Sabah büyük bir ses ile kalkmıştım. Tabak sesleri, blendır sesi ve bağırışlar. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Haneul: Ne oluyor orda?
Benim bağırmam ile bir anda sesler kesilmişti. Jimin yanımda yoktu. Kesin Yooa ile aşağıda birşeyler hazırlıyorlardı. Umursamayıp karnımda ki küçükle konuşmaya başladım.
7 aylık hamileydim. Yooa ise okula gitmeye başlamıştı. Bana da bazen anne diyordu. Bu beni etkilemiyordu. Istediği zaman anne, abla herşey diyebilirdi. Çünkü onun üzücü ama, annesi yoktu.
Karnımdaki bebek ile konuştuktan sonra biraz daha yatmak için yatağa yayıldım. Sesler kesilmişti artık. Ama uykumda kaçmıştı. Kalkıp aşağıya ineceğim sıra beni merdivenlerde karşılayan Yooa'yı gördüm.
Haneul: Yooa?
Yooa: Günaydın Haneul.
Haneul: Sanada güzelim.
Elimden tutarak aşağıya indirdi. Merdivenin bittiği yerde gözlerimi bir örtü ile bağladı. Yavaş yavaş yürürken Jimin'in dudakları ile karşılanmıştım. Her fırsatta, Yooa yanımızda olsa bile beni öpüyordu.
Gözlerimin açılması ile karşımda jimin vardı. Yavaşça kenarı çekildi. Önümdeki masayı gördüğümde gözlerim açılmıştı. Şaşırmıştım.
Çok iyi kahvaltılık yemekler olan bir masa vardı. Ben bile bu kadar güzel yemek yaptığımı söyleyemem. Masanın yanında bir kaç süsleme. Duvarlarda balonlar ve bir pankart. Üzerinde "Anneler Günün Kutlu Olsun Haneul" yazıyordu.
Doğru ya! Bugün anneler günüydü. Sabahtan beri olan seslerde bana sürpriz hazırlamaya çalışmalarıydı. Ve gayet de iyi hazırlamışlardı.
Haneul: Ya bugün anneler günüydü ve ben unuttum.
Jimin: Olsun sevgilim. Bu senin ilk anneler günün bebeğimiz doğmadan da olsa. Anneler Günün kutlu olsun.
Diyip, alnıma bir öpücük kondurmuştu.
Yooa: Anneler günün kutlu olsun Haneul.
Haneul: Size çok teşekkür ederim. Ne güzel olmuş herşey. Çok duygulandım. Kendimi ağlamamak için tutuyorum.
Zaten hem duygusalım, hemde hamileliğin vermiş olduğu duygusallık hormonu ile kendimi sıkmak zordu. Buda uzun sürmedi. Gözümden bir damla yaş aktı.
Jimin: Sen niye ağlıyorsun ama?
Haneul: Ya cidden çok mutlu oldum. Böyle birşey beklemiyordum.
Jimin: Peki. Gel ağlama lütfen. Kahvaltı yapalım.
...
3 aydır jimine bebeğin cinsiyetini inadına söylemiyordum. Ama bugün onlar bana sürpriz yaptılarsa bende onlara sürpriz yapacağım Yooa'yı çağırıp yukarı çıktık. Önce Yooa' Ya söyleyecektim.
Haneul: Yooa. Yeğenin erkek oluyor biliyor musun?
Yooa: Ne gerçekten mi? Çok mutlu oldum.
Haneul: Kız olsa mutlu olmayacak mıydın?
Yooa: Hayır olurdum.
Ikimizde gülmüştük.
Yooa: Ee. O zaman ne bekliyoruz. Jimine söyleyelim. Çok sevinir.
Yooa ayağa kalkmış giderken kolundan tutup çektim.
Haneul: Hayır sakın. Birlikte sürpriz yapıcaz.
Yooa: Evet. Bu daha güzel. Ne yapıcaz?
Haneul: Bana dolaptan mavi tulumu ve yeleği getirirmisin? Bende emzik ve diğer eşyaları alırım.
Bir kırmızı kolye kutusunun içine mama kaşığı koymuştum. Hediye kutusunada kıyafetlerini, örtüsünü, emzik ve biberon koymuştum.
Haneul: Hazırız. Hadi gidelim. Yada dur. Bu seferde biz onun gözlerini bağlayalım. Bana yaptığın gibi onada yapar mısın?
Yooa: Tamam.
Yooa önceden gidip Jiminin gözlerini bağlamıştı.
Jimin: Bu seferde benim için mi anneler günü hediyesi var.
Söylediği şey çok komikti. Jiminin yanına gittim bana yaptığı gibi bende onu öptüm. Sonra gözlerini açtım. Ve eline kırmızı kutuyu verdim. Kırmızı kutuya koymamın sebebi içinde kolye olduğunu zannedip yanılacaktı. Yani dalga geçmek içindi aslında.
Haneul: Buda senin erken babalar günü hediyen.
Jimin: Bu bebeğimizin dimi?
Yooa: Hayır abi benim.
Bugün çok gülmüştük cidden.
Yooa: Tabikide bebeğin.
Sonra koltuğa oturtup kutuyu verdim.
Jimin: Erkek!
Gözleri donup kalmıştı. Sanki yuvalarından çıkacaktı.
Haneul: Jimin iyi misin?
Jimin: Çok. Hem iyi hem mutlu. Seni seviyorum. Ve oğlumuzuda.
Bana sımsıkı sarılmıştı. Bende ona.
Yooa: Beni sevmiyorsunuz zaten.
Jimin: Yooa! Seviyoruz. Tabikide seviyoruz.
Yooa: Sevsen benim adımıda söylerdin.
Haneul: Yooa. Seni daha çok seviyoruz. Emin ol. Sen bizim ilk göz ağrımızsın.
Kenarı geçip küsmüştü.
Haneul: Jimin. Lütfen onun gönlünü alalım.
Jimin: Tamam canım.
Tam yanına gideceğimiz sıra Yooa hızlıca kalktı.
Yooa: ŞAKAAA!
Jimin-Haneul: Yooa.
Yine gülmüştük.
...
1 yıl sonra;
Yooa koca bir kız olmuştu. Oğlumuz ise 1 yaşında olmuştu. Adını Jongsuk koymuştuk. Ilk öğrendiği kelime Yooa sayesinde Hala idi.
(Yooa Jongsuk'un halasıolduğuiçin.)
Biz eskisindende mutluyduk. Hemde çok.
Ilk başta yanımda olduğu için arkadaşım hae wona, park seula, değerli kocam jimine, yooaya ve oğlumuza teşekkür ederim. Hikayemde bir karakter olduğunuz içinde. Hepinizi çok seviyorum.
...
♡♡♡♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
