tragic | jaeyong

0.12

Jaehyun, içinde kopan fırtınalara rağmen tutamamıştı o aptal çenesini.
Çıkarmaması gereken o kelimeler, ağzından birer birer çıkmışlardı.
Hepsi Taeyong'un suçuydu ona göre.
Bu kadar güzel olması ve kırmızı dudaklarında kalan zehir yüzünden söylemişti Jaehyun.

"Taeyong, seni seviyorum.
Beni o kadar etkiliyorsun ki, bu dudaklarla ölüme bile gidebilirim."

Zarif parmakları, karşısındakinin yumuşak dudaklarında gezinirken konuştu. Bir anda ne olduğunu bilmiyordu, belki de sadece tutmaya çalıştığı gizli hisleri o öpücükten sonra dayanamamış ve tutuldukları kafeslerden kaçmışlardı.

Jaehyun, hiç bir görevi bu kadar sevmemişti.

Taeyong ise, birine daha bağlanıp ölümünü görmek istemiyordu.
Duygularının yokluğundan memnundu o.
Jaehyun hayatına girdiğinden beri, yeni doğmuş bir çocuk gibi, teker teker duygularına kavuşuyordu.
Bu durum, güzel olduğu kadar korkunç hissettiriyordu.
İç sesi ona yapmamasını bağırsa da, uzun olanın kendisine yaklaşan bedenini zayıf elleriyle itekledi.

Farkında bile değildi ki şu an tattığı, suçlu hissettiren fakat midesinde kelebekler uçuşuyormuş gibi hissettiren şeyin sevgi olduğunun.

Uzun beden uzaklaşmadıkça, daha da sert itti onu. Ne yaparsa yapsın, bir santim bile geriye gitmemişti.
Güçlü bir duvar gibi duruyordu hâlâ.

"Beni reddetme, beni hissetmeye çalış."

Jaehyun, hayatında ilk kez birine yalvarabilecek gibi duruyordu.
Omuzlarında duran ufak elleri, sert hareketlerle tutup çıldırırcasına atan kalbine bastırdı.
Çoktan adım atmıştı, bu saatten sonra kendini geri çekmeye çalışması yapacağı en saçma hareket olurdu.
Bu yüzden gidebildiği kadar ileri gitti.

Taeyong, hızlanan nabzının fark edilmemesini umarken buruk bir gülümseme sundu karşısındaki yüze.

"Benim senin için atabilecek bir kalbim yok, Jae.
Yanlış kişiden umuyorsun bunları."

Cümlelerini kurarken, saklayamadığı şey, kızarmış yanakları ve titreyen sesi olmuştu.
Jaehyun zeki bir adamdı, bunu ikisi de biliyordu.

Taeyong, sıkıca tutulan bileğinin yanına diğer eli de katılınca korkuyla yutkundu.
En beklemediği şey, kollarının bir anda başının üzerine bastırılması ve tamamen savunmasız bir şekilde büyük gözlerini Jaehyun'a dikmek olmuştu. Şu an, yok olmaktı tek dileği.

Hoşlandığı, fakat hoşlandığını asla kabullenemeyeceği adamın yüzü ve bedeni kendisine bu kadar yakın duruyorken, bu gecenin ilişkilerinin ateşli başlangıcı olmaması imkansızdı.