Giriş Bölümü

40 13 46
                                    

Merhabaa, hepinize selam selam selaaaammm.

Yeni bir hikayeye bu sade ve güzel olduğunu düşündüğüm tatlı bir girişle başlamak istedim. Umarım beğenirsiniz 🧡

İyi okumalar^^

İyi okumalar^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Giriş.

"Yarın görüşürüz, iyi günler." Tuşların üzerinde gezinen parmaklarım bu cümleyi yazıp 'Gönder' tuşuna bastığında derin bir nefes alıp arkama yaslandım. Attığım mesajın hemen ardından gözlerimi kapatma tuşuna bastığım bilgisayarımın kararan ekranında beliren kendi yansımama çevirdim.

Ben Derin Alaca. Ya da belli mecralarda ünlü olup merak edilen diğer ismimle Beyaz Gölge. Kurduğum bir site üzerinden hazırladığım bir derginin beğenilmesi üzerine kısa sürede adını duyuran, Türkiye'nin en ünlü reklam ajanslarından teklif alan tek kişi. Kurduğum site üzerinden yaptığım afiş, dergi, kitap ve tanıtım filmleri gibi iletişim kanallarında yayınlanan paylaşımlarım oldukça ilgi çekmiş ve büyük bir takipçi kitlemin oluşmasını sağlamıştı. Bu siteyi tam bir yıl önce bugün kurdum, kimseye bağlı çalışmadan. Başlarda lakap olarak kullandığım Beyaz Gölge, her yerde, her ünlü reklam şirketinde yavaş yavaş ismini geçirirken, teklifler almaya başlamamla birlikte ismimi de duyurmuştum. Bir yıl önce sadece işimin bunu gerektireceğini bildiğim ve kendimi geliştirmem gerektiğini düşündüğüm için açtığım bu site, bir yıl sonra tahmin bile edemeyeceğim bir yolculuğun kapısını açmıştı. Bu iş bana takipçi ve ün kazandırmakla kalmayıp fazlasıyla para da kazandırdı. Önce kirada kaldığım evi satın aldım. Başta bunu bir eğlence olarak görmeye başladığımı anladığım an, işin ciddiyetini kaybettiğimi fark ettim. O an kendime bu yola çıkarken içimde bulunan amacı hatırlattım. Ben bu sayfayı işime kendimi daha çok verebilmek için, hayatımı ve hayatımda ki insanların hayatını düzeltebilmek için açmıştım. Şimdi gri ve beyazla bezenmiş odamda oturmuş bilgisayarımın yanında duran valizlerime bakıyorum. Evet, ikinci bir eve taşınıyorum. Daha büyük bir eve mi? Daha lüks bir eve mi? Hayır. Bu zamana kadar kaldığım bu evden ayrılıyorum çünkü onlara yük olduğumu düşünüyorum.

Biliyorum, kafanız karmakarışık. Açıklamama izin verin. Size kan kardeşim Koray'dan bahsettim mi? Yaklaşık on yıldır burada onunla birlikte anneannesinin evinde yaşıyorum. Her ne kadar aksini iddia etseler de kendimi bir sırt çantasından farksız görüyorum. Satın aldığım ev, Koray'ın anneannesinin evi. Bunca yıl sonra üzerimde bıraktığı emekler için bir nevi teşekkür ediyorum. Biliyorum ki asla hakkını ödeyemem ama elimden gelen tek şey bu. Şimdi gidiyorum, yeni evime... Asla kendimi burada hissettiğim kadar huzurlu ve güvenli hissetmeyeceğimi biliyorum. Ama gitmem gerek, hissediyorum.

Yeni taşınacağım evin sahibini bile tanımazken huzursuzlukla dolu içim. Her an bir sorun çıkacak diye ödüm kopuyor. Sözleşmeyi emlak ofisinde imzalamıştım ve evin sahibi imza atmaya gelmemişti bile, tahmin edebiliyor musunuz? Emlakçı bana aynen şunu söylemişti, "Evin sahibi çok meşgul birisi, ben ona uygun bir zaman gidip imzalatacağım." Üstelik benim hemen üst katımda oturuyor olduğunu öğrenmiştim. Ve bu işin uzamasını istemediğim için emlakçıdan evrakları almıştım. Kendim imzalatıp konuyu kapatacaktım. En azından bana on saniyesini ayırabilirdi, değil mi?

Şimdi yoldayım. Binamın bulunduğu sokağa giriyorum. "Akasya sokak..." diye fısıldıyorum kendi kendime. Gözüme tanıdık olan binanın önüne kadar gelip durduruyorum arabayı. Hiç hazır değilim yeni hayatıma. Ama bir yanım da başlamak için can atıyor. Beni nelerin beklediğini bilmediğim binanın önünde bir araba beliriyor birden. Önce kapısı açıldı, sonra ahşap gitar çantası ile birlikte bir erkek çıktı içinden. Güneş gözlükleri, siyah gömleği, siyah pantolonu ve elinde ahşap gitar çantasıyla kabul edilmeliydi ki, çok etkileyici bir görüntü sunuyordu. Gözlerim biraz daha üzerinde gezinirken adımlarının binaya doğru ilerlediğini gördüm. Kalbimin sebepsizce hızlı atıyor oluşu hayata meydan okur cinstendi. Aynı bina da oturuyorduk. Ve neden bilmiyorum, bu çocuğu hayatımda daha çok göreceğimi hissediyordum.


❇❇❇


Düşünceleriniz neler?

Oylamayı ve destek vermeyi unutmayın lütfen. Birinci bölüm en kısa içinde gelecek. Beklemede kalın.

İyi günler!

Beyaz Gölge Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin