Paketi açtım. İçinde tahta bir kutu vardı. Üstünde 'Ailene Güvenme' yazıyordu. İçini açtığımda eski bir gazete kupürü gördüm. Üstünde 'Kaldırye Müslümanbirası Tekrar Paçayı Kurtardı' yazıyordu. Altında ise kaynanam Lütfiye'nin resimi vardı. Telaşla aşağı indim. Salonda olan hizmetçilere "Çıkın." dedim. Kıvırta kıvırta gittiler. Kaynanam ayağa kalktı. "Ne oldu gavur?" dedi. Elimdeki gazete kupürünü gösterdim, "Bu oldu orospu.". Lütfiye karısı ağzını açamadan devam ettim, "Bana eskiden orospu olduğunu sonra adını değiştirip buraya gelin geldiğini nasıl söylemezsin meslektaşım.". "Yalan bunlar. İftira atıldı bana." dedi. Meriç bağırdı, "PelinNaz, anneme nasıl orospu dersin. Bu akşam yemeğinde herkesin içinde annemden özür dile ya da git bu evden.". Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken kaynanam kıvırta kıvırta salondan çıktı. Puding götlüm Vahide'nin Gizleri meleği gibiydi. Hızlıca odama çıktım. Neden birisi bana kaynanamın eskiden orospu olduğunu söyleyen bir kupür yollamıştı ki? Kağıdı kutuya koyup komidinin alt çekmecesine koydum. Akşam yemeğinde o şeftali götlüden özür dileyecektim. Timoti kullansın seni orospu diye geçirdim içimden. Ben odamda otururken iftar saati çoktan gelmişti. Aşağı indim. Diğerleri oruçlarını açarken ben çoktan ana yemeğe geçmiştim. Yemekten sonra Meriç koluyla beni dürttü. Ayağa kalktım. Boğazımı temizleyip söze girdim, "Bugün buradayım, çünkü bu sabah benden yaşça büyük birisine karşı bir ayıp işledim. Neden böyle bir yanlışa düştüm gerçekten bilmiyorum. Umarım samimiyetime inanırsınız. Tüm kalbimle tüm orospulardan özür dilerim." diyip masadan kalktım. Çok cooldum.
1,5 ay sonra
Meriç hızla odaya daldı. "Az önce Sefirle konuştum. Çabuk toplan Amerikadaki malikaneye gidiyoruz yine.". Bavullarımızı almış yeni hayatımıza giderken kapıda bizi durduran polisler önümüzdeki tek engel oluvermişti.