14. BÖLÜM

1.9K 102 22
                                    

Neden bilmiyorum ama cidden öyle hissettiriyordu bu bana. Yavaşça indirirken kıyafetimi omzumda ıslaklık hissetmiştim. Hissettiğim anda tüylerim diken diken olmuştu. Jiminin omzumu ıslattığını anlayabiliyordum. Ama bu bana çok garip hissettirdi. Tüylerim daha da çok ürpermişti. Bir süre etkisinde kalıp çıkmıştım. Ve bir anda;

Haneul: JIMINNNN!

Çokmu bağırmıştım? Öyle olucak ki içeri hemşire girdi. Hemşire girer girmez aniden üzerimi örttüm. Jimin ise bana bakarak gözleriyle olanları söylemememi söylüyordu.

Hemşire: Noldu? İyimisiniz?

Haneul: Iyiyim.

Hemşire: Sizi dışarı alabilirmiyiz? Hastayı rahat bırakalım.

Jimin tam kapıdan çıkarken;

Haneul: Hayır!

Herkesin gözleri bana dönmüştü.

Haneul: Jiminin burda kalmasını istiyorum.

Hemşire: Eminmisiniz? Dinlenmeye ihtiyacınız var.

Haneul: Eminim.

Hemşire kapıdan çıkmıştı. Jimin ise yanıma gelip bana bakıyordu.

Haneul: Otursana bana bakacağına.

Jimin: Sen beni seviyor musun?

Bir süre baktıktan sonra konuyu değiştirdim.

Haneul: Üstümü degistirelimmi?

Jimin yerinden kalkıp yanıma gelmişti. Bu sefer sakin ve hızlıca değiştirmistik. Ve yatağımda oturmuştum.

Jimin: Açmısın?

Kafa salladım.

Jimin: Ne istiyorsun?

Haneul: Ne istiyorsam alacakmisin?

Oda kafa salladı.

Haneul: 3 tane bisküvi, 2 tane kek, 3 tane tavuklu noodle veee 2 tane meyve suyu mangolu olsun lütfen.

Jimin: Çok değilmi?

Haneul: Ne istiyorsam alicam dememismiydin?

Jimin: Hemen geliyorum.

Odadan çıkınca rahat bi nefes aldım ve biraz gözlerimi kapatip uykuya daldım.

...

Gözlerimi açtığımda jiminin uyuduğunu gördüm. Cok tatlıydı. Hemde çok. Neden bilmiyorum ama uyurken çok masumdu. Içimde bu düşünceler varken kalbim ve beynim böyle düşünmüyordu. Ona karşı birsey hissetmiyorken o bana karşı sanırım birşeyler hissediyor. Bence kabul etsem yarın evlenecekmiş gibi. Ama korkuyorum ondan. Neden insan gibi yaklaşmadı ilk başta?

Haneul: Jiminnn.

Dürtüyordum, sesleniyordum ama uyanmıyordu.

Haneul: Kime diyorum sadist.

Uyanmıştı.

Jimin: Banami dedin?

Haneul: Başka kim var bu odada?

Jimin: Kapa çeneni sürtük.

Haneul: Başladık yine he?

Jimin: Başlatan sensin.

Haneul: Hey hadi ama küçük çocuk gibi mızmızlanma ben alıştım artık. Sende alışırsın sadist.

Jimin: Kalkta evde yersin şunları. Bu arada seninle evde bisey konuşacam.

Yürüyemiyordum. Çünkü ayağımın altları yanıyor ve acıyordu.

Jimin: Noldu? Yürüsene.

Haneul: Nasıl yürüyecem.

Jimin: Gel buraya.

Beni kucağına almıştı. Kapıdan çıkınca utandığım için yüzümü göğsüne yaslayıp kapattım. Asansör yerine merdivenden inmeyi tercih etmişti. Tabi o kaslı ve güçlü kollarını gösterecek ya. Arabaya bindirmişti beni.

...

Eve gelmiştik. Tekrar kucağına alıp içeri soktu. Salona koltuğa koyup üzerimi örttü. Biraz buz ve krem getirdi.

Jimin: Istediğin zaman bunları sürebilirsin. Süremezsen çağır beni.

