on altı

829 51 8
                                    

Okan

"Haydi bismillah" bizimkilerle okula gelip sağ ayakla kapıdan geçmiştim. Bir hafta sonra okulda olmak güzeldi. Ara tatil vermiş gibiydim. Fakat içimde nedense bir kötü his vardı. Kesinlikle bunun Melih ile alakası yoktur. (!)

Sırtıma bir Yakup ayısı atlayınca içimde ki hüzün de götüme kaçmıştı. "Hoşgeldin karşim okuluna." dedi ellerini boynuma dolarken.

"İnsene sırtımdan hayvan !"

"Olmaz. Töreler yeni gelen öğrenciye eziyet çektirmemizi emreder." dedi değişik bir doğu aksanıyla.

"Bir ben yeni öğrenci miyim amına koduğumun salağı? İki hangi töre lan bu?" dedim okulun merdivenlerinden çıkmaya çalışırken. Sırtımda bu ayı olunca pek kolay olmuyordu tabi.

Etraftaki insanlar garip bakışlar atsalarda pek takmıyorlardı. Bizi bilen biliyordu. Biz böyleydik. Böyle iyiydik.

"Aşkoloşkom bu okul töresi. Lütfen ciddiye alalım. Dimi Utku?" dedi hala sırtımdayken.

Utku bir süre bize baktı ve ofladı. "Salak salak hareketler yapmayın." dedi.

Yakup sırtımdan indi. "Çok sıkıcısın gel Hikmetoşkom." diyerek Hikmet'in koluna girerek ilerlemeye başladı.

Bu nasıl Angara'lı la şüphe ediyorum.

Utku peşlerinden giderken ben de kantine doğru ilerledim. Sabah kahvaltı etmemiştim. Poğaça ve çay alsam iyi olacaktı.

Kantine girip etrafa göz gezdirdim. Sabah olunca az kişi oluyordu. Az ötede ki masa da uyuklayan Melih'i görünce yanına adımlıyordum ki vazgeçip poğaça almaya yöneldim.

Saçma salak konuşup kırmıştı beni. Gelsin özür dilesin, yalvarsın yakarsın barışırız. Belki.

Poğaçamı çayımı almış kantinden çıkıyorken Eser'in Melih'in masasının başına gelmiş kolunu tutup sıktığı gördüm. Melih bu durumdan hoşnutsuz duruyordu.

Derken Melih ayağa kalkıp Eser'e yumruk geçirdi. Anında Eser yere düşerken üstüne çıkıp yumruk atmaya devam etti. Elimdekileri koyup ayırmaya giderken bu sefer Eser Melih'in üstüne çıkıp yumruk atmaya başladı.

İkisinin arasına girerken yüzüme yediğim yumrukla bende bir tane Eser'e geçirdim.

Ve beklenen son yaşandı. Müdür geldi ve bizi odasında misafir etti. "Okan Allah rızası için evladım daha ders başlamadı. Okul açılalı 1 saat bile olmadan nasıl bir kavgaya karıştın? Ayrıca Eser sen okuldan atılmıştın. Seni Tufan içeri niye aldı?"

"Hocam-"

"Hocam-"

Eser'le aynı anda söze atılırken ona 'sen sus lan' bakışları atıp devam ettim. "Bu ikisi kavga ediyordu bende ayırayım dedim hocam. Valla suçum günahım yok."

"Kesin öyledir Okan. O yüzden ben geldiğim de Eser'e yumruk atıyordun."

Ağzımı açmış tam kendini savunacakken elini kaldırıp susturdu. Eser'e döndü. "Eser seni bir daha okulda görmeyeceğim. Eğer bir daha burada görürsem polisi ararım. Şimdi çıkabilirsin."

Eser odadan çıkarken Melih'e bakmaya başladım. Kaşı dudağı patlamıştı. Dudağı zaten kızarmışken dişleriyle de ısırıyordu. Yanağında morluk vardı ve saçı başı dağınıktı. Elleriyle oynuyordu. Uzun ince parmaklarının üstü yumruk atmaktan kızarmış hatta kanamıştı.

Bana bir fenalık oluyor.

Sıcak basarken elimi yelpaze yapıp kendime doğru sallamaya başladım. Çok çekiciydi vicdansız.

"Anladın mı beni Okan?" dedi müdür.

"Evet evet" diyip geçiştirdim.

"Tamam çıkabilirsiniz."

Odadan çıktık. Hala Melih'i süzüyordum. "Aç kurt gibi bakıyorsun." dedi tek kaşını kaldırarak.

"Sana şuan yavşardım ama küsüm. Neyse ben neye evet dedim?" dedim toparlayarak.

"Okuldan sonra kütüphaneyi düzenleyeceğiz."

"Hassiktir ya." diyip saçımı karıştırdım.

Müdür böyle bir ceza veriyorsa kesinlikle kütüphane fena dağınıktır. Şahsen ceza almaktan bütün cezaları çözdüğüm için bunun zorluk derecesini biliyordum.

10 üzerinden 9.

"Okul çıkışı sınıfın kapısının önünde bekle beraber çıkarız yukarı kata." diyip yanımdan ayrıldı Melih.

Emredersin mal.
***
Yakınlaşın artık

Hatalı Sevgili-bxb Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin