"Kollarımın arasında titriyorsun."
Yoongi'nin ellerinden kurtulmaya çalışıp Tae'ye doğru koşacakken belimdeki ellerle geriye doğru savrulmuş, kafam ona dönükken sırtım göğsüne çarpmıştı.
Arkamı dönüp yüzüne doğru tısladım.
"Bırak beni it herif." Sanki bunu dememi bekliyor gibi belimdeki elini sıkılaştırmıştı.Bedenim havalanırken, ayaklarımla ona tekme atmaya çalışıyordum aam çalışıyordum işte.
"Jimin!" demişti Taehyung, elindeki iplerden kurtulmaya çalışırken.
"Tae! İyi misin bir yerine zatar verdiler mi?"
"Vermediler bebeğim.." Taehyung yanındaki Namjoon'a dönüp küfürlerini sıralarken bu haline sırıtmadan edememiştim.Her zamanki Tae, 5 adamın elindeyken bile aynıydı.
Gözlerimi belime kaydırıp, damarlı ince parmaklarda gezdirmiştim gözlerimi.
Çok güzeldi, elleri çok güzeldi.NamJoon Taehyung'un ellerini açıp sandalyeye oturmasını sağladığında, ben hala Jungkook'un ellerindeydim.
NamJoon'un cebinden çıkardığı bıçakla gözlerim irice açılırken daha çok debelenmeye başlamıştım.Tanrı'm çok sıkı tutuyordu sikik herif!
Tam dudaklarını hissettim kulağımda.
Buradaydı, arkamdaydı."Uslu dur güzelim." Dedi nefesini kulağıma üflerken.Bedenime doğru hafif bir titremenin yol aldığını hissetmiştim.Ellerim kollarını tutunup, onu kendime bastırırken gözlerim yorgun yorgun bakıyordu.
NamJoon elindeki bıçağı Taehyung'a yaklaştırmaya başladığında gözlerimdeki yaşların bir bir dökülmeye başladığını hissediyordum.
"Lütfen." dedim, bana ve çevreme tüm bu zararları veren adama tutunurken.
"Lütfen ona zarar verme, lütfen lütfen." Arkamdan güldüğünü hissetmiştim.Resmen benimle dalga geçiyordu şerefsiz.
Gözlerim bu sefer Jin hyung'a kaydığında yalvaran bakışkarla bakıyordum ama 'ben bir şey yapamam' gibi bakıyordu.Bu sefer bıçağın ucu Tae'nin boynunda durdu.
"Baksana patron, hırçın aslancığımız şimdi küçük bir kediye dönüştü." Taehyung oyurduğu yerde debelenirken gözleri bendeydi.
Hala ne olduğunu anlamamışa benziyordu."Ona zarar verirsen, Tanrı şahidim olsun ki seni öldürürüm." Jin hyung hariç hepsinin gülmeye başladığını gördüğümde, Jungkook'un belimdeki kolunu sertçe ısırmış, duyduğum kelimelerle kaşlarım çatılmıştı.
"Seni..küçük sürtük."
Geri çekilmesini sağlarken alt tarafına tekmemi geçirmiştim birde bana dediği o kelimenin hıncını almak istercesine.
Önümde iki büklüm olmasıyla Yoongi ve Hoseok harekete geçmişti.Hiçbirine fırsat vermeden Jungkook'un belindeki silahı çekerek elime aldım.
Hedefim NamJoon olmuştu ama hasta herif sanki komik bir şey varmışçasına daha çok gülmeye başlamıştı.
Elim şimdi ise tetikteydi.
Hoseok ve Yoongi'nin silahları bana yöneldiğinde derin bir nefes aldım.Taehyung'un boynundan kanlar akmaya başladığında sertçe bıçağı ona bastırmış olmalı ki, acıdan inlemeye başlamıştı.
Saniyeler geçmişti.Tae'nin boynundan akan kanları görmemle tetiği çekmem bir olmuş, arkamdan Jungkook'un ellerini ellerime sarmasıyla silahı tam kurşun patlayacakken çekmiş, kurşunun yerle buluşmasını sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We'r Not Broken ℘ JiKook
Fanfic"O halde.." diye başladı cümlesine.Daha sonrasında gözlerimiz aynada kesişti. "Neden, bana sevgiyi, değeri.." "Âşkı." her bu kelimeye geldiğinde kulağıma fısıldıyordu. "Vermek ister gibi bakıyorsun gözlerime? Ellerimin altında titriyorsun." Hayır...