-Jisung'un ağzından-
Annemin bana uzattığı mısır patlağı dolu büyük kaseyi kucağıma aldım ve yanağına bir öpücük kondurdum. Annem neşe içinde kıkırdarken gülümseyerek salona geçtim. Ardından telefonu açtım ve haberleri açtım.Uzun zamandır derslerden kafamı kaldırıp televizyona bakamıyordum. Ağzıma birkaç patlamış mısırı attım ve haber kanalına bastım.
2000 doğumlu lise öğrencisi C. hafif bir araba kazası ardından ambulansla Seul özel hastanesine kaldırıldı.
Anında kucağımdaki kaseyi mutfağa bırakıp koşarak odama çıktım. Yatağımın üzerinde duran telefonumla Chaeryeong'un numarasını tuşladım. Telefonun açılmaması ile iç çekerek askılıktan montumu aldım ve odamdan hızla çıktım. Ardından hızla ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve konuştum. "Anne ben hemen geliyorum!"
Hızla taksi durağına hızla koştum ve gelen taksiyi elimle durdurarak bindim. "Seul özel hastanesine lütfen. Biraz hızlı olursak iyi olur." Taksi şöforu kafasını salladı. "Tamamdır. Lütfen kemerinizi bağlayın."
Anında kemerimi bağladım. Taksi hızla ilerlemeye başlamıştı. Gözlerimi kapatarak kafamı geriye yasladım.
Tanrım, lütfen Chaeryeong'a bir şey olmasın.
***
Taksinin durmasıyla montumdan çıkardığım cüzdanımdan parayı çıkartıp uzattım şöfore. Eline aldığı an kemeri çözüp taksiden indim ve koşarak hastanedeye girdim. "Lee Charyeong'un odası nerede?" Karşımdaki kadın önündeki ekrana bakmanın ardından konuştu. "2. kat, 258. oda."
Anında koşarak 2. kata çıkmaya başladım merdivenlerden. 255. odanın karşımda olmasıyla beraber iki kapı ileride 258. odasının olduğunu gördüm. Anında içeri girdim. İçeride ki bir kadın ve erkeğin karşısında Chaeryeong yatıyordu.
Bu üç kişi de bana bakmaya başladılar. Chaeryeong konuştu. "Jisung." Chaeryeong'un yanında yaşlı gözlerle oturan kadına baktım. Benziyorlardı. Muhtemelen annesi ve babasıydı bu kişiler Chaeryeong'un.
Elimi kapı kolundan çekip düz durarak öncelikle ailesinin karşısında eğildim ardından Chaeryeong'a döndüm. "İyi misin?" Annesi konuştu. "Hadi tatlım Chaeryeong'un doktoru ile konuşalım."
Bu iki kişi odadan çıktılar. Chaeryeong gözlerini kapatto ve mırıldandı. "Özür dilerim, ölmeye çalıştığım için." Kaşlarımı kaldırdım ve şaşkınlıkla gözlerimi büyülttüm. "Arabanın önüne sen mi atladın?"
Hızla başını olumsuzca salladı. "Hayır. Yemin ederim." Ellerimi montumun ceplerine koydum. "Peki nasıl oldu?" Gözlerini kırpıştırdı. "Kaldırımda ilerlerken arabanın patlayan frenleri yüzünden yanımdan sıyırarak geçti." Başını eğdi ve elleriyle oynarken konuşmaya devam ettim. "Ölümün bu kadar acı verdiğini bilmiyordum."
Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Peki hala canın yanıyor mu?" Başını olumsuzca salladı. "Fiziksel anlamda canım acımıyor, yani çok acımıyor. Ama manev açıdan çok acı çekiyorum Jisung."
Omuzlarını kaldırdı. "Çok canım yanıyor." Derin bir iç çektim. "Yine çirkin olduğu düşündüğünden mi?" Başını olumsuzca salladı. "Hayır Jisung. Seni dinlemeden aptalca şeyler yaptığım için pişmanım ve bu benim canımı yakıyor."
Derin bir iç çekti ve devam etti. "Yarı baygınken annemin nasıl perişan olduğunu babamın ne kadar bitkin durduğunu gördüm. Sanki o an ölmeyi başarmış ve onların tepkilerini görebiliyor gibiydim. O an en büyük pişmanlığımı yaşamıştım."
Yaklaştım ve sedyesinin yanında duran koltuğa oturup elini tuttum. "Her ne olursa olsun geç değil Chaeryeong. Pişman olacağın bir yaşta değilsin." Bana çevirdi kafasını. "Bana bunları unutmam için yardım edecek misin?" Gülümseyerek olumlu anlamda kafa salladım. "Söz."
Aşk yaşıyorum. Tşk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ugly ⚢ han + chaeryeong ✔
Fanfiction"Sen çirkin değilsin Chaeryeong, sevdiğim kızı bu şekilde görmek canımı acıtıyor." 2020 | duestrade© 「 @monoita 」 ↪Wattpad'de ki ilk ChaerHan kitabıdır.