Yuta sözde film izlemek için akşam üzeri Sicheng'i evinden almaya gelmişti. Üzerini düzelterek zile bastığında çok geçmeden açılmıştı kapı. Sicheng oldukça sportif bir şekilde kapıda dikilirken Yuta'nın dibi düşmüştü.
"Of be yavrum hepsi senin mi?"
Sicheng başını içeriye çevirip kontrol ettikten sonra gülümseyerek Yuta'ya döndü.
"İstiyorsan senin olabilir."
Yuta, Sicheng'in bu kadar arsız olacağını düşünmüyordu ama bu hali daha çok hoşuna gitmişti. Sicheng yine etrafına bakınıp Yuta'nın haftalardır süründüğü öpücüğü dudaklarına bıraktı.
Yuta şaşkınlık içinde Sicheng'i izlerken olduğu yerde donup kalmıştı. Sicheng göz devirerek Yuta'yı Kendisine getirmek için yanağına okkalı bir tokat atmıştı.
Yanağında hissettiği sızıyla birlikte eli direk oraya gitmişti Yuta'nın. Sicheng'in bipolar hali bile çok hoşuna gidiyordu.
Sicheng evden uzaklaştıklarında Yuta'nın elinden tutarak ilerlemeye devam etmişti. Havadan sudan konuşarak Bim'den alış veriş yapıp eve varmışlardı.
Sicheng Yuta'nın yatağında yayılırken, Yuta mutfakta aldıkları abur cuburları poşetten çıkarıp tabaklara koyuyordu. Sicheng yardım etmek istese de izin vermemişti buna Yuta.
Elinde ki tepsiyle odasının önüne geldiğinde ayağıyla kapıya vurup Sicheng'in açmasını bekledi. Sicheng yattığı için dağılmış saçlarıyla kapıyı açtığında Yuta iç geçirerek girdi odasına.
Minik televizyonda filmi ayarlayıp yatağın önünde serili olan minderlere oturdular.
"Diğerleri yok mu?"
"Hansol işi olduğunu söyledi. Jaehyun'u dünden beri görmüyorum. Taeyong kendi evine gitti. Johnny, Ten yengeyle beraber."
Sicheng sırıtarak, Yuta'ya sokulduğunda başını omzuna yaslayıp parmağını göğsünün üzerinde gezdirdi.
"Baş başa mıyız yani?"
Yuta ağzı yırtılacak derecede sırıtırken, bu anı yaşamak için ne gibi bir iyilik yapmış olabileceğini düşündü. Ayrıca Sicheng'in arsızlaşması Yuta'yı heyecanlandırıyordu.
Başını Çinli manitene çevirdiğinde öpmek için uzanmıştı ki aniden gelen gök gürültüsüyle çığlık atıp Sicheng'in boynuna sarılarak kucağına oturdu.
Sicheng şaşkınlık içinde Yuta'yı izlerken, Yuta korktuğuna dair bir şeyler mırıldanarak başını manitinin göğsüne sakladı.
Yağmur damlaları cama vurarak ses çıkartırken Yuta çığlık atarak daha çok sokuldu Sicheng'in kucağına.
"Yuta sen ciddi misin?"
"Sicheng ben çocukluğumdan beri çok korkarım gök gürültüsünden."
Yuta'nın ses tonundan ağlıyor olduğunu fark edince inanamamıştı Sicheng. Başkası söylese inanmazdı ama kendi gözleriyle şahit oluyordu bu ana.
Kollarını Yuta'ya sarıp rahatlaması için sırtını sıvazlarken, bu gece film işinin iptal olduğunu anlamıştı. Onun yerine koca bebek Yuta ile ilgilenmesi gerekiyordu.