YILDIZLAR

73 7 0
                                    


 Ben bunları düşünürken Araf elimden tuttu ve 

-Seni bu kadar düşündüren şey ne güzelim?

  Ne söyleyecektim, yada nasıl söyleyecektim? Ben hayatımla ilgili kararlar alamıyorum. Senin geçmişine dair de hiçbir şey bilmiyorum. Sen de bana dair çok az şey biliyorsun. Bu kadar kısa sürede olmaz, üzgünüm Araf mı diyecektim. Zaten o da hemen bir şeylerin olmasını beklemiyordu ki. Umarım beklemiyordur. Bunları tamamen mantığımla düşünmüştüm. Oysa bugün kalbimle düşünme günüydü.  Bir insanı sevmemiz için illa geçmişini mi bilmemiz gerekir? Onunla geçirdiğim gün sayısı az da olsa ben Araf'ın beni bırakmayacağını farkındaydım. Güven problemim olmasına rağmen o bana bu hayatta birine koşulsuz inanabileceğimi göstermişti. 

-Asel iç sesinle sohbetini bölmek istemem ama hepsini dışından kısık bir sesle söylüyorsun. Sadece farkında olman için söyledim. 

  Araf bana hiçbir şey söylememişti. Bu düşündüklerim sanki onu hiç kırmamıştı. Konuyu değiştirmek adına elinden tutup onu gökyüzünü görebileceğimiz bir yere götürdüm. Halinden memnun gibiydi. Elini hiç bırakmadan çimlerin üzerine oturdum. O da düşmemek adına zorunlu bir şekilde oturmuştu. Aaa! Ama lütfen kimse Araf beyi bir şey için zorunlu kılamaz, o isterse yapar. Az çok tanımıştım sonuçta. Elimle yüzünü kendime doğru yavaşça çevirdim ve alınıp alınmadığına baktım. Gözleri her zaman o kadar anlamlı bakıyordu ki anlamak çok zordu. Bir değişiklik görememiştim. Aynı anlamlı bakışları etrafı izliyordu. Tam da Araf çok üzgünüm derken

- Güzelim, biliyorum sana hiç kendimden bahsetmedim. Çok iyi bir geçmişim yok. Hatta hiç iyi bir geçmişim yok. Sana bunlardan bahsedersem benimle olmayacağını düşündüğüm için anlatmadım yada zamanı gelmedi, bilmiyorum. Ama ben senin neler yaşadığını biliyorum. Şunları söyleyebilirim ben senin  beni tanıdığından daha uzun bir süredir tanıyorum seni. Hatırlıyor  musun bilmiyorum ama...

 Dediği sırada içimde garip bir korku oluştu. Sanırım şuan Araf'ın diyeceği şeyleri kaldırabilecek ruh halinde olduğumu sanmıyordum. Elimle yavaşça ağzını kapatarak onu susturdum. Bu ortamı bozmak istemediğimi anlamış olacaktı ki elimi iki elinin arasına alarak tedirginliğimi azaltmaya çalıştı. Ona doğru dönerek

- Biliyor musun? Benim bir yıldızım var. Adı da Gece. Çoğu verdiğim kararı onunla da paylaşırım. İnsanlara güvenmemem gerektiğini anladığım zaman kendi kendime neye güvenebilirim diye sordum ve cevap ise bir eşya,nesne,varlık yada hayvanlar. Kısacası ben de insan hariç bir sırdaş edindim. Kutup yada Kızıl yıldızları kadar parlakta değil. Gökyüzünün sonsuzluğunda yorulmuş ama pes etmemiş,içinde hep bir umut varmış gibi. Her gün düzenli bir şekilde aynı yerinde beliriyor. Kabul ediyorum fazla bir cazibesi yok. İçlerinde en büyük yada en parlak olan da değil. Neden o? Sorusunu soracağını tahmin edebiliyorum. Cevap verecek olursam da yıkılmamış ve hep ayakta kalmış. Zamanla azalmış ışığı ama umudunu hiç kaybetmeden birinin onu bulmasını beklemiş,birinin onu keşfetmesini. Gece ile tanıştığımdan beri hep kendimi ona benzettim. Ben Gece'yi buldum Araf. Sen de beni...

-Seni ve kalbini. Güzel kızım benim. Umudunu,hayal gücünü,inancını bunların hepsini çok seviyorum. Sana dair her şeyi çok seviyorum. Çok merak ettiğim bir soru var. Ben Gece ile ne zaman tanışacağım?

-Zamanı gelince... Bakalım onunla tanışmaya hak kazanacak mısın? :)

-Sizin hayatınızda bu kadar önemli bir yeri varsa bunun için her şeyi yapmaya hazırım küçük hanım.

KAMERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin