on dört

882 55 8
                                    

Okan

Evden erkenden çıkıp okula doğru yürüyordum. Planım erken gidip Tufan abi ile Melih'i konuşturmakti. Sabah evden çıkmadan ona mesaj atmıştım okula erken gelmesini belirterek.

Tufan abi ile ben konuşsam siksen vermezdi ki bizimde okulda namımız pek iyi değildi. İleri de elleri ceplerinde kaldırımda yürüyen Melih'i görünce sırıttım.

"Pişt Fıstık, baksana güzelim" dedim arkasından.

Bana doğru döndü sinirle. "Olm yolun ortasında şahinli kekolar gibi ne laf atıyorsun."

"Benim şahinli kekolara benzer bir halim var mı? Ben normal kekoyum gülüm." Göz kırpıp yanına yaklaştım.

Elimle kıvırcık olan sarı saçlarını karıştırdım. Elime vurup tekrar yürümeye başladı. "Artı ile eksi severim seksiiii..."

Yanıma dönüp eliyle ağzımı kapattı. "Salak yolun ortasında linç mi ettireceksin bizi ? Hem sen niye beni erkenden okula çağırdın ? Öğrenci bile değilsin."

Eli hala ağzımdayken sorularına cevap bekliyordu. Bence yol yakınken daha zeki birini seçebilirdim he?

"Cevap versene lan?"

Göz devirip elini ısırdım. Anında acıyla geri çekilirken sinirle konuştu. "Yavşak n'apıyorsun?"

"Asıl sen n'apıyorsun olm? Ağzım kapalıyken sana nasıl cevap verebilirim ?" dedim tek Kaşımı kaldırarak.

Bunu burada daha fazla uzatırdım ama okula geç kalacağımızı düşündüğüm için elinden tutup çekiştirmeye başladım. "Bak şimdi sen gidiyorsun Tufan abiyle konuşuyorsun yalvarıyorsun güvenlik odasının anahtarını alıyorsun. Sonra benim suçsuz olduğum ortaya çıkıyor. Ve her gün okulda seni taciz ediyorum. Aman seni mutlu ediyorum."

"Ben niye konuşuyorum sayın amına koduğum?" dedi elini geri çekmeye çalışırken. Aynı zamanda bize bakan insanlardan dolayı yüzünü gizliyordu.

Ne bakıyorsunuz amına koduklarım ?!

"Ben istesem Tufan abi vermez. Ama senin gibi örnek öğrenci istese verir." dedim. Okula yaklaşınca elini bıraktım. Ben kenara bir yere geçtim ve saklandım.

"Hadi koçum git al sonra bak gel." gözlerini devirip okula girdi.

***

Tam 2 saat olmuş Melih'i bekliyordum. Büyük ihtimalle yapmamıştı ve okuldaydı. Bende mal gibi yapar diye onu bekliyordum. En olmadı okul çıkışı ona duygu sömürüsü yapardım.

"Pişt!" kafamı kaldırmamla gözümün önünde bir adet saçı başı dağılmış Melih girdi. Nefes nefeseydi ve yanakları kızarmıştı.

Fazla çekici.

"Aldın mı?" dedim gözlerim hala üzerinde gezinirken.

Kafa salladı ve elinde ki USB bana verdi. "Aslında biraz karmaşık oldu." yanıma oturdu. "Bu mallar nasıl becerdiyse o günün kayıtlarını silmişler ama silerken aynı zamanda kopyalamışlar. Tabi Tufan abi bilgisayardan pek anlamadığı için fark etmemiş. Bende aslında umutsuzdum ama bilgisayarı biraz karıştırınca fark ettim ve bence gayet güzel görüntüler var içinde."

Kendime çekip sarıldım. "Aferin lan Melo sana bir ödül vereceğim." diyip yüzüne doğru eğildim. Dudaklarımı büzüp yaklaşırken yüzümü ittirip iğrenir gibi yüzünü ekşitti.

"Kafamı kopartırım demiştim."

"Aynen Melo kesin de merak ettim sen niye nefes nefese geldin? Köpek mi kovaladı aq?"

"Hassiktir ! Unuttum ben seninle konuşacağım diye." ayağı kalktı. "Ders beden ve koşuyorduk. Çaktırmadan onlardan uzaklaşıp geldim buraya ama fark edildiysem beden hocası da bana çakar."

Hızla koşup geri dönerken bağırdım. "Ben çakacaktım ama önce Aşko."
***

Görüntüleri son bir kez daha izleyip bizimkilere döndüm. Akşam bende toplaşıp görüntüleri izlemiştik.

Zümre ve Eser'in öğle arasında bizim sınıfın önüne geliyor ve Eser içeri girip benim çantamı dışarı çıkartıyor Zümre cebinden çıkardığı hapları içine koyup geri götürüyor ve ikisi de uzaklaşıyorlar.

Aslında gayet normal bir şekilde girip hapları koysalar bir kanıtımız olamazdı. Çünkü sınıfta güvenlik kamerası yoktu. Ama işte bu parlak zekalı arkadaşlar kameraya poz verir bir şekilde yapmışlardı. Allah düşmanın da akıllısını versin.

"Kanka götürüyoruz dimi bu görüntüleri hocaya?" dedi Utku.

Başımı salladım. "Yarın götürelim."

"Omono koyom folm goboydo." Yakup elinde cips paketi ağzı dolu bir şekilde konuşurken Hikmet kafasına vurdu.

"Salak ağzının içini görmek zorunda mıyız biz? Bitir öyle konuş." dedi.

Yakup ağzındakileri yutup ağzını Hikmet'e gösterdi. "Konuşabilir miyim şimdi sayın nezaket kuralları a.ş'nin sahibi?"

"Aferin konuş şimdi evladım."

Onların bu haline göz devirdim. "Olm Hikmet mi sayın nezaket kuralları a.ş'nin sahibi? Adam tuvaletten elini yıkamadan çıkıyor amk."

"Yalan atma it." dedi kaşlarını çatarken.

Sırıttım. "Yalan borcum mu var gardaş?"

"Hayatımda senin kadar yalancı birini görmedim ben. Annene Hikmet'te ders çalışıcam diyip Pavyona gitmiyor musun lan sen ?"

"Olm bak o yalan sayılmaz. Pavyon kutsal mekan dalgası olmaz la." dedim.

Yakup cips yemeye devam edip bizi izliyordu. Hikmet ağzını açmış cevap verecekti ki Utku bağırdı. "Kanka bu senin Melih değil mi amk?"

Elinde ki bilgisayarı bize doğru döndürdü. Olaydan iki saat sonra okul önündeydi. Eser ve Melih kavga ediyordu Zümre de onları izliyordu. Eser bir şey dedi ve Melih yumruğu geçirdi. Kavga büyürken Ahmet geldi ve Melihi kavgadan çekti. Zümre de araya girince ortalık karıştı.

Ne alakaydı olm ? Olayın olduğu gün neden kavga ediyorlardı?

***
Acaba neden ?

Hatalı Sevgili-bxb Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin