Çok istediniz madem, Uzun, eğlenceli bir bölüm geliyor. Karşımda deniz olunca uzun bir bölüm yazdım, zaman nasıl geçti anlamamışsam :) ben keyifle yazdım, umarım sizde keyifle okursunuz :)
***
Hüseyin hafifçe elindeki gazeteyi indirip üç kızın oturduğu masaya bakarken, Seha şapkasıyla savaş içindeydi.
“Abi biz asker insanlarız, çok daha yaratıcı kamuflaj bulabilirdik bu ne Allah’ını seversen, yetmişler sahnede! Fikrin senden çıktığı çok belli çok affedersin abi.”Anıl da ona hak verir gibi baktı, “Valla Hüseyin abi bu sefer Seha haklı, tanınmayacağımıza emin miyiz?”
Hüseyin oflayarak ikiliye baktı, “Ya eminim! Bana güvenin!”
“İyi.” Sonra Beliz’in koluna girdiği adama bakarken ellerini yumruk yaptı, “Hayır daha dün bir bugün iki de değil ha, bugün bir daha bir! Bu ne hız? Maşallah sana!”Hüseyin başını eğip adamın görüş açısını kendi yüzü ile kapattı, “Kimeydi o maşallah?”
Anıl sırıttı, “Adamlara. Maşallahları var yani, podyumdan fırlamış gibiler. Ee bir maşallahı hakkediyorlar yani.”
“Şimdi seni bi gömerim buraya görürsün maşallahı. Lan o masadakilerden biri benim kızım, biri en güvendiğim müdürüm, diğeri de... Şeyim.”Anıl elini masaya koyup, adama eğildi, “O şeyden belki bende de var, ne biliyorsun?”
“Lan o masadakilerden biri benim kızım, diğeri benimki, öteki Seha’nın. Senin şey kim anlamadım?”
Anıl ofladı, “Şu Gazel’i saran adam acayip çekici geldi, onu mu alsam acaba?” diye sordu öfkeli bir alayla. “Adam anlamamak için resmen üstün çaba sarf ediyor,” dedi kendi kendine homurdanarak, sonra yeniden adama döndü, “Yok yani takdire şayansın Hüseyin abi. Tüm alkışlar sana.”“Neyse susun da şu konuşmalara dinleyelim, sonra alacağım senin şeyli ifadeni.”
“Çok korktum. Korksam asker olmazdım.”*
“Lan Alex misin seks misin nesin elini az omzuma koy?” dedi Gazel adama sessizce çemkirerek.
“Seks yok! Sik hiç yok! Sera parçalar sen!” diye dehşetle bağırdı Alex. “Tehdit ediyor ben, başka kız bak diyor, sünnet yapacak bana. Hem kök dedi.”Gazel yüzünü buruşturdu, “Ne dedi bu şimdi? Valla bir şey anlamadım. Hep küfürlü konuşuyor sanki.”
“Koca cümleden bir ‘sik’i mi anladın Gazelcim?” dedi Ferda başını sağa sola sallayarak.
Çetin hafifçe eğildi, “Dedi ki, seni saramam, Sera duyarsa onunkini kökünden sünnet edermiş.”
“Ne kadar kısaymış cümle, bu söyleyince bi uzadı gözümde.”
“Şey onun Türkçe az kalabalık.”Gazel kaşlarını havalandırdı, “Kalabalık değil, edepsiz!” dedi ve adamı dürttü, “Sar demiyorum ama en azından bir kıskansın diye elini omzuma at. Masa süsü diye mi çağırdık sizi?”
“Evet beyler, az samimi olun ya, kanka gibi oturuyoruz,” diye destekledi Ferda kızı. “Sonuçta biz sevgili olma sebebi ile toplandık.”Alex’in gözleri kocaman oldu, “Grup sik yok!” diye bağırdı. “Sera hepsi keser!” sonra Çetin’e döndü, “Şule senin de sik keser Çet. Yedi karpuz kabuk akıl?”
Çetin elini alnına koydu, “Abicim bip’li mi konuşsan? Malum burada misafiriz, kendi tarafımızda mı böyle rahat olsak? Malum bizi tanımayanlar olabilir.”Alex omuz silkti, “Ama bak ne diyor? Grup diyor!”
“Tamam sen onlara bakma, az elini kızın omzuna koy, yeter.”
Adam arka masaya bakıp, yeniden önüne döndü ve çekine çekine elini omzuna koydu.***
“Alex neden kıza sarıldı şimdi ya?” diye cırladı Sera. “Yemin ederim şimdi gidip saçını başını yolacağım. Buradan da hiçbir şey duyulmuyor. Şu adamlar kalksa da oraya geçsek.”
“Evet ya Sera bende duymuyorum,” derken Sera’nın gösterdiği masaya baktı. “Baksana gel müsaade isteyip oturalım. Onlar da kalksın canım bizim durumumuz farklı. Manzara peşinde değiliz.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YANGININ KÜLLERİ - ATEŞ SERİSİ II / FİNAL
RomantizmAdam bir yangından kalan küldü... Kadın ateş... Adam ateşte yanma niyetinde değildi, ama kadının bakışları yakıyordu işte... Kaçamıyordu... ve teslim oldu, yandı... Anıl Bozkurt, o kadının ateşi ile cayır cayır sessiz sedasız yandı... ve hayatın cid...