1.6

774 84 56
                                    

tamam güldük eğlendik, yani ben eğlendim yorumlarınızla zndlskjd şimdi zaman kaos zamanıdır ehe ehe ehe. Birde bölüm çok içime sinmedi yorumlarınızı belirtin siz ne düşünüyorsunuz bileyim :)

bol yorumlarınızı alırım:)

Birde kitabın ismini değişmek istiyorum var mı önerisi olan ^^

-

Sabah huysuz bir şekilde uyandığımda ve saate baktığımda sadece iki saat uyuyabildiğimi fark edip kendimi yastığa yüz üstü bastırdım, boğulsaydım ama yinede uyusaydım.Uymayı çok seviyordum ve uyuyamadığım da fazlaca mutsuz oluyordum, uyku önemliydi.İçerden sesler geliyordu muhtemelen Taehyungda uyanmıştı ve sesleri o yapıyordu. Zar zor yataktan kalkarak odamdan çıktım ve lavavaboya ilerledim orada elimi yüzümü yıkadım ve seslerin geldiği yer olan mutfağa doğru ilerledim. Taehyung elindeki plastik kapta bir şeyler çırpıyordu, muhtemelen krep yapıyordu ve bu iyi bir haberdi çünkü ben krep severdim. Yüzümden kocaman gülümsemeyle "Günaydın" dediğimde oda aynı şekilde gülümseyerek "günaydın" dedi.

"Ne yapıyorsun?" Diye sorarak içeri girdim ve tezgahın kenarına yaslandım.

"Krep" diyerek gülümsedi ve elindeki karışımı çırpmaya devam etti. O kreple ilgilenirken bende kahvaltılık şeyleri masaya koymak için tezgaha yaslanmayı keserek dolaba ilerledim ve hem kahvaltılık hemde kreple iyi gidebilecek şeyleri masaya koydum.

"Meyve suyumu? Kahve mi?" Diye sordum, Taehyung benden tarafa dönmeden "kahve" diye cevapladığında iki kupa çıkardım ve ikimize kahve yapmak için kahve makinasını çalıştırdım. Taehyung yaptığı krepleri masaya koyduğunda bende hazır olan kahveleri alıp karşısına oturdum ve elimdeki kupalardan birini ona verdim. İkimizde sakince kahvaltımızı yapıyorduk.

"Dün başına bela olduğum için özür dilerim" krepten bir ısırık alırken Taehyung'ın dedikleriyle duraksayarak bakışlarımı ona çevirdim. "sorun değil, başıma bela olmadın" diyerek ona gülümsedim ve krepi ısırdım ama çiğnerken Taehyung'ın bakışlarını bana dikmesinden rahatsız olarak elimdeki çatalı bıraktım ve bende bakışlarımı ona çevirdim "bana öyle bakmayı kesersen yemek yemek istiyorum Taehyung."

"Pardon bir an daldım,güzel olmuş mu?" samimi bir gülümseme ile sorduğunda kafamı olumlu anlamda salladım. "Çok güzel olmuş" dedim ve kahvemden bir yudum alarak yemeğime devam ettim ama bir süre sonra Taehyung'ın yemeğini yememesi ve sadece yemek ile oynaması benimde iştahımı kaçırmıştı. Üzgün ve düşünceli gibiydi ve düşündüğü şey neyse çok kafaya taktığı belliydi çünkü dalıp duruyordu,Taehyung'ı gördüğüm çoğu zaman neşeli ve gülümseyen biriydi ve onu bir şeylerin böyle her an dalacak şekilde üzmesi meraklandırmıştı, aynı zamanda bu kadar güler yüzlü bir çocuğun üzülmesine üzülmüştüm; yani galiba bu yüzden üzülmüştüm.Başka neden olacaktı ki?

"Jisoo?" dediğinde bakışlarımı ona çevirdim "efendim?" diye sorduğumda sadece bana bakıyordu. "Taehyung iyi misin?" dediğimde kafasını salladı. "Seninle bir şey konuşmak istiyorum" dediğinde kafamı salladım "konuşalım". Oturduğu yerden kalkarak tam yanıma gelip oturdu ve bana doğru döndü.

"Öncelikle çok pişman olduğumu bilmeni istiyorum, evet bunu yapmamam gerekiyordu ama bilmiyorum yaptım işte tam bir aptalım..."

