Evet arkadaşlar nihayet yeni bir bölümle tekrardan geldim. Biliyorum geç gelen bir bölüm oldu fakat sınav yılım olduğu için bölüm atamadım anlayışınıza sığınıyorum:) :):)
Yorumlarınız benim için çok değerli bu yüzden yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Ayrıca kitabımı arkadaşlarınıza da önerebilirsiniz. Keyifli okumalar...
Medya: ...Özden...
Bölüm şarkısı: Chris Landmark And l Love Her ( Özden 'in çaldığı şarkı)Hayatta bazı anlar vardı. En önemli kararları vermeniz gereken anlar...Ve sonuçları belki de hayatınız boyunca sizi etkileyecek, geri kalan yaşamınızı bu karara göre şekillendirmenizi sağlayacaktı.Ve bu kararlar sizi ikilemde bırakabilirdi.
Hayat kendisi de bir ikilem değil miydi zaten?Pişmanlıklarımız, hayal kırıklıklarımız, mutluluklarımız... Hepsi verdiğimiz kararların doğurduğu sonuçlardı.
Ve işte şu an içinde bulunduğum durum da buydu. Bir karar verecektim. Bu karar sonunda Ya pişman olacaktım ya da memnun. İşte bunu belirleyecek olan da zamandı.
Benim ise fazla zamanım yoktu. Hâlâ bu yaşadığımı aileme söyleyip söylememe konusunda kararsızdım. Fakat hemen bir karara varmam gerekiyordu. Kafamdaki düşünceleri bir süreliğine düşünmemekte karar kıldım.
Karavana vardığımda Burçin'in ve çocukların telaşlanmış olduğunu gördüm. Ayda ' ya zaten diyecek yoktu. Üç çocuğumdan bana en düşkün olanıydı Ayda.
Beni görür görmez kucağıma atladı. Ben de ona sarıldım. Burçin bu saate kadar nerede kaldığımı sordu. Ben ise ormanda yaşadıklarımı şimdilik söylemedim. Yakacak bir şeyler ararken karavandan biraz uzaklaşmış olduğumu söyledim. O da fazla üzerime gelmedi. Açıkçası bu benim için iyi bir şeydi. Çünkü ormanda olanları henüz söylemek istemiyordum. Yalana başvurmak ise isteyeceğim son şey bile değildi.
Ben ise konuyu tamamen üzerimden çekmek için yemek yemeyi teklif ettim. Zaten onlar da acıkmışlardı. Bu yüzden kabul ettiler.
Ailemizde iş bölümü vardı. Sofrayı Burçin ve Özgür kurar, ben ve Özden ise toplardık. Ayda ise her iki tarafa da elinden geldiğince yardım etmeye çalışırdı.
Özden yanıma geldi. "Babacığım bir şey olmadığına emin misin? Çok düşünceli görünüyorsun." Özden'in gözünden bir şey kaçmazdı. Çok dikkatliydi. Bir şey yok dedim. Ve konuyu değiştirmek için ben yokken neler yaptıklarını sordum.
Nihayet sofra hazırdı. Ne kadar dikkatleri üzerimden çekmek için yemek yemeyi teklif etsem de ben de acıkmıştım. Hepimiz sofraya geçtiğimizde afiyetle yemeklerimizi yedik. Ardından Özden ile sofrayı toplamaya koyulduk.
İşlerimiz bittiğinde Özden ' e dönerek:" Uzun zamandır bize gitar çalmıyorsun küçük bir konser vermek istemez misin?" diye sordum. Özden cevap vermeden Özgür lafa atladı." Harika olur. Hem ateş de var. Bundan iyi bir ortam bulabileceğinizi de sanmıyorum." Hepimiz Özgür'e katıldığımızı belirttik. Özden gitarını getirmek için karavana yöneldi.
Özden gitarını getirdiğinde tüm gözler ona döndü. O ise bana dönerek: " Hangi şarkıyı çalayım?" diye sordu. Burçin benden önce konuştu."Bence sen hangi şarkıyı çalacağını biliyorsun."
Özden başını onaylarcasına salladı ve şarkıyı çalmaya başladı.
Çaldığı şarkı Burçin ile bizim şarkımız olan" l Love Her "idi. Ve bu şarkıyı çocuklar da seviyorlardı.
Şarkı bitiminde hepimiz Özden' i alkışladık. Bu konuda kendini bayağı geliştirmişti.
Hatta birkaç minik konser bile vermişliği vardı. Müzik öğretmeni Hülya Hanım da kendisiyle çok ilgileniyordu.
Tatil dönüşü Özden 'in konseri vardı. Bu yüzden tatilimizi ona göre planlamıştık. Özden ise çok heyecanlıydı.
Burçin hazırladığı tatlıyı getirmek için karavana yöneldi. Özden de gitarını bırakmak için annesiyle birlikte karavana gitti.
Özgür her zamanki gibi bilgisayar oyunu oynuyordu. Çoğu aile çocuklarına bilgisayar oyunları yerine ders çalışmaları gerektiğini söyleyebilirdi. Fakat biz buna karışmazdık. Çünkü onun ilgi alanı buydu ve bu konuda oldukça da başarılıydı. Burçin ve ben çocuklarımıza kendi belirlediğimiz hayatı yaşatmak yerine yeteneklerini keşfedip o alana yönlendirmeyi doğru buluyorduk.
Bir süre sonra Burçin elinde tatlılarla geldi. Özden de geldiğinde hepimiz tatlılarımızı afiyetle yemeye koyulduk.
Tatlılar yenirken Ayda ortaya bir fikir attı. "Hadi bir oyun oynayalım." Bu fikir hepimizin hoşuna gitmişti. Fakat ne oynayacaktık? Ayda 'ya döndüm: "Peki ama ne oynayacağız?" Ortaya bir fikir attığına göre onu destekleyecek bir planı da olmalıydı değil mi? "Sessiz sinema "dedi Ayda.
Hepimiz kabul ettik ve oynamaya koyulduk.Öncelikle takımları belirlememiz gerekiyordu. Fakat biz 5 kişiydik. Adaletli bir şekilde takımları dağıtmak için şöyle bir yol izledik: Filmler hakkında en çok bilgi sahibi olan Burçin ve bendim. Bu yüzden ikimiz farklı takımlarda olacaktık. Daha sonra Özgür ve Özden geliyordu. Özgür Burçin'in takımına Özden ise benim takımıma geldi. Ayda ise ben babamı bırakmam diyordu. Özgür ise bırak gitsin nasıl olsa biz kazanacağız diyordu kazanacaklarına dair hiç şüphesi yoktu.Bu yüzden_ karşı takımın da onayıyla_ Ayda bizim takımımıza geldi. Böylece oyun başlamış oldu.
Oyun sonunda hepimiz çok yorulmuş bir şekilde kamp sandalyelerimizde yerimizi aldık. Oyun nasıl mı bitti? Özgür' ün tüm iddialı konuşmaları boşa çıktı ve 12 ye 6 'lık bir skorla karşı tarafı yendik.
Yenilgiyi hazmedemeyen ve tüm bu iddialı lafların arkasında duramayan Özgür ise ama siz 3 kişiydiniz diye hala itiraz ediyordu.
Birden bir ses duyuldu. Bu ses ormanda benimle konuşan sesti. "Hâlâ ailenden saklıyor musun? Yoksa daha konuşamadın mı?" Ayda hemen bana sarıldı. Çok korkmuştu.
Özgür güçlü durmaya çalışıyordu ama eminim o da en az Ayda kadar korkuyordu." Bizden ne istiyorsun?" Ve yine aynı ses " Zamanla öğreneceksin ufaklık zamanla öğreneceksin..."
Öncelikle hepinize iyi bayramlar 🎈🎈🎈 böylelikle yeni bir bölümün de sonunu getirmiş bulunuyoruz. Diğer bölümde yeni maceralara hazır olun. Bölüm sonunu nasıl buldunuz? Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum...
SORULAR:
* Sizce böyle bir şeyi anlatmadığı için ailesinin Suat'a tepkisi ne olacak?
* Peki siz olsaydınız Suat'a nasıl davranırdınız?
* Suat ailesine söylememekte haklı mıydı?
*Gelecek bölüm hakkında düşünceleriniz neler?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın 🤗🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERYÜZÜNDEKİ SON RENK
Pertualangan"Bir gün yeryüzündeki renklerin tek tek solup gideceğine kim inanırdı ki?" " Renkler yavaş yavaş solarken her şeye rağmen mücadele eden bir aile..." Nefes kesici bir maceraya atılmak istiyorsanız işte şimdi tam zamanı. ...