6.BÖLÜM - EMEKLEME MESELESİ

6.6K 741 187
                                    

Bu Seha çok fena çok :)))

***
Hüseyin kahvaltısını ederken arada başını kaldırıp etraftaki notlara kaşlarını çatık ve gözlerini kısarak bakıyordu. Kızının ise ağzı kulaklarında sürekli Anıl’a bakması onun kafasına olmadık şeyler getiriyordu. Hayır yeni bulmuştu daha kızını, kaybetmeye niyeti yoktu.

Kızı doyup, banyo tarafına gittiği an Anıl’a doğru başını yaklaştırdı, “Anıl!” dedi fısıldayarak.
“Efendim Hüseyin abi?”
“Sen az biraz benim kızıma mı yürüyorsun? Sanki bana öyle geldi de.”

Anıl yutkundu, aynı anda da gülümsemeye çalıştı, “Yok, abi duruyorum ben burada. Ne yürümesi?”
Seha eğlenerek baktı ikiliye, “Valla yürüme değil de bir emekleme bende sezdim Hüseyin abi.” Anıl masanın altından adama tekme atınca Seha ayağını ovalayıp, “Yok Hüseyin abi, yanlış anlamışım. Bu daha fetüs fetüs, tekmeliyor.”

“Ne diyorsun Seha oğlum, bir sus ya!” tekrar Anıl’a döndü, “Var mı öyle bir şey?”
Anıl önündeki çayı yudumladı, “Yok Hüseyin abi. Ne olacak Allah aşkına.”
“Ne bileyim, dün de Beliz tutturdu burada kalacağım diye. Bu notlar falan, açıkçası bende konduramadım ama işkillenmedim de değil yani azıcık.”

Anıl sırıttı, “Öyle mi? Gitmeyecek miymiş sizinle?” sonra birden ciddileşti, “Yani... Gitmesin, kalsın biraz kafa dinler. Onca şey geldi başına, sakinlik iyidir. Bende döneceğim yakında, alır onu gelirim.”
“Alma Anıl! Sen alma!”

Seha sırıttı, “Valla vermiyor kızı, sıçtın!” diye fısıldadı kendi kendine reçelli ekmeğini yerken. Anıl yeniden tekmeledi adamı. “Aa bu çocuk da tekmeledikçe tekmeliyor. Doğum yakın sanırsam. Artık ne doğar bilinmez.”
Anıl sertçe Seha’ya döndü, “Ne doğar bende bilmiyorum Sehacım ama senin öleceğin kesin. Bi kes sesini.”

“Neyse ben sana güveniyorum. Sen yapmazsın öyle şeyler,” deyip adamın zayıf yerine tetiği çekerek gitti.
Seha “Uuuu...” diye inledi. “Anıl tam silahı çıkarmış, kadının kalbine tetiği çekecekken; asıl adam gelir ve esas oğlanı alnının çatısından vurur. Masal adamın vıççığının çıkması ile de biter. The End.”

“Yemin ederim şimdi ben senin hayatının The’sını da end’tini de yazıp, çizeceğim. Senin o vıççığının çıktığı cesedini bile bulamayacaklar Seha! Sus Allah aşkına sus!”
Seha Anıl’ın omzuna kolunu koydu, “Aslında ben sana yardım ediyorum.”

“Ha ben fark edemedim canım kardeşim, kusura bakma. Gerizekalıyım ya ben.”
“Yani azıcık öyle. Neyse özrünü kabul ediyorum canım benim. Sonuçta ben adamı olacak bir duruma hazırlıyorum. Hem baksana kızına, sana bakarken o gözlerinden kalp çıkan emojilere benziyor. Sen kıza bakarken ağzından salya akan emojilere benziyorsun. İkiniz yan yana olunca da ateş emojisi oluyorsunuz yemin ederim.”

Anıl adamın kafasına vurdu, “Sende az sonra iskelet emojisine benzeyeceksin Seha! Sus! Yardım da etme abi, adamı duydun!” dedi sinirle. Neden böyle bir cümle kurmuştu hiç anlamıyordu Anıl. Delirecekti sinirinden.

***

Bir saatin sonunda Beliz ile Anıl evde yalnız kalmışlardı. Anıl ne yapacağını bilemez halde kafasını kaşırken, Beliz sırıtıyordu.
“Şey yapalım...”
“Film?” dedi kız heyecanla.
“Yok. O olmaz.” -Sarılırsan ölürüm.

“Hımm... Müzik dinleyelim.”
“Hiç olmaz!” derken adam ensesindeki teri sildi. -Başını göğsüme yaslarsan biterim.

“Pasta yapalım?”
“Sevmem.” -Dudağında krema kalırsa dudaklarımla silerim.

BİR YANGININ KÜLLERİ - ATEŞ SERİSİ II / FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin