[11]

3.9K 512 141
                                    

Kafamı sert, soğuk ve yosun tutmuş demire yasladım. Güneşin doğmasına nerdeyse bir veya iki saat vardı.

Daehwi ağlayarak bebeğine sarılırken Woojin onun ağlamaması için bir şeyler söylüyordu. Felix, oğlu ile ilgileniyor ve ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Seungmin, ağlayan kızını susturmaya çalışıyordu ama başarısız olup kendiside ağlıyordu.

İkinci kraliçe Minyoung'u da zindana atmışlardı. İlk kraliçenin idamı olacak, ardından çocukların, sonra ise cariyelerin.

Kore Hanedanlığının yıkılışını izliyorduk resmen.

Gecenin bir vakti gelen adam, Malezya Kore Savaşı'nda yenik olduğumuzu, askerlerin geri çekildiğini söylemişlerdi.

Prenslerin bazıları ağır yaralıymış, fakat isyanlardan dolayı Kore'ye dönemedikleri için tedavi göremiyorlardı.

Kral ve kraliçe isyanı durdurmak için Kore'ye geri dönmeye çalışıyordu fakat isyankârlar buna izin vermiyordu.

Prenslerin ağır yaralı, askerlerin güçsüz olmasından faydalanıyorlardı.

Babamın ve kardeşlerimin şu an kendi tahtlarından Kore Hanedanlığının yıkılışını izliyorlardır şimdi ve bundan zevk alıyor olmalıydılar.

Onlar ölmeden Kore Hanedanlığına rahat yoktu.

"Burda böyle oturup idamımızı mı bekleyeceğiz?"

Woojin'in bakışları bana dönerken "Ne yapmalıyız?"diye sormuştu.

"Buradan çıkacak bir yol bulmalıyız."

Kahya hızlı adımlarla merdivenlerden inip önümüzde eğildi. Kraliçe Minyoung ayağa kalktı. Kahya zindanın kapısını açtıktan sonra çıkmamızı ve saraydan uzaklaşmamızı söylemişti.

Seungmin kızını kucağına alırken Felix oğlunu kucağına almış ve kraliçenin peşinden zindandan çıkmışlardı.

Kraliçe bizi sadece kraliyet ailesinin bildiği gizli geçitlere getirmişti. İsyan bitene kadar saraydan uzaklaşacaktık.

Nereye gideceğimizi bile bilmiyorduk, fakat kraliçe biliyormuş gibi duruyordu. Yanından yürüyordum ve elimdeki meşale ile etrafı aydınlatıyordum.

Aklıma gelen kişi ile duraksarken kraliçe kolumdan tutup beni sürüklemeye başlamıştı.

"Kraliçem, prens Minho sarayda."

"Onun için yapabilecek hiçbir şeyimiz yok, Jisung."

"Kraliçem, onu orda öylece bırakamayız."

"Kendini ve karnındaki soyluyu düşün, cariye."

Kafamı sallayarak onu onayladım. Woojin yanıma gelip destek olmak istercesine omzuma koydu elini.

Kraliyet ailesine isyan açan kişilerin eline bırakmıştık prens Minho'yu.

...

Neden bu kadar kısa oldu hiçbir fikrim yok yazdığım en kısa bölüm bu oldu ya...

Neyse

Minho'yu öldürmeyi planlıyorum falan...

Who was able to stand in love/ MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin