Ertesi gün Baekhyun üzgün bir şekilde yemekhaneye gittiğinde, masada Luhan ve Jongin vardı, sarışın olan tabağındaki dilimlenmiş elmaları kemirirken, esmer olan da yanındaki kâğıda bir şeyler yazıyordu. Küçük çocuk onların yanına doğru yürüdü, sabah Chanyeol onunla beraber okula gelirken ona öğle yemeği için beklemesini söylemişti. Yüzünde dünkü gibi psikopatça bir gülümseme vardı ancak Baekhyun bunu anlayışlıkla karşıladı, Chanyeol'ün birkaç gün sonra eskisi gibi olmasını umuyordu.
Ama öyle olmayacaktı.
Baekhyun siyah saçları yemekhaneye giren rüzgârla uçuşurken masaya yürüdü ve sandalyeyi çekerek iki çocuğun yanına oturdu, ikisi eğilmiş aynı kâğıda bakarken, Luhan kafasını kaldırdı ve Baekhyun'a gülümsedi.
''Günaydın Baek,'' dedi yumuşak bir sesle, o konuşunca Baekhyun gülümsemeye çalışıp selam anlamında el salladı.
''Günaydın,'' diye fısıldadı, ardından işaret parmağıyla masadaki kâğıtları gösterdi, ''Ne yapıyorsunuz?''
Jongin kalemini bırakıp kafasını kaldırdı. ''Sosyoloji hocası tuhaf bir ödev verdi,'' dedi tuhaf bir ifadeyle, ''Seri katilleri araştırıyoruz.''
Baekhyun seri katil sözcüğünü duyunca tüyleri diken diken olmuştu ancak yüz ifadesinde bir değişim yaşanmadı, üşüdüğünü hissederken ellerini ceketine götürdü. Luhan ise merakla onu izliyordu, Baekhyun şüphelendiği birinin ev arkadaşıydı, yüz ifadeleri ve mimikleri kriminal psikoloji için yeterli olacaktı.
''K-Kimi?'' diye sordu Baekhyun parmak uçları titrerken; diğerleri görmesin diye elini kolunun içine doğru çekti.
Luhan kurnazca gülümsedi, ''Ülkemizde derin kaosa sebep olan Bombshell'i seçtik elbette.'' Ses tonu daha da çok tehditle dolarken, yanındaki Jongin de gülümsedi.
''Onun hakkında pek bir şey bilinmiyor sanıyordum,'' dedi Baekhyun gülümsemeye çalışarak, gergin tavrını belli etmek istemiyordu. Ancak göstermese de korkuyordu.
Luhan onun sorusunu cevaplayacaktı ancak etraf çok gürültülüydü ve sesi duyulmuyordu. Birkaç saniye içinde yemekhanedeki ses yükseldi, kalabalığın yarattığı gürültü masada oturan üç çocuğun kulağını doldururken Baekhyun kafasını çevirip yemekhane girişine baktı. Birkaç kişinin arasından yürüyen bir vücut gördü; Yunan tanrılarının heykellerine benzeyen vücudu ve pürüzsüz yüzüyle Chanyeol'dü bu. Oluşan gürültü ise ona bakıp konuşan kızlardan geliyordu.
Dev olan masaya gelip sandalyeye oturduğunda Baekhyun kafasını çevirip başka tarafa baktı, Chanyeol'ün ani ruh değişimlerinden nefret ediyordu ve insanların içinde onlardan birini yaşamasını istemiyordu. Bugün ona bulaşmayacaktı.
''Selam,'' dedi dev diğerlerine, yüzünde herhangi bir ifade yoktu.
Luhan gülümsedi. ''Merhaba.''
''Hoşgeldin dostum!'' dedi Jongin gülümseyerek, ''Sabah seni bekleyemedim kusura bakma...'' Esmer olan kafasını çevirip yanındaki çocuğa baktı, Luhan'la gözleri buluşunca ikisinin de yüzleri kızarmıştı, ''... Küçük bir işim vardı.''
Chanyeol kıkırdadı, ''Sorun değil,'' diye mırıldandı, ardından Baekhyun'a çevirdi kafasını, ''Bende Baekhyun'la geldim zaten.''
Baekhyun onun gözlerinin içine baktı, korku ve psikopatlığın küçük bir karışımı onu beklerken tüylerinin daha çok ürperdiğini hissetti. Kafasını tekrardan çevirip masaya döndüğünde Chanyeol koltuğuna iyice yayılmıştı.
''Ee,'' dedi, ''Ne yapıyorsunuz?''
''Sosyoloji hocasının ödevini yapıyoruz,'' dedi Luhan kafası eğikken ve kâğıtları hafifçe karıştırıyorken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bombshell
Fanfictionİnsanların sandığı gibi bir ölüm makinesi değilim ben. Psikopat bir kişiliğim de yok. Bana dikkatle bakarsanız, çok önemli bir şey fark edeceksiniz. Ben sizim, siz de bensiniz.