniriz ama, ne bileyim uzun zamandır birlikte doğru düzgün vakit geçiremiyoruz."
"Evet haklısın galiba." deyip yüzümü astım, "İstersen arayıp gelmemelerini söyleyeyim."
"Yok aşkım saçmalama çağırdık artık."
"Ee sen hep böyle mi olacaksın onlar gelince de."
"Nasılım ki ben? Bence gayet iyiyim."
"Ne bileyim aşkım bir şey oldum şimdi."
"Ney oldun? Üzüldün mü?"
"Bilmem, öyle bir şey oldu galiba."
"Kuzucum bilseydim söylemezdim ya, hemen üzülüyorsun sende ama. Yada bir dakika sen normalde hemen üzülmezsin, regli mi oldun yoksa sen?"
"Hı-hımm." dedim gözlerimi kaçırarak ve ufaktan gülümseyerek.
Gülerek ve sarılarak "Gel buraya." dedi.
Başım her zaman ki gibi göğsüne geldi ve bende ona sarılarak karşılık verdim.