Kırgınlık iliklerime kadar işlemişti ama bu ilk parçalanışım değildi.
Ellerimi yatağa yasladım ve konuşmak için, kendimi hazırladım.
“Beni takip ettiğini ilk günden beri biliyordum,” dedim kuru bir sesle.
“Yıllardır en iyi bildiğim şey, izimi kaybettirmek.” dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı ve konuşmaya başladı.
“Çok şey kaybettiğini biliyorum,” dedi tok bir sesle.
Başımı salladım ve gözlerimi açık tutmaya çalıştım.
İki gündür tek yapabildiğim şey, içmekti ve sarhoşluk gerçekleri değiştirmiyordu.
“Ölsem bile bu savaş devam edecek.” dedim düşünceli bir sesle.
“O yüzden ölmeyi değil, hiç var olmamış olmayı diliyorum.”
“Seni fark ettiğim ilk gün, her şeyden vazgeçtim ben.” dediğim de gözlerimi kapattım ve derin nefes aldım.
“Seni korumak zorundaydım.” dedi kısık sesle.
Başımı iki yana salladım ve bana aslında ne kadar zarar verdiğini yüzüne haykırmak istedim.
“Sıraç ile konuşmak istiyorum.” dedim ciddi bir ses tonuyla.
Yüzüne baktığım da ne yapacağımı tahmin edebildiğini anladım.
Ayağa kalktım ve yürümeye başladım.
Efken önüme geçerek küçük kapıyı açtı.
Yukarı çıktığında ellerini uzattı ve tutmamı bekledi.
Ellerim ellerine kenetlendiğin de bu sefer içimi garip bir duygu kapladı.
Yukarı çıktığım da hızlıca merdivenlere yöneldim.
Salonun girişin de durdum ve etrafı incelemeye başladım.
Salonun dağıtıldığını gördüğüm de diğer odaları gezmeye başladım.
Efken ile kaldığımız yatak odasına girdiğim de bütün her şeyin darmadağın olduğunu gördüm.
Bir yatak örtüsünün üstünden atladığım da yere saçılan fotoğrafları gördüm.
Gözlerim istemsizce büyürken ona baktım ve bir cevap bekledim.
“Artık burada kaldığımızı biliyorlar.” dediğin de yerde ki fotoğrafları toplamaya başladım.
Her yere saçılmış fotoğrafları topladığım da hızla arkama döndüm ve dolabın kapaklarını açıp içinden bir sırt çantası aldım.
Fotoğrafları ve bazı kıyafetleri çantaya doldurduğum da birkaç parça kıyafeti de yatağın üzerine bırakmıştım.
Çantayı ona verip yatağın üstünde ki kıyafetleri elime aldığım da odadan çıktığını gördüm.Zamanımızın olmadığını bildiğim için, üstümde ki kıyafetleri çıkarıp yeni alınmış kıyafetleri üzerime geçirdiğim de kenarda ki boy aynasından birkaç dakika kendime baktım.
Boynumda ve ellerimde ki kan kalıntıları geçmiş derin kesikler kabuk bağlamıştı.
Ellerimi yukarı kaldırıp tırnaklarıma baktığım da tırnaklarımın uzamaya başladığını gördüm.
Aynada ki kendime son kez baktım ve sırt çantasını elime alıp kapıya yöneldim.
Kapıyı açtığım da Efken’i gördüm ve ona doğru yürümeye başladım.
Beni dikkatli bir şekilde izleyen yeşil gözlere hissizlik sıçramıştı.
Önünde durduğum da dışarı çıkmak için, kapıya yöneldi.
Onu takip ettiğim de bedenimde korkutucu bir sakinlik vardı.
Sıraç ile birbirimizi bir yıl sonra tekrardan görecektik ve benden geriye sadece mor gözaltlarım kalmıştı.
Kendime gelmek için, soğuk havanın bedenimi esir almasına izin verdim.
Arabada rahatsız edici bir sessizlik olsa da barın önünde durduğumuz da kafamda ki çığlıklar daha da artmıştı.
Arabanın kapısını açıp dışarı çıktığım da gökyüzüne baktım ve emin adımlarla içeri girdim.
Uzun bir koridordan geçerken Efken’in adım seslerini duyabiliyordum.
Müzik sesleri daha yakından gelmeye başladığında adımlarımı hızlandırdım.
Birkaç saniye sonra koridor bittiğin de aniden durdum ve Sıraç’ı görmeyi bekledim.
Efken’i arkamda hissettiğim de iki basamaktan oluşan merdivenden indim ve etrafa göz gezdirdim.
İnsanların arasından geçip, barın arka tarafına yöneldiğim de ellerim titriyordu.
Karanlık bir koridordan geçip bir odaya girdiğim de Sıraç’ı gördüm.Devam edecek...
HİS MABEDİ YAKINDA KİTAP OLUYOR!
Sırada ki bölümün bir kısmını yayınlama kararı aldım.
İnstagram:
@iremgurbuzs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİS MABEDİ (ŞİMDİ RAFLARDA)
General Fiction"Bazı insanlar için gelecek diye bir şey yoktur çünkü geçmiş sizin için çoktan bir son hazırlamıştır." Gece, geçmişi yüzünden sürekli takip edilmiş yıllarca sürekli kaçmak ve saklanmak zorunda kalmıştır. Yine bir takipçisi olduğunu fark ettiğinde bu...