0.08

250 32 26
                                    

Perdelerin ve kapısının kapalı olduğu, ses çıkarsan bile kimsenin ruhunun duymayacağı yerde, Taeyong'un odasındalardı.

Jaehyun, fazlasıyla hızlı davranmış ve evine gidip, üstünü değiştirdiği an Taeyonglara gelmişti.
Şimdi ise, kendi göğsü ve duvar arasında sıkışmış olan bedene gözlerini dikmiş, öylece bakıyordu.
Belki farkındaydı, belki değildi fakat Taeyong'un gözlerinde ufacık olsun korku ya da iğrenme kırıntısı olmaması onu ele veriyordu.

Jaehyun onu zorlamak adına, nefesini hissedebilecek kadar yaklaştı.

"Taeyong-ah, sence de biraz hızlı güvenmiyor musun? Sen, tanıştığın herkesi ilk günden odana alır mısın?"

Sinir bozucu olduğunu düşündüğü bir tavırla söyledikten sonra, kazandığı tek şey kısa olanın bakışlarındaki bilinmez değişim olmuştu.
Ne hissettigini kestiremese de, önemli olan bu değildi. Yaptığı şey Taeyong'u kendisinden uzaklaştırmasına, bu da görevinin zorlaşmasına sebep olurdu.
Durumu kurtarmak için gamzelerini göstererek gülmeye başlayıp, elini karşısındaki kişinin saçlarına yerleştirdi ve sanki bir çocuğu seviyormuşcasına karıştırdı.

"Dalga geçiyorum bebek."

Sorma gereği duymadan, odanın köşesindeki tekli koltuğa oturmuş ve kollarını kenarlara yerleştirip, kendisinin çekilmesinden sonra bir süre öylece donup kalan, Taeyong'a bakmıştı.
Sevindiği şey ise, gerginlik çıkmadan kendini kurtarmış olmasıydı.

Kendinden kısa olan çocuk üzerine doğru yürümeye başladığında, kaşlarını kaldırdı.
Vuracak mıydı?
Her an gelebilecek bir yumruğa karşı tetikte dururken, tam dibine geldiğinde onun dudaklarında ufak bir kıvrılma gördüğüne yemin edebilirdi.
Kollarını Jaehyun'un yapılı omuzlarına yerleştirdikten sonra, babasının da evde olmasını asla umursamayan bir tavırla kucağına yerleşti.

Gülümsemesi büyürken, oturduğu yerde kasıtlı bir şekilde kıpırdanmış ve az önce Jaehyun'un kendisine yaptığı şeyi yapıp, ona olabildiğince yaklaşmıştı.

"Beni heyecanlandırabileceğini mi düşünüyorsun Jung Jaehyun?"

İnce parmaklarıyla Jae'nin elini kavrayıp kendi göğsüne bastırdıktan sonra, konuşmasına daha kışkırtıcı bir tavırla devam etti.

"Kalbimin ritmini değiştirebilir misin sence?"

Hayatı kışkırtılmanın, pisliğin ve yalan dolanın içinde geçen Jaehyun'un buna tepki vermesi -her ne kadar şaşırsa bile- uzun sürmemişti.
Boşta duran elini, karşısındakinin ince belinde gezdirirken fazlasıyla memnun hissediyordu.

"Bunu yaparsam ne kazanacağım Lee Taeyong?"

Kazanmak istediği şey hemen elinin altında duruyordu, bir an önce cevabını almak için pürüzsüz cildin üzerinde gezinen elini hafifçe sıkmıştı.

"Beni kazanmaya ne dersin?"

"Seni kazanacaksam, cehenneme kar bile yağdırabilirim."

tragic | jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin