9. Bölüm

5.3K 576 109
                                    

(ç/n: video için bir dakikalık saygı duruşu...)



Akademi şimdiye kadar kızların sıkı çalışmalarını sergilediği performansları sınıflarda yapıyordu.

Sonu olmayan pratikler yapılmıştı, Jimin ile durmaksızın çalışmış ve yaşları için kolay bir rutini mükemmelleştirmişlerdi. Jimin onların dans hareketlerini, başarılarını ve geldiklerinden beri ne kadar ilerlediklerini göstermelerini istiyordu.

Mina sürekli bunun hakkında konuşmuştu. Korumak istediği ve etkinlik için heyecanının dile getirdiği tek konuşma buydu. Jungkook ne zaman yaklaşan tarihten bahsetse parmak uçlarında cıvıldıyordu: Oturma odasında pratiğe devam ediyordu, devamlı övmesini istediği Jungkook'a gösteriş yaparak.

Bu sevimliydi ve Jungkook onun sahnede yer almasına minnettardı.

"Gösteri ne zaman?" diye sordu Jungkook akşam üzeri Mina'yı bale dersinden almaya geldiğinde.

Mina bağlılıkla Jungkook'un yanında dikilirken derslerden sonra her zaman ödül olarak aldığı çikolata çubuğunu kemiriyordu. Katlanabildiği ders saati göz önünde bulundurulduğunda enerjisi düşüşteydi.

"Gelecek çarşamba." diye cevap verdi Jimin, ilgisini onlara vermişti. "Katılabilecek misin?"

"Elbette. İlk gösterisini kaçırırsam Mina'nın beni affedeceğini sanmıyorum."

Tatlı bir şekilde güldü, kafasını salladı. "Doğru. Bunun için son derece sıkı çalıştı."

Jungkook midesini gururla şişiren kızına büyük bir sevgi hissediyordu, saçlarıyla oynamak için elini uzattı. Mina dokunuşa doğru eğildi, odağını sadece elindeki yiyeceğe vererek iki adamın arasında geçen konuşmayı dinliyordu.

"Biliyorum,"

"O gerçekten harika, Jungkook." diye devam etti Jimin, utanmazca ağzına tıktığı dudaklarının kenarına bulaşmasına neden olan erimiş çikolata yüzünden şişen yanağına işaret parmağıyla dokundu. "Çok çalışkan. Dansları çabucak kavradı, onunla gurur duymalısın."

"İnan bana, duyuyorum."

"Güzel," Jimin duraksadı, hafifçe gülümsedi. "Gösteriyi saat 6'ya ittim böylece işten çıktıktan sonra yetişmek için yeterli zamanın olacaktır."

"Orada olacağım." dedi hiç tereddüt etmeden. "Hayatta kaçırmam."

Gösterinin olacağı gün gelip çattığında Jungkook kızından daha gergin hissediyordu. Giymesi için özel bir kıyafet almıştı, mücevherli açık pembe bir leotard ve onunla uyumlu bir tayt, saçlarını da yaptırmıştı. Muhteşem görünüyordu ve Jungkook duygularını iyi yönetemezse ağlayacağından emindi.

"Baba!" diye çıkıştı Mina koluna vurarak. "Yapma. Üzgün görünüyorsun."

"Üzgün değilim!" diye inkar etti sesi boğuk çıksa da. "Seninle çok gurur duyuyorum."

Övgüsünün arkasındaki ağırlığı anlamamıştı, sadece gözlerini devirip Taehyung'a 'babasının garip' olduğuyla ilgili yakınmaya başladı. Taehyung sahnenin kurulduğu akademiye yürürlerken ona sokulmasıyla Mina'yı şımartarak kucağına aldı.

Mina diğer geri kalan kızlarla birlikte sahne arkasına gittiğinde o ve Taehyung koltuklarına oturdular. Salon özel bir şekilde düzenlenmişti, geniş oda yüksek sesli sohbetlerle hareketli ve ebeveynlerle çevriliydi.

On beş dakika sonra, bütün koltuklar dolduğunda ve ışıklar söndüğünde Hoseok sahnede göründü, kendini tanıtmadan önce gelen alkışları kabul etti.

Moves Like Magic  • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin