Kun geldikleri lokantanın kapısından içeriye başını uzatıp etrafa göz attıktan sonra, arkasında duran Hansol'e döndü. Kendisini buraya neden getirdiğini az çok tahmin edebiliyordu.
Hansol kolunu duvara yaslamış, Kun'un hareketlerini izlerken gülümsemeden duramıyordu. Ama aklına sabah gördüğü fotoğraf gelince kaşlarını çattı.
Kun'un kolundan tutup arka tarafa doğru peşinden çekiştirirken Kun böyle şeyler kendisine ters düştüğü için kolunda ki Hansol'ün elini ısırdı.
Hansol acıyla elini geri çekerken Kun hiçte pişman gözükmüyordu. Kollarını bağdaş kurarak sırtını duvara yasladığında göz devirmeden edemedi.
Hansol onun bu hallerine katlanabileceğini düşünerek Kun'un başının yanına kollarını yasladı. Şimdi ilişkilerinde kimin sözünün geçeceğini gösterecekti. Gerçi Kun hala bir teklif almamıştı.
"Fotoğrafını attığın o çirkin de kim?"
"Senin anan çirkin. Kardeşim lan o benim!"
Hansol şaşkınlık içinde özür dileyerek geri çekilirken Kun koluna bir tane geçirmişti. Bazen Hansol'ün aptal halleri hoşuna gidiyordu. Ama yinede bu kardeşine laf attığı gerçeğini değiştirmiyor.
"Bir kardeşin olduğunu bilmiyordum."
Kun alayla gülerek sinirden ayağını duvara vuruyordu.
"Erkek arkadaşım olsaydın hakkımda her şeyi bilirdin soytarı."
Hansol, Kun'un tatlı sinirli haline gülümseyerek bakarken konunun aynı yere dönüp dolaşıp gelmesi pes ettirmişti. Kun buraya boşuna geldiğini düşünerek gitmeye karar verdiğinde, Hansol kolundan tutup sırtını duvara yasladı.
Şaşkınlıkla olacakları beklerken Hansol cıvıklığı bırakıp ciddi bir surat ifadesine büründü. Konuşmaya başlayacağı sırada Kun'un gurulduyan midesi gülmesine neden olmuştu.
Gitti tüm ciddiyet.
Kun utançla başını yere eğip ellerini karnının üzerinde birleştirdi. Ayrıca burnuna dolan yemek kokuları ona hiç yardımcı olmuyordu.
"Kun?"
Başını kaldırıp Hansol'ün yüzüne baktığında gülümsemesiyle oldukça şirin gözüktüğünü düşündü.
"Ömrümün sonuna kadar elimi tutar mısın?"
Elini Kun'a uzattığında yüzünde meraklı bir ifade oluşmuştu. Kun'un sağı solu belli olmadığı için red edilmekten korkuyordu. Hint dizisi misali uzun süre birbirlerine bakarak geçmişti.
Hansol, Kun'un red edeceğini düşünerek elini indirirken Kun iki eliyle birden tuttu Hansol'ün elini.
"Beni üzersen arkadaşlarımın elinden kimse alamaz seni."
Hansol gülümseyerek başını iki yana sallarken Kun sarılmak için atak yaptığı sırada, Hansol ondan önce davranıp dudaklarına kapandı.
Birde öpücük olayının lafını yapmasını istemiyordu Kun'un. E Hansol'de bir yerde haklıydı sonuçta. Seoul çocuklarıyla uğraşmak kolay iş değil.
Kun'un gurulduyan midesi ayrılmalarına sebep olurken ikisi de kahkaha atmaya başladılar.
"Gidip yemek yesek iyi olacak."