~4~

666 39 35
                                    

Medya: Ata bebeğim ^-^

Sonunda okula vardığımda,üzerim sırılsıklamdı.Soyunma odasına girdiğim gibi getirdiğim yedek kıyafetleri üzerime geçirdim.

Üzerimi değiştirmiştim fakat saçım hala ıslaktı,öyle kalsın istiyordum.Tanrının gözyaşları saçlarımda takılı kalırsa,gözyaşlarını almaya geldiğinde dileklerimi de gözden geçirirdi belki?

Soyunma odası okulun arka tarafındaydı.Kuytu bi' yerdeydi.Çantamın içine elbiselerimi tıkıştırıp fermuarını kapattım.Ardından kapıya doğru ilerleyip yavaş adımlarla dışarı çıktım.

Çıktığım gibi bir çift çarptı gözüme,deli gibi öpüşen,Barış ve Vera çifti...

Hayatımda hiç bu kadar canımın yandığını hissetmemiştim.

Annem ve babam beni takmadığında da,babam benden nefret etmeye başladığında da,en yakın arkadaşımı farklı bir ülkede bırakmak zorunda kaldığımda da...

Onlara bakmadan koşar adım uzaklaşmaya başladım.

Rehber hocasının odasına ilerlerken midem bulanıyordu.Gözyaşlarımı sürekli gözümün içinden geri gönderiyordum.

Kapıya ulaştığımda dolan gözlerimi elimin tersiyle sildim.Büyük bir ihtimalle gözümün çevresi kızarmıştı.

Yüzümü iyice ovup odaya girdim.Kapıyı açmamla Elçin hocanın bana dönmesi bir oldu.

Ne olduğunu anlamadığı için yüzüme garip bir şekilde bakıyordu.

"Ali?"

"Hocam merhaba,ben sizinle bir şey konuşmak istiyorum."

"Tabii,tabii gel."

Gidip koltuğa oturur oturmaz,konuşmaya başladım.

"Hocam ben...Ben birinden hoşlanıyorum."

"Aa,ne güzel canım,nasıl biri bu şanslı kişi?"

"Kısa,altın rengi saçları var,tertemiz bir kalbi var,boyu çok uzun,gözleri kahverengi..."

"Çok güzel bir kız olmalı!"

"Hocam...Size bir şey sormak istiyorum."

"Tabii sor?"

"Size bu kişinin bir kız değil erkek olduğunu söyleseydim,ne yapardınız?"

"Ebeveyinlerini arayıp bir psikoloğa yönlendirirdim.Bu bir hastalık,Ali.Ve senin gibi değerli bir öğrencimin bu hastalığa kapılıp gitmesini istemem."

Bu söyledikleriyle çenem kasılmıştı.Bana ve dünyadaki milyonlarca eşcinsel insana hastalıklı diyordu,cidden şaka mı yapıyordu bu? 2020 yılındayız ve hala bu kadar cahil olanlarınız var mı?

"İyi günler hocam." dedim ve hızla ayağa kalktım.

Çıkışa ilerleyip hızla kapalı olan kapının kulpunu aşağı indirdim.Kapı açılır açılmaz birkaç kızın merdivene hızla koşmaya başladığını gördüm.

Umurumda değildi pek,okula yayacak kadar zalim olduklarını düşünmüyordum.

Kulaklıklarımı takıp hızla yürümeye başladım.

Okulun çıkışına yürüyordum.Hızla okuldan çıkıp evime ilerledim...

***
Eve geleli baya olmuştu,akşam saatlerine geliyorduk.

Sigara almak için evden dışarı çıkmıştım.Bu aralar o kadar çok alışmıştım ki sigara içmeye,her saat başı bir tane içiyordum.

Sanki artık oksijenle değil,sigara dumanıyla yaşıyordum.

Markete ilerlediğim sırada Ata'nın bağırmasıyla arkamı döndüm.

"Ali!"

Nefes nefese kalmıştı ve oldukça sinirli görünüyordu.

Onun yanıma gelmesini bekledim.Tam olarak yanıma ulaştığında ise nefesini dahi düzene sokmadan yakama yapıştı.

"İbne misin lan sen!"

"N-Ne? Ne diyorsun sen Ata?!"

"Okula ses kaydın yayılmış,ibne olduğunu söylüyormuşsun.Doğruyu söyle lan,öyle misin?!"

Gözlerimden yaşlar akmak için hazırlanıyordu.Kollarını ittirmeye çalışmıştım fakat en ufak bir hareketlenme olmamıştı.Son zamanlarda çok zayıflamıştım,hem bedenen hem de ruhen.

"Evet,öyleyim.Ama bana ibne diye ses-"

Daha cevap dahi veremeden suratıma bir yumruk yemiştim.Yüzüm parçalanana kadar yüzümün her tarafına yumruk atmıştı.

Yüzümün tamamı kana bulanınca ise ayağa kalkıp karnıma tekme atmaya başlamıştı.Bu böyle olmamalıydı,bu kadar çabuk öğrenmemeliydi insanlar...

Karşıdan gelen Barış,Vera ve diğer birkaç kişiyi gördüğümde,daha çok korktum.Çünkü Barış sinirli bir şekilde bakışlarını bir benim üzerimde bir Ata'nın üzerinde dolandırıyordu.Bir de Barış'tan dayak yemeyi kaldıramazdım.

Tam yanımıza geldiklerinde Pars,Ata'yı tutup geri çekti.Barış yanıma hızla gelince vuracak zannetip ellerimi yüzüme kapattım.Bana vurulmasını bekliyordum,ben hıçkırarak ağlarken bana sarılan bir Ozansoy'u değil.

Ellerimi yüzümden çekmeden bedenimi doğrultup bana sarıldı.Yüzümü omzuna yaslayıp ağlıyordum,oldukça aciz görünüyor olmalıydım.Karnıma aldığım tekme darbelerinden,doğrulurken zorlanmıştım.Yüzümde zaten tonlarca yara vardı.

Vera bana iğrenirmiş gibi bir şekilde bakıyordu,Ata'nın baktığı gibi.Pars ise bana acıyor gibi bakıyordu.Omzumda bir el hissettiğimde kafamı zorda olsa kaldırıp omzuma dokunan elin sahibine baktım.Berlin de gelmişti.

"Ağlama artık,hadi seni hastaneye götürelim." dedi Barış sessiz bir şekilde.

"İstemiyorum,gerek yok."

"Soru sormadım,Berlin kaldıralım Ali'yi yardım et."

Berlin omuzlarımdan tutarak beni ayağa kaldırmıştı.Sabah yağmur yağdığı için her taraf çamurdu.Üzerim tamamiyle çamur olmuştu.

"Bana yazan çocuk,sen miydin o?"

"Ne?"

"Sen gayet iyi biliyorsun ne olduğunu!"

"Değildim,değilim."

"İyi,o olsaydın gebertirdim seni çünkü."

Bunu duyunca karar vermiştim,Barış o kişinin ben olduğumu asla öğrenmeyecekti.Onu kaybetmek hayatımda isteyeceğim son şeydi.

Sellooooo,canım aşırı sıkkın moralim yerlerde sürünüyor o yüzden bölüm bok gibi oldu kb.Neys sizi seviyom hadi büy çikolatalı yumurtalarım<3

Stay • BaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin