Sırf salak arkadaşlarımla takılabilmek için bir günlük sevgilimi ekmiştim. Ama değmezmiş. Hepsi Johnny'le olan buluşmamı iptal ettiğim için etmedik laf, söylemedik söz bırakmamıştı. Doyoung ve diğerlerinden böyle bir şey bekliyordum zaten ama Sicheng...
O bile bana evde kalmış kız muamelesi yaptı. Hepsinin siniri yavaş yavaş geçerken Doyoung arada masanın altından çimdik atıyordu.
"İnş Johnny enişteyle karşılaşırız da senin içinden geçer. Yalan söylemeye de utanmıyorsun."
Bu lafı Doyoung söylese siktir edebilirdim ama Kun? Doyoung'un yavaş yavaş onları da etkisi altına alıp kendine benzeteceğini bilmeliydim.
"Dua edin de Johnny enişte de bırakmasın bunu. Sonra alan olmaz. Yine başımıza falan kalır."
Ayıp oluyor ama Taeil hyung.
"Allah'ın sevgili kulu olduğumu biliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum."
Masa da herkes Kun'a dönerken o heyecanlı bir şekilde bakışlarıyla arkamızı gösteriyordu. Sandalyeden ters dönüp baktığımda Johnny ile göz göze geldiğimiz için, ani bir refleksle önüme dönüp masanın altına girdim.
Tamam kabul ediyorum bu asalak şahıslar çoğu şeyde haklı. Umarım Johnny'de terk etmez beni.
"Chittaphon?"
Johnny'nin sesi duyulunca dilimi ısırıp yapmacık bir gülümsemeyle masanın altından çıktım. Şom ağızlı pislik Kun. Bunun acısını fena bir şekilde çıkarırım nasıl olsa.
"Aşkım. Sende mi burdaydın?"
Kollarımı boyuna sarıp parmak uçlarımda yükselirken arkasında dikilen arkadaşlarını yeni fark ettim.
"Chittaphon biraz önce göz göze geldik ya?"
"Yok enişte o heyecan yaptı. O yüzden böyle."
Doyoung kendi çıkarı olmasa bana hayatta yardım etmez. Şerefsiz köpek.
Zorla gülümsemekten ağzım ağrımaya başladığı için doğal davranmaya çalıştım. Johnny'nin koluna vurup oturması için işaret verdiğimde kolunu tutarak şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu.
Doyoung oturduğu yerden bana bela okuyarak tükürürken, Johnny ürkek bir şekilde karşımda ki sandalyeye oturdu. Arkadaşları da diğer masalardan sandalye çekip aramıza karışırken Johnny'nin yanında ki arkadaşına 'eli de ağırmış' dediğini duydum.
"Arkadaşlarının da maşallahı varmış yenge."
Johnny arkadaşına tip tip bakarken bizim çocukların ifadeleri düz bir hal almıştı. Doyoung dilini ağzının içinde gezdirmeye başladığında, yine bir patlak vereceğini anlamıştım ama Sicheng ondan önce davranmıştı.
"Hoşt Ulan!"
Doyoung eseriyle gurur duyarak Sicheng'a bakarken Johnny korkmuş gözlerle bir bana birde asalak arkadaşlarıma bakıyordu. Gergince sırıtıp ortamın havasını yok etmeye çalışırken Johnny'den çok arkadaşları konuşmaya başlamıştı.
"Hem haşin hem seksi. Tuttum seni."
"Köpek mi tutuyon oğlum?"
Taeil hyung keko karakterine bürünürken diğerleri de ona eşlik ediyordu.
"Biz Seoul çocuğuyuz oğlum. Ayağını denk al."
Birde baş parmağıyla burnuna dokunup çekmesi tam rezillikti. Belki ben değil ama bu mallar ilişkimin bitmesine neden olacaktı.