İLK GÜN

9 2 0
                                    

''Geliyor musun Selin ağaç oldum burada''diye bağırıp duruyordu Müge.

Saçlarımda son düzeltmeyi de yapıp koşarak yanına gittim.Tam tahmin ettiğim gibi Müge gözleri dolu dolu bana bakıyordu.

''Kızım hadi çıkalım'' deyip ayakkabılarımı giymeye başladım ve sonra Müge ağzını tutamayıp ''Selin aynı eskisi gibi olmuşsun'' deyiverdi.

''Eski yok artık Müge eskisi gibi olamam da olmam da şimdi lütfen hızlıca çıkalım ilk günden geciktik zaten'' dedim ve kapıyı açıp dışarı çıktım.

Birkaç dakika sonra yanıma gelebildiğinde yüzü asık asık bana bakıyordu.

''Hadii tamam asma suratını kızım stresliyim diyorum zaten alttan alıver ya''deyip sırıttım.Hemencecik de gülümseyiverdi şapşal, her şeyi de çok çabucak affediyor hep...

''İyi madem onu bunu boş ver de nasıl görünüyorum?'' hep bardağın dolu tarafına bakan o kadar pozitif bir kız ki Müge,hep ne sevap işledim de Allah onu ilkokuldan beri hiç yanımdan ayırmadı diye düşünüyorum hep...

''Fıstık gibisin de artık nolur gidelim canım''deyip adımlarımı hızlandırmaya başladım.

''Sen de fena değilsin canım''dedi ve o da sonunda adımlarını hızlandırdı.

Dışarıda güneş adeta gülücükler saçıyor kuşlar cıvıl cıvıl ötüşüyorlardı.Kendi kendime yeni hayatıma başlamak için çok doğru bir gün seçmişim diye düşündüm.

O sırada çoktan tramvay durağına gelmiştik Allahtan şanslı günümüzdeydik de beklediğimiz tramvay çok çabucak geldi.

On beş dakikalık bir tramvay yolculuğundan sonra kampüsün önünde indik ve bahçeye doğru yürümeye başladık.

Bahçeye bir kaç dakika bakındım ve herkes o kadar yabancıydı ki hiç kimseyi tanımadığım gibi onlar da beni tanımıyorlardı tam da istediğim gibi,işte tam da şimdi kim istiyorsam o olabilirdim ve  artık hayatımın dizginlerini elime alabilirdim.

Yavaş adımlarla binaya yürümeye başladık tabii Müge'nin topuk tıkırtısı da bize eşlik ediyordu.

''Müge Allah aşkına hep bunları giymek zorunda mısın ya yok mu senin düz taban bir ayakkabın?''diye sitem ettim.

''Evet,bir kere de sen giysen sanki''diye söylenmeye başlamıştı ki Allahtan binaya vardık.

''Vay anasını Selin okula bak yuh şu köşedeki sınıf bizim evden büyük.''

''Müge'cim bizim evle kıyasladığında büyük olmayan bir lokasyon yok zaten o yüzden çok da şaşırmana gerek yok.Ben dersliğime giriyorum çıkışta kafeteryada görüşürüz.''

''Tamam canım iyi şanslar''deyip topuk tıkırtıları eşliğinde uzaklaştı Müge,ben de dersliğe giriş yaptım.

Kocaman salondaki uzun ve büyük sıraların yanından yürümeye başladım ve ortalarda olduğunu düşündüğüm bir sıraya geçip sağımda ve solumda insan oturabilecek bir konuma yerleştim.

Birkaç dakika sonra upuzun sıra bir bir dolmaya başladı.En başlarda herkes uzun aralıklı oturmuşken şimdiyse aralar gittikçe sıklaşıyordu.

Benim de sağıma uzun boylu kumral tenli güneş gözlüklü bir çocuk oturdu çok geçmeden de sol tarafım doldu orada ise dalgalı saçları olan benim boylarımda tatlı bir kız oturdu.

Bana selam verip telefonuna gelen mesajları hızlıca cevaplamaya başladı ben de selam verdim ve çantamdan kalem kağıt çıkarmaya koyuldum.

Hemen sonra bizden en fazla altı yedi yaş büyük olduğunu düşündüğüm hoca sınıfa girdi ve kısa bir tanıtımdan hemen sonra hızlıca bir giriş yaptı.

Yaşı dolayısıyla acemi olduğunu düşündüğüm hoca aksine beni çok şaşırtmıştı çok deneyimli hocalara bile taş çıkarabileceğine kalıbımı basabilirdim...

O kadar çok şey anlatmıştı ki ve o kadar hızlıydı ki artık hangisinin gerçekten yazılmaya değer olduğunu düşünmeye vakit bulamadığımdan her şeyi olduğu gibi yazmaya başladım.

Elim kopacak raddeye geldiğinde hoca önemli bir telefon konuşması için dışarı çıktı ve ben de sonunda kafamı kaldırabildim.

Herkes aşağı yukarı benim gibiydi kimi yazmaktan ağrıyan elini sallıyordu kimi şaşkın şakın etrafa bakıyordu bazıları da sanırım bu bölüme geldikleri için şimdiden pişman olmaya başlamışlardı ama hukuk fakültesinin zor olduğunu zaten binlerce kez duymuş olmaları gerekiyordu.

Ben etrafı incelerken sağ tarafımdaki çocuk seslendi

''Şttt bana acil uç vermen lazım''dedi.

Çantamdaki uzun arayışımdan sonra sonunda buldum ve uç kutusunu uzatıp dağılan çantayı toplamaya başladım.

İşi bittikten sonra da kutuyu uzatıp teşekkür etti ve o sırada da hoca sınıfa girdi biz de yeniden paragraflarca süren yazımızı yazmaya devam ettik.

Sonunda ders bitti ve hoca sınıftan çıktı.Anında herkese bir rahatlama geldi ve salonda uğultular başladı.

Yavaş yavaş sınıf boşalırken ben de çantamı sırtıma alıp çıkmaya hazırlanıyordum o sırada solumda oturan kız bana bakarak''Çok karmaşık ve büyük bir yer,sanki her şey olması gerekenden o kadar büyük ve hızlı ki kendimi kumsaldaki bir kum tanesi gibi hissediyorum adeta''deyip gülümsedi.

''Olur bazen öyle ama alışırsın zamanla''deyip yürümeye başladım.

Arkamdan gelip ''Sen hangi şehirden geliyorsun?''diye sordu.














Yeni Bir SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin