~Merhaba canlarım Yağız karakterini de belirledik
~Bu bölümü 2. Yazışım silindi önceki ve size yetiştirmeye çalışıyorum
~Medya:YağızBir şey dememe izin vermeden dudaklarıma yapıştı onu üstümden itmeye çalıştım ama öyle sıkı tutmuştu ki bi an beden parçalanacak zannetim. Karşılık vermiyordum ama her geçen dakikda daha sıkı öpüyordu. Kısa süreliğine dudaklarımızı ayırdığı zaman şaşkınlıktan ağzım aralandı ve o bunu fırsat bilip tekrar dudaklarımı sömürmeye başladı alt dudağımı sıkıca kavradı ve dişledi ağzımdan kaçan inleme ile daha da hırslandı ve ona karşılık vermeden kurtulamayacağımı anladım. Hızlı bir şekilde ona karşılık verdim. Ve dudağımı sert bir şekilde tekrardan dişledi ve bende daha sesli bir şekilde inledim. Ağzıma gelen metalimsi tat ile dudağımın kanadığını anladım ve bu beni daha çok hırslandırdı. Hadi ama karşımdaki kişi Yağız Ateş'ti etkilenmemek mümkün bile değil. Dudaklarımı bıraktığı an nefes aldık ve onun dudağına yapıştım bu onu şaşırtsada 1 2 saniye duraklamadan sonra bana karşılık vermeye başladı. Kapı iyiki kilitliydi bu halimi kimsenin görmesini istemezdim. Dudaklarım dudaklarında bir elim boynunda diğer elim ise saçlarındaydı. Evet evet saçlarını çekiyordum ve bu onun hoşuna gidiyordu. Nefes almak için ayrıldığımızda aniden havalandım ve ayaklarımı beline doladım. Odadaki çok eski olmayan koltuğa oturdu ve beni de kucağına oturttu. Tam da erkekliğinin üstüne, giydiğim ince şey yüzünden tüm hatları ile hissediyordum erkekliğini. Fazla vakit kaybetmeden dudaklarıma yöneldi ve öpüşmeye başladık. Bu ikimizin de hoşuna gidiyordu. Uzun bir öpüşmeden sonra sırıttı boynuma yöneldi ve tam da şah damarımın üstünde durdu ve yumuşak dudakları ile 1 2 tane küçük öpücük bıraktı. Sonrasında emmeye başladı ve aniden boynumu dişleyince inleyip tırnaklarımı belince batırdım. Oda erkeksi bir şekilde inledi ve boynumdan göğüs arama kadar beni öpücüklere boğdu. Kalçamı sıkmaya başladığında elimi erkekliğinin üstüne koydum ve hafif bastırdım. Hoşuna gittiğini biliyordum. Elimi çektikten sonra nefes nefese kısık sesle konuştu.
-Elini oraya koy dedi. Nereden bahsettiğini anladığım için elimi erkekliğinin üstüne koydum ve sıktım erkeksi bir biçimde inledi ve kalçalarımı sıktı tekrar boynumu emmeye başladı ve dişledi. Nefes seslerimiz ve inleme seslerimiz odayı dolduruyordu. Son bir kere dudaklarımızı birleştirince tutkulu bir şekilde öpüştük ve ayrıldık. Ellerim boynunda onun da kafası boyun girintimde soluklanıyorduk. Konuştu.
-Beni benden alıyorsun güzelim seni istiyorum dedi ve durdu.
-Sadece bir kerelik bir hataydı Ateş asla ama asla ümintlenme tekrar edilmemesini umuyorum ve eklemeliyim ki ilk defa birini içtenlikle öptüm değerini bilmelisin bir daha bu hazzı yaşayamayacaksın Ateş.
-Emin misin bir daha bir araya gelmeyeceğimize?
-Öyle olmasını umuyorum Yağız. Sadece bi anlık kafa karışıklığıydı heveslenme!.
-Peki. Ama unutma ki seni seviyorum Papatya Ateş. Kucağından kalktım ve üstümü düzelttim. Oda üstünü düzeltip kapıya yöneldi tam çıkacakken göz kırptı ve eski somurtkanlığına büründü. Bu lanet adam sadece benim yanımdayken bu kadar içten gülümsüyordu ve bu bile kafamı karıştırmaya yetiyordu. Bende bir süre sonra odadan çıktım ve lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım ve boynuma baktım. Yağız' ın bıraktığı o iz boynumda yerini almıştı. Dudaklarım ise kabarmıştı. Neyse diyip toplantı odasına gittim Uras elinde telefonla sandalyelerden birine oturmuştu. Yanına gidip selendim.
-Uras hadi kalk eve gitmek istiyorum eğer bi işin yok ise eve gidelim.
-İşim yok eve gidebiliriz dedi ve somurtkanlığına daha fazla somurtkanlık ekledi.
-Neden bu kadar somurtkansın zannedersin babanı parçalara ayırıp her bir parçasını kurşuna dizip tekrardan o parçaları ateş ile yakıp küllerini okyanusun dibine atmışım dedim.
-Güldü. Bunu babamı geç kimseye yapamazsın sen dedi ve alay ile güldü. O anda adamlarımdan biri aradı hadi ama zamanlaması cidden harika !
-Ne var?
-Papatya hanım köstebeğimizi bulduk.
-Harika sizinle cidden gurur duyuyorum yer altındaki depoya götürün ve üstünde dinleme cihazı falan olmamasına dikkat edin ve ben gelmeden bişey yapmayın.
-Emradersiniz efendim.
-Tamam dedim ve kapattım. Uras'a döndüm.
-Gel bakalım Karahan sana ne yapabileceğimi göstereyim dedim ve yürümeye başladım. Beraber şirketten çıktık ve gelen arabaya bindik. Şoföre döndüm.
-Sen bırak ben hallederim dedim ve adam indi. Direksiyon başına geçim ve yanıma oturan Uras'a döndüm.
-Kemerini bağla ve asla ama asla ben iş başındayken bana engel olmaya çalışma. Kafasını tamam anlamında salladı. Trafikte makas ata ata ilerledim ve neredeyse son hıza ulaştım. Uras' ın şaşırmış yüzü keyfime keyif katıyordu. Beni dış görünüşüm ile yargılıyordu ama bilmesi gereken şey iş başında iken ciddiliğimi büyük bir özenle koruduğumdu. Mekana geldik ve beraber indik. Tekrar aynı şekilde uyardım benim bi adama işkemce edemeyeceğimden o kadar emindi ki göz devirdi. Bu haline gülüp geçtim. Depoya girdim ve korumaya fısıldadım.
-Yanımda ki Uras beye iyi davranın ve iş başındayken beni engellemesine izin vermeyin. Eğer ona sizin yüzünüzden bişey olur ise hepinizi kurşuna dizerim.
-Emredersiniz efendim. Dedi ve devam ettim acaba köstebeğimiz neredeymiş adamı görünce kahkaha attı ve bu da korkudan bembeyaz kesilmiş adamı daha da korkuttu. Üst kata çıkıp siyah aşırı dar taytımın üzeirne siyah uzun tişörtümü giydim ve kapıdaki adama seslendim aletleri aşağıda görmek istiyorum dedim ve adamın yanına indim. Konuşmaya başladım.
-Aa köstebeğimiz de buradaymış korkmalısın bence de son göreceğin kişilerin yüzlerine bak ama sana söz veriyorum sana işkencelerimi çok güzel tanıtacağım dedim ve yumruğu burnuna çaktım. Burnundan oluk oluk kan akmaya başladı. Babamı örnek alıyordum onun da kendine ait işkence yöntemleri vardı benim de babam burada olsa benimle gurur duyardı. Adamın ellerini çözdüm ve silahı çıkardım hiç acımadan iki omzuna ve iki ayağına sıktım. Kanlar göle benzemeye başlamıştı bile elimdeki bıçağı korumalara verdim be derisini yüzmelerini söyledim. Adamın derisi yüzülürkenki kahkahaları beni mutlu ediyordu. Uras' a baktım o an gözlerimiz kesişti ve ben sırıttım. Adama döndüm ve elimdeki balta ile iki bileğini kestim adam bayıldı. Kısa süre içinde ise ölecekti. Adamlarıma döndüm ve konuştum.
-Herzamankinden dedim ve adamı kaldırıp odaya götürdüler ve bir silah sesi. Uras' ın yanına gittim ve Uras konuştu.
-Artım bittiğine göre gidelim şu lanet yerden dedi. Kahkaha attım.
-Daha yeni başlıyorum Uras Karahan.
15 dk sonra 2 adet dolu ceset torbası geldi. Onlara doğru yaklaştım ve açtırttım. Uras' a seslendim.
-Uras'çım bunlar adamın son hali gözlerindeki endişe beni mutlu ediyordu ve devam ettim.
-Devamı daha da zevk verici dedim ve silahı çıkardım. Her bir parçasına teker teker 2 kez silah sıktım. Adamlara dönüm bu parçaları arka alana çıkarmalarını öyledim ve Uras'a beni takip etmesini söyleyip arka alana geçtik arkamızdan da et parçaları geliyordu. Et parçaları yerini alınca köşedeki benzini üstlerine dökdüm. Elimdeki çakmağı uzaklaşarak benzin dökülmüş et parçalarının üstüne attım. Et parçaları alev alev yanıyordu ve etrafa yanık et kokusu yayılıyordu. Ateşi söndürtüp külleşmiş parçaları poşete doldurttum. Ve deniz kıyısında bizi bekleyen oldukça büyük tekneye Uras, ben, külleşmiş et parçaları ve bir kaç koruma bindik. Bunu denize atmadan önce kancaya bağladım ve denizin en derin noktasına tekne ile gelince adamlara atmasını söyledim. Denileni yaptılar ve işim bitince Uras'a baktım şaşkınlık ile bana bakıyordu. Bu ceseti denizin altından çıkarsalar bile ne olduğu belli olmazdı çünkü sadece külleri kalmıştı uzun süre yanmıştı. Tekne yeniden depoya yaklaştı ve hemen depoya girip üst kata çıktım her şeyimi alıp arabaya Uras ile bindik. Sessizce eve doğru sürdüm ve eve geldik. Konusmadan odalarımıza çıktık.☆Evet aksiyon ve romantiklik dolu bir bölümdü neler düşünüyorsunuz ?
♡Yorum ve oylamayı unutmayınız1131 kelimelik bir bölüm ile karşınızdayımm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Abim
Teen FictionPapatya normal kızların aksine babasının mesleğini devam ettiren bir mafya kızıdır. Babası ölünce babasının yerine geçti ve diğer tüm mafyalara meydan okudu. Bu konuda gayet başarılıdır çünkü babası kızını tam bir mafya edası ile yetiştirmiştir. Bab...