BÖLÜM 1: MÜHÜR

31 2 3
                                    

“Ya kelebekler bu dünya için fazla iyiyse?"

 _______

Ben Yeryüzünde var olan acıyım.

Ben Gece, karanlığı var eden geçmişinde kaybolan o kızım.

Düşünceler tarafından mahvolmuş bir harabeyi andıran güçlü zihnin sahibi benim. Şu an hissiz bakışlarım ve acılarımın izini taşıyan mosmor gözaltlarım ile bir psikiyatristin karşısında oturuyorum.

Yarım saattir ikimizde konuşmuyoruz. Her zaman ki gibi yine o pes edip, konuşmayı başlatmasıyla içimde ki savaş hız kazanıyor.

İlk defa bana "Kimsin?" Sorusunu soruyor.

O an aklımdan binlerce cevap geçiyor ama her zaman ki gibi en masumunu seçip, kısaca kendimi tanıtıyorum.

“Ben Yeryüzünde var olan acıyım.

Ben Gece, karanlığı var eden geçmişinde kaybolan o kızım.”

İlk önce şaşırıp, sonra yine beni taklit ederek, yüzü ciddi ve hissiz bir hâl aldı.

İzlendiğimi ve her an tehlike de olduğumu biliyorum.

Az sonra her zaman yaptığım gibi kalabalık bir zihinle ıssız sokaklarda dolaşacağım.

Bir saat sonra randevum sona erdiğinde, bir hızla kendimi dışarı attım ve ıssız sokaklar da dolaşmaya başladım. Arkamda beni takip eden bir kişinin olduğunu biliyordum.

O yüzden karşıya geçip, bir bara girdim. Bara girdiğim an alkol kokusu bedenimi sardı. Bu koku ve gülümsemem oynadığım oyunun başlamasına neden oldu.

Tamamen barın içine girdiğim de takipçim kendi fark ettirmemek için, korumalarla konuşuyordu.

Bar sandalyesine oturduğum da o da içeri girdi ve arkamda ki masaya oturdu. Belki de o da benimle oyun oynuyordu. Ama zekam ve tahminlerim birçok takipçimin gözünü korkutmuştu. Ben bunları düşünürken takipçim beni dikkatli bir şekilde izlediğini biliyordum.

Bar masasının arkasında duran barmenin de beni izlediğini fark ettiğimde hemen duruşumu dikleştirdim. Ve kendime bir bira sipariş verdim. Rol gereği biraz sarhoş olmam gerekiyordu. Ve takipçimin benim hemen sarhoş olmayacağımı biliyor olması lazımdı. Bu yüzden işim biraz daha zordu.

Zaten benim hayatım hiçbir zaman kolay olmamıştı.

Biramı yavaş yavaş yudumlarken barmenin beni izlediğini gördüm.

Barmene yaklaşıp, gözlerinin içine baktım. O iğrenç bir tabirle benden bahsederken yavaşça arkama yaslandım ve yüzümü korkutucu bir gülümseme kapladı ve şişeyi barmenin kafasına vurduğum da cam parçaları her yere sıçradı.

Takipçimin bunu beklemediği ortadaydı. Kendini fark ettirmeyi umursamadan yanıma geldi. Ve ensem de nefesini hissettim.

Ağızından sadece tek bir kelime çıktı.

"Koş!"

Ne olacağını umursamadan tüm gücümle koşmaya başladım. Arkama baktığım da onun da arkamdan geldiğini gördüm. Şaşkınlığım ve şüpheciliğim aniden durmama sebep oldu.

O an onun takipçim olmadığını ve onun da aynı kişiler tarafından takip edildiğini fark ettim.

Ben bir şeylerin farkına varırken, o yanıma gelmişti. Bir anlık arkasına baktığın da yüzünde ki korkutucu ifadeyi gördüm. Şaşkınlıkla onu izlerken ben de arkama döndüm ve siyah takım elbiseli bize doğru koşan birkaç adamı gördüm. Ve tanımadığım adamla yine koşmaya başladık.

Kaç sokak kaç cadde koştuk bilmiyorum. Ama ikimizin de nefesi tükenmek üzereydi. Durmak için, ona baktığım da, O bir bahçe duvarının arkasına saklanmak için, duvarın üstüne çıktı ve umursamaz bir şekilde aşağı atladı. Ben ise onun arkasından duvara çıktım ve aşağı atlamak için, hazırlandım. Aşağı baktığım da beni tutmak için, ellerini uzattığını gördüm. Arkamızda ki adamları geri de bırakmıştık ama her an bizi bulabilirlerdi. O yüzden kendimi onun kucağına bıraktım.

Güçlü bir şekilde belimi kavrayıp, beni aşağı indirdi. Ve duvarın arkasına hızlı bir şekilde çöktük.

Yanımda ki adam hakkında bir şey bilmesem de, şu an onun yanında bir duvarın arkasında sessiz bir şekilde bekliyordum. Beni incelediğini gördüğümde, bende onu incelemeye başladım. O an Kıvırcık saçları, dolgun dudakları, büyük ve yeşil gözleri olduğunun farkına vardım.

Beni incelemekten vazgeçip, cebinden telefonunu çıkardı ve birisini aradı.

Hızlı ve sessiz bir şekilde bir şeyler söyledi ve telefonu kapattı.

Duvarın arkasın da ne kadar durduğumuzu bilmiyordum. Bir araba sesi duyduğum da ona baktım ve tepki vermesini bekledim. O ise ayağa kalkıp, bir taş yardımı ile yukarı çıktı. Bende onu takip edip, yukarı çıktım. Etrafa baktığım da onun arabaya bindiğini gördüm. Arabaya doğru ilerleyip, onun yanına arka koltuğa oturduğum da neler olacağını bilmiyordum. Arabanın camından dışarı seyretmeye başladığım da bir ses işittim.

"Adım Efken..."

Arabadan indiğimiz de hava kararmaya başlamıştı ve küçük bir evin önündeydik. İçeri girdiğimizde giriş kapısının salona açıldığını fark ettim. Ben detayları incelerken Efken çoktan mutfaktan bir şarap şişesi alıp, kanepeye oturmuştu. O an elinde iki bardak olduğunu görmüştüm. Biraz şaşkınlık biraz da yorgunlukla yanına oturduğum da şarapla dolu bardağı bana uzattı. Elinden bardağı aldığım da kafam da bir sürü kurgu vardı.

Efken’in yine beni izlediğini gördüğüm de bu kez hafifçe gülümsedim ve şarabımdan birkaç yudum aldım.

"Beni neden kurtardın Efken?"

"Yaşaman için."

"Hiçbir şeyi unutmayan bu hafıza ile mi?"

"Güçlü olduğunu biliyorum..."

Bu konuyu daha fazla konuşursak, kriz geçireceğimi biliyordum. O yüzden kafamda ki bin türlü sorudan birisini sordum.

"Beni neden takip ediyordun?"

Sorusunu sorduğum da gözlerinin yeşili koyu bir hâl aldı ve bana daha da yaklaştı.

"Bu kadar acıya rağmen hâlâ nasıl dayanabildiğini görmek istedim."

O gözlerim doldu ama ağlayamadığımı fark ettiğim de binlerce defa yok olmak istedim. Elimi havaya kaldırdığım da Efken parçalamak zorunda kaldığım elimi gördü. Ne hissediyordu? Ne düşünüyordu? Bilmiyordum. Ama benim canım çok yanıyordu. Elimi indirip, gözlerinin içine baktım. O an gözlerinde ki yorgunluğu ve acıyı gördüm. Efken gülümseyip, elini kaldırdığın da onun da parçalanmış bir eli ve kalbi olduğunu fark ettim. İstemsizce parçalanmış elim onun parçalanmış eli ile buluştu. Bir süre parçalanmış iç içe geçmiş ellere baktık. Sanki acıları benim kalbime mühürlenmişti o an...

Tekrardan merhaba sizin için kitap formatında 5 bölüm yayımlayacağım.
Bu sayede bölümlerin uzunluğu her şeyi daha güzel olacak. :")
Yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🖤

HİS MABEDİ (ŞİMDİ RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin