Anıl Durmuş - Perişanım Şimdi
Beste duyduklarından sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi odalarına geri dönmüştü. Akif'e soru sormamıştı, artık bazı şeylerin değişmesini istediklerini ikisi de biliyordu. Telefon konuşmasının ardından Akif aceleyle evden çıkıp gitmiş, Beste'ye nereye gittiğini söylememişti. Beste bu durumu garipsemiş olsa da yaşananları göz önüne alınca genç çocuğa hak vermişti. Akşamı bekleyecek, Akif eve geri dönünce Almanya olayını onunla enine boyuna konuşacaktı. Bu durumda, Beste oldukça sıcak bakıyordu yurt dışına taşınmaya.
Akif ise sertçe çaldığı kapının açılmasını bekliyordu. Buraya neden geldiği kendi bile bilmiyordu. Sadece içindeki dinmeyen öfke onu buraya yönlendirmişti. Bugün ki olaylar ise bardağı taşıran son damla olmuştu. Akif, elini tekrar kaldırıp kapıyı çalacağı sırada açılan kapı ile durmak zorunda kalmıştı.
"Ne var lan!"
Kapıyı açan adam Akif'i görünce yüzüne itici bir gülümseme takınıp "Ooo, hoş geldin damat bey." diye söylendi. Akif boynunu sağa sola döndürdükten sonra ani bir hareketle Rıza'nın yakalarını kavradı. Neye uğradığını şaşıran Rıza'nın yüzünde bariz belli olan korku Akif'i içten içe mutlu etmişti. Beste'nin ağlayışları aklına geldikçe daha fazlasını yapmak istiyordu. Genç çocuk yaşlı adamı duvara doğru itip boynunu sıkıca sardı. "Bir daha, Beste'ye bulaştığını duyarsam olacaklardan sorumlu değilim." Akif'in sinirden kızaran yüzü ile adamın suratına tükürürcesine konuşma devam etti.
"Sen nasıl bir babasın lan!"
Akif adamın boğazından ellerini çektikten sonra adam bir hışımla yere düşüp öksürerek derin nefesler almaya başladı. Genç oğlan Rıza'ya arkasını dönüp sinirle elini saçlarından geçirdi. "Doğru, sen babası falan değildin, dimi?"
Rıza olabildiğince duvara doğru sinerken Akif yaşlı adama dönüp yumruk yaptığı elini suratına geçirdi. Adamın burnundan akan oluk oluk kanlar yere damlarken Akif eline bulaşan kanı adamın üzerine sildi. Rıza elini dur manasında kaldırıp çocuğa engel olmak istedi, zira daha fazlasını kaldıramayacaktı.
Akif tekrar adamın yakasından tutup parmağını sallayarak "Bana bak lan!" diye bağırdı. " Beste'yi alıp gideceğim buradan. O zamana kadar sen ve köpeğinin bizi rahatsız ettiğini görmeyeceğim. Yoksa bu evi de, yaptığın o kıytırık planları da başına yıkarım."
Ardından adamı yere fırlatarak doğruldu ve üzerini düzeltip evden çıktı. Arkasında nasıl büyük bir sorun bıraktığını bilmeden...
---
Akif eve vardığında Beste'nin koltukta uyuyakaldığını görüp saçlarını öpüp sessiz adımlarla banyoya doğru yürüdü. Bugünü ve olanları Beste'ye anlatmayacaktı. Daha fazla düşünüp kendini hırpalamasını istemiyordu. Babası ile tekrar görüşecek ve birkaç hafta içinde gideceklerdi buradan.
Kısa bir duşun ardından banyodan çıkan genç giyinip salona geçti. Beste hala aynı pozisyonda yatarken genç adam kızın ayak uçlarına oturmasıyla Beste bir anda uyandı. Uykulu gözlerle doğrulup Akif'e bakan genç kız boğazını temizleyerek "Neredeydin?" diye sordu. Akif gülümseyerek cevapladı.
"Bizimkilerle vakit geçirdim biraz sen ne yaptın bütün gün evde." Beste zoraki bir şekilde geveledi, ardından "Akif seni duydum" diye konuştu sıkıntıyla. Genç adam sevdiğinin söylediği karşısında tedirginleşip "Ne duydun?" diye sordu.
Beste gözlerini devirip derin bir nefes aldı. "Babanla konuşmalarını duydum. Almanya'ya taşınma konusunda ciddi misin?"
Akif Beste'nin ellerini avuçlarına alarak "Beste'm, evet ciddiyim..."diye cevapladı fakat Beste'nin ellerini avucundan çekmesiyle duraksadı. "Beste yemin ederim sana söyleyecektim. Kötü bir amacım yoktu sadece beraber yeni bir hayat kurarız diye düşünmüştüm."
Beste ise kocaman gülümseyerek kollarını sevgilisine sardı. "Akif" diye fısıldadı. Akif Beste'den beklemediği tepki karşısında heyecanlanmış, kollarını genç kıza dolamıştı. Beste kendini geri çekip gülümseyerek "Seni seviyorum" diyerek baktı Akif'in gözlerine.
Akif'te Beste'ye yaklaşarak "Seni seviyorum" diyerek karşılık verdi. Ardından dudaklarını genç kızın dudaklarına bastırdı...
---
Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sillage | Yarı Texting
Teen FictionBeste mutlu sonları hiç sevmezdi veya mutlu sonlara pek alışık değildi...