Haneul: Okeyyy.

Manyak manyak bakıp defolmustu. Bir süre sonra elinde tepsiyle istediğim yemekleri getirdi ve önümdeki sehpaya koydu. Ben ise bir süre yemeklerle bakışıp geri çekildim. Çünkü ilk yaptığı şey hala aklımdaydı. Beni uyutması. O yüzden korkup yemek istememiştim. Jimine baktığımda bana baktığını gördüm. Kim bilir ne zamandan beri beni izliyordu. Gözleri çok tatlı bakıyordu. Ama korkutucu ve tatlıydı. Aman ne diyom ben ya? Offff canım dondurma çektiiii.

Jimin: Niye yemiyorsun?

Haneul: Istemiyorum.

Jimin: Aç degilmisin? Isteyen sendin bunları.

Haneul: Doydum.

Jimin: Bisey yemedin bile. Nasıl doyabilirsin?

Haneul: Lütfen beni rahat bırak. Ben sana ne yaptımda beni elinde tutuyorsun.

Jimin bana bakmaktan vazgeçip yerinden kalktı. Ve etrafta gezinmeye başladı.

Haneul: Noldu?

Jimin: Seninle herşeyi konuşsam aramızda kalacağına söz verirmisin?

Haneul: Ama başıma bisey gelmesini istemiyorum.

Yanıma oturup gözlerime bakmıştı. Ve ellerimi yavaş ve sakince ellerinin arasına almıştı.

Jimin: Ben lisedeyken ailem ile trafik kazası geçirmiştik. Sebebi ise bizim okulun orda uyuşturucu bağımlıları adamlar vardı. Bir gün okul çıkışında sevgilimle yürüyoruz, bizi bir anda bi sokağa çektiler. Ve nedense bizi dövdüler. Tabi kız o an bayılmıştı. Ve ona-

Sesi kısılmıştı ve gozleri dolmustu.

Haneul: Şuan zamanı değil a-

Jimin: Onu tecavuz ettiler gözümün önünde. Sonra zorlada olsa bize uyuşturucu kullandirdilar. Ve bizde bağımlısı olmuştuk. Bu adamlar uyuşturucu kullandırttıkları çocukların ailelerini öldürüyorlarmış ve benim bundan haberim yoktu. Sonra bi gün işte ailecek arabadayken kaza yaptık. Ailem yok oldu. Bir kız kardeşim öldü diğer kiz kardeşimi ise engelli kaldı. Şuan yuvada.

Sözlerini bitirdiğinde oda ağlıyordu bende.

Haneul: Peki, beni elinde tutmanın sebebi ne?

Jimin: Haneul, bana yardım et. Ben o günden sonra bu lanet olası şeyden kurtulamıyorum, kardeşime bakamıyorum. Eve geç gelmemin sebebi de kardeşimin yanında kalıyorum. Ve ben o günden sonra insanların canını yakmaya bayılıyorum ya. Onların yaptığının aynısını yapıyorum. YA BEN BUNDAN KURTULAMIYORUM YA!!!

Haneul: Jimin sakin ol.

Etrafı yıkmaya başlamıştı. Ağlamaya devam ediyorduk ikimizde. Ayağa kalkabilsem durduracam ama olmuyordu. Çare çığlık atmakta.

Haneul: AAAAAAAA. JIMINNN!

Jimin: Haneul Iyimisin? Noldu? Cevap versene? Heyy.

Haneul: SAKİN OL JIMIN SAKİN. Gel buraya.

Yanıma oturmasını istemiştim. Oturduğunda sadece ellerinin arasında minik kafası ve gri saçları vardı. Ben ise kolundan çekip göğsüme yasladım. Jimin ise hiçbir tepki vermemişti. Elim havaya yavaşça kalkmıştı. Küçük dokunuşlarla en sonunda tamamen o yumuşak gri saçlarına dokunabilmiştim. Çok yumuşaktı. Çok güzeldi saçlarıyla oynamak. Ona sarılmak. Omzumda yatması. Sesi herşeyi. Neden bilmiyorum ama tuhaf duygular icerisindeydim.

BÖLÜM SONU...

MY PERVERT JİMİN🖤 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin