uzun bir bölüm sizlerle :)
Ellerimle yaptığım o kalelerimi
Yüreğinle yerle bir edeceğim.
Yeminim var sana ey ömrümün hükümdarı,
Her şeyimi uğruna feda edeceğim.***
Seha hastane koridorunda sağa sola giderken koridorda önce Anıl ile Beliz’i daha sonra arkalarından gelen Ferda ile Hüseyin’i gördü.
“Seha Gazel nasıl?” diye sordu Ferda endişe ile. Diğerleri de Seha’dan gelecek cevabı bekliyorlardı.“Bilmiyorum Ferda abla. Biri de çıkıp bir şey demiyor ki!” diye bağırıp, duvara tekme attı. “Lanet olsun, kimse bir şey demiyor! Bir açıklama yapmıyor, delireceğim.”
“Peki ne oldu, nasıl oldu? Anlamadım ben. Tüm gece iyiydi.” Ferda koltuklardan birinde ona öfkeli gözlerle bakan, en yakın çocukluk arkadaşından gözlerini kaçırıyordu. Belki de haklıydı, Gazel’i ona emanet etmişlerdi. O ise emanetlerine iyi bakamamıştı.
“Bütün gece oturmadı, görmedin mi? Ya buraya gelmeden önce doktora gittik, sende vardın! Fazla yormayacaksın kendini, demedi doktor. Ben bütün gece otur dedikçe, sanki inadıma oturmadı.”
“Tamam Seha, sende sakin ol oğlum, Gazel güçlü kızdır. Eminim bir sorun yoktur,” diyerek araya girdi Hüseyin. “Sen böyle hırçınlaşırsan, ona kim destek olacak.”
“Tamam, sakinim ben. Sadece biraz endişeliyim. Ona bir şey olabileceğini düşündükçe aklımı oynatacağım.” Sonra sakin olmak ister gibi derin derin nefesler alıp, Anıl’a döndü, “Sen neden Ferda ablayla Hüseyin abiye haber verdin ki? Balayına gideceklerdi.”“Birilerinin seni ve-” sözünü kesen arkadaki gürültü oldu, herkes oraya dönerken Anıl cümlesini tamamladı, “Ve aileyi sakinleştirmesi gerekiyordu.”
Seha elini saçlarından geçirdi, “Bir de şimdi birde onların haklı azarlamalarını dinleyemem Anıl. Şuan Gazel ve bebekten başka bir şeyi düşünemiyorum. Siz ilgilenin ne olur.”Hüseyin onun omzuna vurdu, “Tamam ben hallederim.” Anıl’a döndü, “Anıl sen al Seha’yı dışarı çıkın biraz.”
Anıl gelip Seha’yı omzundan tutup, çıkarmak istedi ama Seha adamın elini itekledi, “Hiçbir yere gitmiyorum. Karım ve çocuğum içeride ne haldeler bilmek istiyorum sadece!” diye bağırdı.O sırada Hüseyin aileye açıklama yapmaya, herkesi sakin tutmaya çalışıyordu.
En sonunda Ezel kalkıp Seha’nın karşısına dikildi. Kadın tüm öfkesiyle “Şimdi mi Gazel senin için değerli oldu?” diye bağırınca, tüm gözler onlara çevrildi.
“Anlamadım?” dedi Seha da ceketini yana atıp, ellerini beline koyarak.“Evlenmeden nasıl hamile kalıyor, onu bir açıklasana bana?”
“Gerçekten açıklayım mı? Yok bildiğim kadarı ile sen de evlisin, çocuk nasıl yapılıyor bilmen lazım, ondan soruyorum!” dedi saf bir ökeyle. “Ve gerçekten şuan sorun içeride karımın nasıl olduğu mu yoksa o çocuğu nasıl yaptığımız mı?”“Kardeşim kanlar içinde demin içeri alındı ve hamile! Siz de kağıt üstünde, balayı için güya nikah kıydınız -Bir hafta önce! Bu çocuk da bir haftalık olmadığına göre-”
“Evet nikahtan önce oldu ve evet nikahı hamile olduğu için kıydık! Oldu mu?”
Ezel adamın tavrına deli olmuştu. “Adamdaki rahatlığa bak ya!”“Rahat mı görünüyorum ben sence?”
Ezel onu eliyle itekledi, “Bana bak! O kıza bir şey olsun, seni gebertirim tamam mı? Eğer kız kardeşime o bebek yüzünden bir şey olsun, sende sağ kalamazsın! Seni pişman ederim!”Seha kızın bileğinden tutup, minik darbelerine son verdi, “Eğer karım o odadan çıktığında onu üzecek en ufak bir söz ya da bir bakış görürsem, asıl ben seni pişman ederim! O bebek bizim! Benim ve sevdiğim kadının!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YANGININ KÜLLERİ - ATEŞ SERİSİ II / FİNAL
RomanceAdam bir yangından kalan küldü... Kadın ateş... Adam ateşte yanma niyetinde değildi, ama kadının bakışları yakıyordu işte... Kaçamıyordu... ve teslim oldu, yandı... Anıl Bozkurt, o kadının ateşi ile cayır cayır sessiz sedasız yandı... ve hayatın cid...