•5•

2.4K 190 37
                                    

"Biliyorum annee." Elimde ki tabakları masaya yerleştirdim. "Evet Rosé'de iyi. Şuan bana kahvaltı hazırlıyor minik meleğim."

Yüzüne döndüğüm an da dilini yanağına koymuş olduğunu ve dalga geçtiğini anlamıştım.

Neden böylesin?

"Karımı rahatsız etme şimdi. Hadi kapat kahvaltı yapacağız." Yapacağız.

Son tabakları da bırakıp hızlıca oradan uzaklaştım.

"Hey Roséanne! Kahve doldurmayacak mısın? Gördüğün gibi bir misafirimiz var." Yanında ki kızı işaret ettiğinde kafamı salladım. "Onun bir misafir olduğunu sanmıyorum. Benden daha çok bu evde kalıyor."

Yüzü solarken hızlıca odama çıktım ve ardımdan kapıyı kapattım.

Bana minik meleğim demişti. Fakat hepsi dalgaydı.
Benden neden bu kadar nefret ediyordu ki?

Kapım çalmaya başladığı anda yerden kalktım. "Kim o?"

"Benim aç kapıyı." Jungkook'un sesiydi. Kapıyı açtığım an da odaya daldı. "Ne yapıyorsun sen burada tek başına?" Gülmek istemiştim. Yüzüne salak mısın?  Diye haykırmak istemiştim.

"Sanane." Yüzü bir an olsun düzelmeden öylece bana baktı.
"İntihar ettiğimi mi sandın? Korkma babanın mirasını alabilmen için birşey yapmıyorum." Kapıyı kapatmak için yeltendiğimde yanıma geldi ve kolumu sıkıca tuttu.

"Ağlama." O an yüzüne karşı daha fazla ağlamak istedim. Sırf o böyle dediği için.

"Babana birşey söylemeyeceğim. Korkma. Şimdi sevgilinin yanına git." Kolumu avucundan çektim ve camın önüne gittim.

Ağlamamalısın Rosé. Bunu şuan yapma.

Kapı kapandığı an da olduğum gibi tekrar yere çöktüm.

Sadece mutlu olmak istiyorum artık.

•I Don't Want To Be Like Her • Rosékook ✿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin