1.3

943 84 34
                                        

Bir saat önce
Kim Taehyung'ın evi
13:00

Kim Taehyung elindeki tepsiyi mutfağa bıraktı, yeni duş almış ve ıslak saçlarını kurutma gereği duyamamıştı. Bir kaç damla tişörtüne, bir kaçı ise yere damlamıştı ama Taehyung pek aldırmamıştı. Aklı çok doluydu, aklı Jisoo ile doluydu boş zamanlarında sürekli olarak oturma odasında oturup mesajları okuyor ve ne yapacağını düşünüyordu.

Evet pişmandı ama yemişti bir bok ve şimdi nasıl temizleyeceğini bilmiyordu. Jisoo onu affetmezdi eğer kim olduğunu öğrenirse blcakvant'ı hiç dahil etmediği hayatından çıkardığı gibi Taehyung'ı da çıkartırdı ama Taehyung bunu istemiyordu. O Jisoo'nun yanında olmak istiyordu. Taehyung koltukta oturmuş mesajları okuyarak kafa patlatıyordu. Ne yapacaktı? Ne yapabilirdi?

Bundan Jisoo'ya bahsedemezdi, onu kaybedemezdi ama bir gün öğrenirse ondan nefret ederdi. Bu olay illaki bir gün ortaya çıkacaktı o zaman Taehyung ne yapacaktı?

Belki Jisoo'ya bir şeyler hissetmeseydi işler daha kolay olabilirdi, özürünü dilerdi ve affedilmeyi beklerdi. Belki affedilir ama Jisoo'ya yaklaşmazdı ama bunu yapamazdı şu an çünkü Jisoo'yu gördüğünde kalbinin çırpınışı hoşuna giderken bu güzel histen mahrum kalmak istemezdi.

Telefondaki mesajlara bakmak artık içine sıkıntı verdiğinde mesajlardan çıkma gereği bile duymadan telefonu masanın üzerine attı ve sıkıntılı bir nefes verdi. Taehyung ilk defa çaresiz hissediyordu.

Kapı çaldığında oturduğu yerden kalkarak kapıyı açtı ve yakışıklı suratı ile ona bakan Junmyeon'a gülümsedi. Aslında Taehyung onu severdi çünkü uzun zaman boyunca iyi arkadaşlardı ama Jisoo ile arkadaş olamaları onu biraz kıskandırıyordu. Bazen ders aralarında Junmyeon Jisoo'ya kahve ısmarlıyordu ama dediğine göre ondan hoşlanmıyordu. Yani sadece arkadaşlardı, öyle diyorlardı.

Junmyeon "Selam" dediğinde Taehyung boş boş bakmayı kesip selam verdi ve içeri girmesi için kapıyı açtı ve Junmyeon girdikten sonra geri kapattı.

"Baekhyun son fizik dersine gelmemiş, galiba notları sendeymiş" dediğinde Taehyung başını olumlu anlamda salladı.

"Evet odamda, sen içeri geç ben getireyim" diyerek yukarı çıktı. Junmyeon koltuklardan birine yerleştiğinde ekranı açık telefonu pek umursamamıştı, aslında bildirim sesleri öttüğünde bile pek umursamadı ama bir anlık gördüğü profil ile kendine engel olamayıp merakla telefonu eline alıp mesajları okuduğunda sinirle gerildiğini hisseti.

Elindeki telefona sinirli ve çatık kaşlarla bakarken elinde not dosyaları ile gelen Taehyung gergince bir nefes vererek Junmyeon ile göz göze geldi ve tam o an o bakışlarla titrediğini hisseti. Şu ana kadar kimse ona bu kadar sert ve soğuk bakmamıştı.

"Senin iyi bir insan olduğunu düşünürdüm Taehyung ve biliyor musun Jisoo'da öyle düşünürdü. İyi ve sıcak kalpli olduğunu düşünürdü"

Junmyeon elindeki telefonu koltuğun üzerine atarak Taehyung'ın elinden dosyayı sertçe aldı "ama senin ona böyle mesajlar attığını bilse nasıl üzülürdü"

"Junmyeon bir dinle-"

"Asıl sen dinle" diye bağırdı Junmyeon. "Her zaman umursamaz biri oldun Taehyung ve her zaman düşünmeden konuştun. Buna rağmen gelip abi dediğinde sana yardım ettim çünkü benim için küçük kardeşimdin ama bu yaptığın cidden... Madem böyle düşünüyordun neden kızla arkadaş oldun?!"

"O düşüncelerim eskiydi, lütfen Jisoo'ya söyleme"

"Demeyeyim öyle mi? Ben demeyeceğim ama sen doğum gününden önce o kızla konuşacaksın!" Durdu ve derin bir nefes verdi " o kız senin hakkında pek bir şey bilmiyor ama senin gibi yargılamıyor, yaklaşan doğum günün içim hediye almayı bile düşündü ve benden fikir istedi. Sen demezsen doğumlu gününde ben derim Taehyung, bilmeye hakkı var"

Taehyung üzgünce "özür dilerim" dedi.

"Özür dilemem gereken ben değilim Tae" diyerek evden ayrıdlı Junmyeon ve Taehyung yere çöktü sessizce. Şimdi ne yapacaktı?

Odasına çıkarak üzerini değiştirdi ve biraz nefes almak için sahil kenarına ilerlemeye karar verdi. Orada yürüyüş yapmak Taehyung'a her zaman iyi gelirdi ve rahatlatırdı. Şu an Taehyung'ın çokça rahatlamaya ihtiyacı vardı.

Sahil kenarında ilerlerken göz yaşları içinde banka çöken Jisoo'yu gördü. Onu ağlarken görmek endişelenmesine sebep olmuştu. Hızlıca ilerleyip bir şişe su ve mendil aldı. Durdu ve bankta hıçkırarak ağlayan kıza bir bakış attı, nasıl anlatacaktı her şeyi?

Belkide şu an olanlar kaderin cilvesiydi? Taehyung şu an her şeyi anlatmalıydı ama yapamadı, zaten insanların üzdüğü kızı, blackvant olarak üzdüğü kızı Taehyung olarak üzmek değil güldürmek istiyordu.

Kim Taehyung , Kim Jisoo'nun gülen yüzü için yaşıyordu.

Kim Taehyung , Kim Jisoo'nun gülen yüzü için yaşıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
broken hearts● vsoo✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin