Çalan alarma bir küfür savurup zar zorda olsa yatağımdan kalkıp bonyoya girebilmeyi başardım. Bonyodaki gerekli işlerimi bitirip yarım saatin sonunda banyodan çıktım. Hiç vakit kaybetmeden okul üniformamı giydim saçımı da hafif maşa yapıp daha sonrasında bir de makyaj yaptım. Sırt çantama bugün için gerekli kitap ve defterleri koyup telefonumu da aldıktan sonra odadan çıktım.
Her zamanki gibi annem kendi koltuğunda Doğu büyük koltukta ve Celal amca ise onun solundaki tekli koltukta oturmuş sohbet ediyorlardı. Sessizce onlara biraz uzak tekli koltuğa oturdum.
"Günaydın." Diyerek sağ bacağımı sol bacağımın üzerine yavaşça koydum. İkisi de tek bir ağızdan günaydın diyerek gülümsediler. Doğu geldiğimi farketmemiş olmalı ki hiç birşey demedi. Sonrdan farkedip günaydın dedikten sonra iştahla kahvaltı masasına bakıp konuşmaya başladı.
"Kahvaltıya geçelim haydi bayanlar ve Cemal enişte. Ben kurt gibi acıktım." Diyip yalancı bir hüzün ile ekledi Doğu.
Celal amca da onayladıktan sonra masaya geçtik. Evet ona amca diyorum ne var bunda? Üstelik benim babam bir tane o da öz babam. İkinci bir yabancıya asla baba demem bu böyle biline. Neyse bu konu tartışmaya kapalıdır baylar ve bayanlar ben kaldığım yerden devam edeyim en iyisi.
Bu saatlerde asla kahvaltı yapmadığım için bir dilim beyaz süzme peynir ve zeytin yedikten sonra saatime bakıp ardından da Doğu'ya bakış attım. Baktığımı farketmiş olmalı ki oda bana baktı. Saati işaret ettiğimde okul saatinin yaklaşması üzerine masadan afiyet olsun dedikten sonra kalkıp evden çıktık. Okula Doğu'nun arabasıyla gideceğimiz için evden çıktıktan sonra Doğu'nun arabasına ilerledik. Tam arabaya binerken Doğu'nun konuşmasıyla durdum.
"Ece?"
"Hıh? Yani efendim." Yalandan bir gülümümseme kondurdum hemencecik yüzüme.
"Durgunsun ters bir şey yok değil mi?"
"Şey yok sadece uykumu alamadım onun için durgunum. Bir de,"
Bora beni öptüü! İnanabiliyor musun ÖPTÜÜÜ! Bir de,
"Evet bir de?"
"Evimi ait olduğum yeri özledim. Burada bir yabancıdan ibaretim, buraya ait değilim gibi hissediyorum.
"Ştt deme öyle şeyler. Tabi ki de buraya aitsin. Sadece zamana ihtiyacın var. Bak görürsün buraya çok kısa sürede alışıp bir daha gitmek istemeyeceksin." Diyip gülümsedi.
"Umarım."
Gözümden düşen bir damla yaşı Doğu görmeden elimin tersiyle hemen sildim.
Aslında bir de dün akşam ki öpücüğünde etkisi vardı Doğucum. O değil de okula gidiyoruz utancımdan gitmek istemiyorum. Hayır niye öpüyorsun ki arkadaş anlamıyorum ki. Üstüne üstlük yetmezmiş gibi Bora ile aynı sınıf ve sıralardayız. Of ne yapacağım ben! Kenimle konuşmayı bırakıp bana garip garip bakan Doğuya hadi gidelim artık diyip arabanın sürücü koltuğunun yan tarafına bindim. Doğu da hiç vakit kaybetmeden sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı ama hareket etmeden bana döndü.
"Emin misin?"
"Evet evet hadi gidelim bak geç kalacağız yoksa."
Niye her zaman bişeyleri belli etmeden edemiyordum ki!
Sessiz geçen beş dakikanın sonunda okula gelip he zamanki gibi arkadaşlarımızın yanına kantine gitmiştik.
"Hoşgeldin minnik kuş."
Deniz gelir gelmez boynuma atlayıp sıkıca sarıldı. Her zaman böyle deli dolu canlı birisi olmayı nasıl başarıyor şaşırmıyor değilim. Aman nazar değmesin neşe kaynağımıza.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günbatımı (Düzenleniyor)
Teen FictionBiyolojik annesiyle yeni şehirde eğitimine devam etmek zorunda kalan Ece' nin aslında neden annesinin yanına gönderilmek zorunda kaldığını ve yeni şehirdeki yaşantısını en büyük aşkını ve başına gelecek olaylardan güzel günlere çıkışını merak ediyor...