Chanyeol, Baekhyun'u elinden tutarken bir apartmana soktu. Baekhyun bu evleri biliyordu, üniversitedeki öğrenciler için yapılmış öğrenci yurtlarıydı bunlar. Kiralanmak yerine satın da alınabiliyordu ayrıca ki Chanyeol öyle yapmış gibi görünüyordu.
Çocuğu merdivenlerde adeta sürüklerken bugün çok fazla kan görmesine rağmen kusmamasına şaşmıştı. Baekhyun soğukkanlı birine benziyordu ve bu yeterince iyiydi.
Nasıl olsa onu öldürecekti. Sonuçta, o Bombshell'di, endişelenmesine gerek yoktu. Bir sorun çıkmayacaktı.
Bir dairenin önüne geldiklerinde Chanyeol Baekhyun'un elini bırakıp cebinden anahtarını çıkardı ve kapının girişini soktu.
''O orospunun koluna bastıktan sonra ayakkabı izimi temizlemiştim, evet... Ve ardından alkolle temizleyip sonra da alkol izini temizleyen peçeteyi kullandım... Tamam...''
Chanyeol anlamsızca bir şeyler mırıldanırken Baekhyun soluğunu tutarak dinledi onu. Uzun olan anahtarla olan işini bitirip arkasına döndü ve Baekhyun o sırada onun ateş gibi parıldayan gözlerini görmüştü. Çocuğun kolunu hızla tuttu ve evin içine itti onu.
''Acıdı!'' diye inledi ve yüzünü buruşturdu Baekhyun, diğeri kapıyı kapatırken.
''Acısa da öldürmez, Baekhyun,'' dedi Chanyeol ciddi bir yüzle, ardından konuşmasına devam etti, ''Şimdi evde hiçbir yere dokunmadan şurada bulunan tuvalete git, cam bir kap var çeşmenin yanında, peçeteyle dokunarak tek kullanımlık sabunlardan al ve ellerini yıka. Ardından çeşmeyi alkolle sil, sonra alkolün izlerini silen peçeteyle tekrardan sil.''
Baekhyun şaşkınlıkla bakmıştı ona. ''Neden evde de böyle yapıyorsun ki? Kimse bulmayacak seni.''
Chanyeol sırıttı. ''İyi bir katil her zaman önlemini almalıdır,'' dedi, ''Ayrıca ne yaptığım seni ilgilendirmez. Gidip dediğimi yap, yoksa...''
Baekhyun birden bire boynuna dayanmış bıçağı hissetti. Nefesi kesilmişti, Chanyeol'ün bıçağı ne zaman çıkardığını anlamamıştı.
''O güzel boynunu kesmekten asla çekinmem.'' Bıçağı beyaz teni dokundurmadan çekti ve Baekhyun korkuyla onun gözlerinin içine baktı.
''...''
''Haydi, şimdi gidip ellerini yıka. Ben de yatağı hazırlayacağım. Sakın kaçmaya falan kalkma, ayrıca kapıyı kilitledim.''
Baekhyun gözlerini devirdi. ''Kaçmak gibi bir amacım yoktu zaten.''
''Göz devirme bana,'' dedi Chanyeol, ''Hadi, uslu çocuk.''
Baekhyun onun uyarısına rağmen gözlerini devirdi ve işaret ettiği tuvalete doğru yürüdü. Yarım açık olan kapıyı poposuyla itip tamamen açtıktan sonra çeşmeye yöneldi ve kuru bir peçete alıp pürüzsüz cam kabı dikkatle açtı. İçinde tek kullanımlık, kâğıt sabunlardan vardı. Çeşmeyi de dikkatlice açarak ellerini temizledi ve ardından Chanyeol'ün çamaşır makinesinin üstüne bıraktığı alkolle çeşmenin yüzeyini ovaladı. Ve son olarak alkol izlerini temizleyen peçeteleri kullandı.
Tuvaletten çıktığında Chanyeol büyük ekran televizyonun karşısındaki koltuğa oturmuş, sırıtarak bir haber kanalını izliyordu.
''Gel, Baekhyun!'' dedi, yüzündeki sırıtma büyürken, ''Haberlerdeyiz tatlım!''
Baekhyun yüzünü buruşturdu. Chanyeol gerçekten bir psikopattı.
''Ellerimi yıkadığıma göre bir şeylere dokunabilir miyim?'' diye sordu.
Chanyeol bu sefer nazikçe gülümsedi, ''Dokunabilirsin.''
Baekhyun ürkmeye devam ederken Chanyeol'ün yanına doğru yürüdü ve yumuşak koltuğa oturdu. Gerçekten de, uzun olanın dediği gibi haberlerde Haruka'nın ölüm haberi vardı.
''Zavallı kız...'' diye mırıldandı Baekhyun istemsiz bir şekilde, ardından ne yaptığının farkına varıp elini ağzına götürdü.
Aptal Baekhyun.
''Zavallı mı?'' dedi Chanyeol homurdanarak, ''O kız orospunun önde gideniydi.''