"Taehyung ne yaptın? Bu beni korkutuyor daha açık olur musun? Bak eğer dün akşam konuştuğumuz olaysa cidden kafana takma..."ellerimi tutarak derin bir nefes aldı ve bana baktı ama sadece iki saniye sonra gözlerini çekti.

"Blackvant ismi ile sana saçma mesajların hepsini ben gönderdim, özür dilerim jisoo..." Tüm vücudum bir şok dalgasıyla titremişti, Taehyung bir şeyler diyordu ama ben durmuyordum. Tüm o üzgün anlarda yanımda olurken aslında beni öyle üzende kendisiydi ve resmen benimle dalga geçer gibi hem bana blackvant olarak kırık cam parçaları saplamış hemde Taehyung olarak gelip sanki cam parçalarını bana o saplamamış gibi hepsini çıkarmış ve beni iyleştirdiğini düşünmemi sağlayarak resmen beni kandırmıştı. Resmen beni aldatmıştı ve bende ona aldanmıştım; tam bir aptaldım.

Güldüm ama sinirdendi, kırıldığımdandı,aptallığımaydı gülümsemem. Aptallığıma gülüyordum aklımı kaçırmış gibi. "Jisoo ben özür dilerim" dediğinde öfkeyle ona baktım, üzgün bir ifadesi vardı ama üzgünse bile umursamıyordum çünkü bende üzülmüştüm ve beni üzen oydu ama üzen ben değildim kendi yaptıklarıydı.

"Sana güvendim ben..." gözümden akan bir damla yaşı sildim "ve bu yaptığım en büyük aptallıktı."

"Jisoo-"

"siktir git taehyung" dediğimde bana şaşkınlıkla bakmasını umursamadım. "Siktir git dedim sana" diye sinirle bağırarak onu ittim. "giit" gözümden akan yaşları umursamadım ve onu ittire ittire evden attım. Gücüm kalmamıştı, kapını önüne çöktüm ve dizlerimi kendime çektim, kendimi güçsüz ve aptal hissediyordum ve en çokta ona öylesine birden güvenmeme kızıyordum. Bana yakınlaşmasına, sarılmasına, öpmesine izin vermeme kızıyordum ama en çokta bana belki dedirttiği için kızıyordum. "Belki o diğerleri gibi değildir" diye düşünerek kendimi kandırmama kızıyordum.

Evet o diğerleri gibi değildi çünkü o daha beterdi, bana hakaret ederlerdi beni döverlerdi ama hiçbiri bana yaklaşıp kalbimi böylesine paramparça etmemişti ve hiçbiri beni böylesine yıkıp paramparça etmemişti. Kalbim hiçbirinde böylesine sızlamamıştı, böylesine acımamıştı.

Dünyadaki en büyük hazinenin sevgi olduğu söylenirdi ama sevginizi birine sunduğunuzda daima kırılırdınız çünkü bu yalandı, insanların sizi kandırmak ve kullanmak için uydurdukları bir yalan. Sizin sevginizin onlar için derğerli olduğunu söylerlerdi ve ilk sevginizi sonra güveniniz kazanırlardı, en sonunda ise kalbinizi ellerine verdiğinizde hiç düşünmeden onu paramparça ederlerdi, size gülümser ve gözünüzün yaşına bakmadan yaparlardı.

Kim Taehyung ilk sevgimi sonra güvenimi kazanmıştı sonra ellerini uzatıp gögüs kafesimi aşıp kalbimi avuçları arasına almıştı bana gülümseyerek onu parçalamış ve özür dilemişti ama ne önemi vardı ki? Kalbim artık param paraçaydı ve ben buzlar kraliçesi değilim artık çünkü buzlar kraliçesini bile bir kalbi vardı, belki buzla kalpı ve soğuktu ama vardı. Benimde artık yoktu çünkü Kim Taehyung onu paramparça etmişti.

Ve tanrı şahdim olsun ki içimde kocaman bir öfke vardı, nasıl bilmiyordum ama onu mahvedecektim, kalbini ellerimin arasına alıp onu yaptığı parçalayacaktım aynı onun bana yaptığı gibi bende onu kalpsiz kılacaktım.

Ve tanrı şahdim olsun ki içimde kocaman bir öfke vardı, nasıl bilmiyordum ama onu mahvedecektim, kalbini ellerimin arasına alıp onu yaptığı parçalayacaktım aynı onun bana yaptığı gibi bende onu kalpsiz kılacaktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
broken hearts● vsoo✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin