Havanın kararması ve yağmurun yağmasına rağmen Doyoung ve Jaehyun diğer insanların aksine yürüyerek parkı turluyordu. Yanlarından koşarak geçen insanlar onlara deli gözüyle bakarken onlar takmıyordu bile.
İlk buluşma yerleri olan oyun alanına geldiklerinde ikisi de birbirine bakıp oyuncak atlara koştular. Doyoung üzerinden düştüğü kırmızı at'a oturduğu anda Jaehyun kahkaha atmaya başlamıştı.
İnsanlar ikisinin cidden deli olduklarını düşüneceklerdi. Doyoung şaşkınlıkla etrafa bakınıp üşenmeden ayağında ki ayakkabıyı çıkarıp Jaehyun'a attı.
"Ne kişniyorsun lan?"
"Sen o attan düşmüştün."
Doyoung göz devirerek sallanmaya başladığında o da Jaehyun'a sataştı.
"Senin de dişinde maydanoz vardı. Tıpkı şu at gibi görünüyordun."
Jaehyun tek kaşını kaldırıp, kollarını göğsünde birleştirerek Doyoung'a bulaşmamaya karar verdi. En azından kendisi hakkında ne düşündüğünü öğrenmiş olmuştu. Kendisine atılan ayakkabıyı alıp geri giydirmişti.
Doyoung attan inerken paçalarına sıçrayan çamura küfredip çeşmeye doğru yürümeye başladı. Jaehyun arkasından ilerlerken aklına gelen olayla Doyoung'la yeniden uğraşmaya karar verdi.
Çeşmeye vardıklarında Doyoung eğilip suyu açmış ve paçalarını yıkamaya çalışmıştı.
"Fırsattan istifade bana dayamıştın burda."
Doyoung paçalarını yıkamayı bırakıp doğrulduğunda sinirle soludu.
"Lan dayamadım. Gerizekalı mısınız siz?"
"Oğlum hissettim lan."
Doyoung sinirle saçlarını çekiştirip paçalarını yıkama işine geri döndü. Aynı hareketi Jaehyun kendisine yaptığında ise elini çeşmenin ucuna bastırıp suyu Jaehyun'un üzerine tuttu.
Jaehyun kahkaha atarak sudan kaçmaya çalışırken, Doyoung israf olamaması için kapatmıştı suyu. Jaehyun'u tokatlamak için yanına giderken yerde oluşan çamura basan Jaehyun üzerine düşmüştü.
Şaşkınlık ve hayranlıkla Jaehyun'un yüzünü keserken bu sahne çok tanıdık gelmişti Doyoung'a. Başını yan tarafa çevirip bisikletli amcanın geçmesini beklemişti.
"Sorun ne?"
Jaehyun'un saçlarının ucundan damlayan su damlacıkları Doyoung'un yüzüne düşerken gülümsedi.
"Bu anı şuanda ikinci kez yaşıyoruz."
Jaehyun gülümseyerek başını iki yana salladığında su damlacıkları uçurmuştu etrafa.
"Tam olarak yaşamadık."
Doyoung tek kaşını kaldırıp Jaehyun'a bakarken o gün kendisinin yaptığı gibi elini ısırıp, ağzına ot sokacağını sanmıştı. Jaehyun, Doyoung'un beklemediği hareketi yaparak dudaklarını birleştirdiğinde her hangi bir tepki vermemişti.
O kadar şeyden sonra Jaehyun'un bunu hak ettiğini düşünüyordu. Doyoung'da Jaehyun'u şaşırtarak kollarını boynuna dolayıp karşılık verirken uzaktan kendilerine bağıran güvenliği duyunca anında ayaklanmışlardı.
Güvenlik üzerlerine doğru koşmaya başlayınca el ele tutuşup çıkışa doğru koşmaya başladılar. Arada birbirlerine bakıp kahkaha atmayı ihmal etmiyorlardı.