Baekhyun şaşkın bir şekilde gözlerini büyüttü. ''Japonca dersinde aynı sınıftaydık ve bir kötülüğünü görmedim. Aksine çevresindeki insanlara neşe saçan bir kızdı.''
Chanyeol güldü. ''İşte, Baekhyun. Sorun da tam burada.''
''...'' Baekhyun onun ne demek istediğini anlamamış gibi baktı onun yüzüne. Gerçekten çok garipti. Chanyeol psikopat gibiydi... Kafayı yemiş gibi. Gerçek yüzünü görmeden, bunu anlayabilmenizin imkanı yoktu.
''Sen ve senin gibiler bunu anlayamaz, Baekhyun. Siz olaya çok düz bir açıdan bakıyorsunuz.''
Baekhyun yalnızca sustu ve çocuğun neler diyeceğini bekledi.
''Kızlardan her zaman nefret etmişimdir. Gerçekten.''
''...''
''Onlar... Ne bileyim... Çok sinir bozucular. Birkaçı dışında tabii ki, aralarında mantığını ve beynini kullananlar da var. Onlara laf atmıyorum. Ama bazıları...''
''...''
''Yani geneli. Tek istedikleri şey yakışıklı bir erkek ve aşk dolu sahte bir kalp. Yalnızca bu. Bunu elde etmek istiyorlar ki, kendi cinslerine hava atabilsinler. Aşkın asıl amacı, sence de bu değil midir Baekhyun?'' diye sordu Chanyeol kısa çocuğa.
''Bilemiyorum,'' dedi kısa olan, ''Daha önce hiç aşık olmadım.''
Chanyeol gülümsedi, ''Sende bendensin. Bende hiç olmadım ve nasıl hissettirdiğini bilmiyorum.''
''Bende,'' diyerek katıldı Baekhyun.
''Evet. Ve işte, burada devreye ben giriyorum, Baekhyun.'' Chanyeol gözlerini kısa çocuğun çikolata rengi gözlerine dikerken, diğeri ifadesiz ve sessiz bir şekilde onu dinledi.
''...''
''Beni yalnızca kullanan kızları teker teker öldürüyorum. Tıpkı bir Shinigami (Bilmeyenler için, Shinigami, Japon kültüründe ölüm meleğine verilen isimdir) gibiyim. Ölüm adı verilen cezayı onlara iletiyorum.''
Baekhyun şaşırmıştı. Bu, insanları öldürmek için bir neden olamazdı.
'' Ya sana aşık olmuşlarsa? Seni kullanıp kullanmadıklarını nereden bilebilirsin?'' diye sordu Chanyeol'a.
Chanyeol sevgi dolu bir şekilde gülümsedi, ''Sevgili Baekhyun... Demin de söylediğim gibi, bunu ikimiz de anlayamayız. Çünkü hiç aşık olmadık.''
Baekhyun hayal kırıklığıyla kafasını eğdi. ''Doğru...''
İkisi de bir süreliğine sustu, yalnızca televizyondaki muhabirin sesi duyuluyordu geniş odada.
''O orospuların ölümü hak etmediklerini söyleyemezsin,'' dedi Chanyeol sessizliği bozarak, Baekhyun kafasını çevirip ona baktığında yüzündeki ciddi ifadeyi görmüştü.
''Kimse ölümü hak etmez, Chanyeol. Sonuçta bu insan canı.'' Baekhyun nazik ve yumuşak sesiyle konuştuğunda Chanyeol onun ses tonuyla kaslarının gevşediğini hissetti. Baekhyun ufacıktı; küçük bir köpek yavrusu kadar minik ve sevimli.
''Haklı olabilirsin,'' diyerek katıldı ona, ''Ama bu, o kaltaklar için geçerli değil.''
Chanyeol bu cümleleri söyledikten sonra ayağa kalkıp gerindi, bugün gerçekten yorucu bir gün olmuştu onun için. Hem vücudu, hem de beyni ağrıyordu resmen. Kumandayı aldıktan sonra televizyonu kapadı ve Baekhyun'un şaşkın bakışları altında koridorun sonunda bulunan büyük odaya yöneldi.
''Ellerini ve yüzünü yıkadıktan sonra yatağa gel,'' dedi buyurgan bir sesle.
Baekhyun kaşlarını çatmıştı.
''Neden yüzümü yıkıyorum ki?''
Chanyeol arkasına dönüp sinsi bir ifadeyle gülümsedi ona.
''Çünkü kirli insanlardan gerçekten hoşlanmam Baekhyun.''
*
Y/N: Biraz geç bölüm koyduğum için üzgünüm :'( Okuyan herkese teşekkür ederim ^.^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bombshell
Fanfictionİnsanların sandığı gibi bir ölüm makinesi değilim ben. Psikopat bir kişiliğim de yok. Bana dikkatle bakarsanız, çok önemli bir şey fark edeceksiniz. Ben sizim, siz de bensiniz.