8.BÖLÜM

343 68 292
                                    

(Multimedia: Kiraz)

                        |🍒🌸🍒|

"Gülmeyi kesip verecek misin artık şu fotoğrafı?" dedim bir umut elime verir diye. Eşyaları arabaya koymuş ve marketten çıkmıştık. Yol kenarında araba park halindeydi ve biz de içeride oturuyorduk. Zaten hava sıcaktı bir de arabanın içinde iyice bunalmıştım.

"Çok mu akıllısın sen?" Siraç'dan beklendik cevap gelmişti. Tabiki o resmi kolay kolay vereceğini sanmıyordum. Elindeki fotoğrafa bir kez daha baktı ve yine güldü. Evet maalesef sabahtan beri fotoğrafa bakıp bakıp dalga geçmişti. Ne kadar almak için çabalasam da becerememiştim.

"Ya cidden merak ettiğimden soruyorum. Kendini bu hale sokarken hangi âlemdeydin?" Bu kadar dalga yeterdi bence. İyice rezil olmuştum zaten.

"Sanane kardeşim! Ver artık şu resmi." Kömür karası gözlerini gözlerime dikti. Tek kaşını kaldırdı. Bu hareketinin ne anlama geldiğini gayet iyi anlamıştım. Tabiki de bu bakışın adı "Çok beklersin" bakışıydı.

"Yok yok. Ben en iyisi bu fotoğrafı çerçeveletip başucuma asayım da her sabah uyandığımda bu kareyi görünce halime şükredeyim. Ne insanlar var sonuçta." dedi ve güldü. "Ah anne ah bu günleri de mi görecektim ben."

Sırf sinir etmek için elinden geleni ardına koymuyordu. Ama ben altta kalmazdım.

"Ha ha ha! Çok komik. Benim daha iyi bir fikrim var. Şu senin otobüs videonu bütün çalışanlara göndersek de azıcık gülseler mesela. Ne sevap kazanırız." dedim ben de ona karşılık vererek. Eğer onun elinde bir koz varsa benim de vardı.

"O konuya gelirsek." dedi ciddi bir ses tonuyla ve devam etti. "Bir anlaşma yapacağız."

"Ne anlaşması?"

"Videoya karşılık fotoğraf." dediğinde ne demek istediğini anladım. Aslında bu köleliği daha da uzatmak isterdim ama maalesef onun da elinde koz olunca elim kolum bağlanmıştı.

"Peki tamam. İki önce sen ver." dedim işimi garantiye almak için.

"Tabiki de hayır. Sana güven olmaz. İlk önce sen sileceksin videoyu." Asıl sana güven olmaz demek istesem de vazgeçtim. Hiç sırası değildi. Daha fazla uzatmanın bir anlamı da yoktu. Bir an önce o fotoğrafı imha etmek istiyordum.

Yandan bir bakış attım ve cebimden telefonumu çıkarttım. Videoyu bulduğumda sil tuşuna bastım. İşte bu kadar. Silmiştim. Şimdi sıra ondaydı.

Avucumu açıp Siraç'a uzattım. "Alayım fotoğrafı."

Durdu ve tek kaşını kaldırdı. Elim boş kaldı. Niye vermemişti şimdi?

"Ne malum başka bir yere yedeklemedigin?" Şimdi anlaşıldı. Ee tabi o da işini garantiye almak istiyordu. Ama zaten bu videoyu İbo'dan aldıktan sonra telefonundan imha etmiştim.

"Merak etme yedeği falan yok. Bir tek buydu. Bunu da gözünün önünde sildim." dedim ve elindeki fotoğrafa tekrar uzandım. "Ver artık şunu!"

"Bu kadar çabuk mu vereyim? Bugün yaptıklarını unutmadım." Kaşlarım çatılmıştı bile. Ulan salak Kiraz! Ne diye hemen güvendin de sildin?

"Saçmalama. Şakanın hiç sırası değil. Dediğini yaptım ve sildim. Şimdi de sen dediğimi yapacaksın."

"Al o zaman." Kaşlarını havalandırdı ve elindeki fotoğrafı yukarı kaldırdı. O kadar kaldırdı ki artık arabanın tavanına değiyordu.

"Alırım" dedim ve havaya kaldırdığı eline uzandım. Ama neyime güvendiğimi ben de bilmiyordum. Kesinlikle boyuma olmadığı kesindi.

Kahretsin ya elim yetişmiyordu. "Hadi az kaldı yapabilirsin." İçimdeki küçük Kiraz bana destek verirken ha gayret ayaklarımın üzerinde biraz daha yükseldim. Git gide Siraç'ın üstüne yaklaştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 23, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAKURA ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin