-7-

542 49 0
                                    

Herkese merhaba! Arkadaşlar düzenleyip yayımladığım bölümleri takip eden, vote veren ve yorum atan herkese teşekkürlerimi sunarım. Bir sonraki bölüm büyük ihtimalle 2 güne gelir. Teşekkürler!

Mutlimedia Lena ♥

Bu sözcükler dudaklarımdan döküldüğü an donmuş ona bakıyordum. Ellerim saçlarını oklamayı kesmişti. Ama hala kafasındaydı.
Hafif kaşlarını çatarak bana baktığında bu söylemiş olduğum cümleyi tam olarak ne anlamda söylediğimi tartıyor gibiydi.

"Y-yani ben..."derken sesim titremişti ve kekelemiştim."Kardeşçe."

"Biliyorum, bende seni İndia." suratında masum bir gülümseme yayılan Jeremy'e bende gülümseyerek çömeldiğim yerden kalktım. Çıkışa doğru yönelip kapıyı kapattığımda derin bir nefes verdim. Ne büyük aptalım!

Odama geçip kendimi yatağa attım. Kendimi uykuya vermek istiyordum ama onun şuan karşı odamda olduğunu hissetmek midemin karıncalanmasına neden oluyordu. Her ne kadar farklı odalarda da olsak bana güven duygusu veriyordu bu. En kötü şeyler olsa yine de beni korur gibi...

O söylediğim cümleyse aslında çok dostaneydi ama ben bir an panikleyince komik oldu. Yoksa romantik bir anlam taşıyamazdı değil mi? O benim kuzenimdi sonuçta!

En sonunda beni düşüncelerden çekerek kollarına alan uykuya kendimi bırakmaya karar vermiştim.

$

Sabah yine rutin bir sabah geçirmiştim. Çok sakin ve sıradan. Normal bir sabah işte.
Uyandığımda Jeremy yerinde değildi. Erken çıkmış olmalıydı. Sonuçta işe gitmeden üzerine çeki düzen verecekti. Patron bozuntusu! İnsan haber verirdi giderken ya.

Güzel bir kahvaltı yapmıştım. Hazırlanmıştım. Ve ben geçte kalmıştım. Çünkü oyalanmıştım. Üstüme başıma özen gösterirken hep oyalanırdım. Ama napabilirim eyeliner çekmek zor zanaat.

Üstüme yine bir gömlek giymiştim. Beyazdı tabiki. Ama altıma bu sefer kalem etek giymiştim. Hafif bir yırtmacı vardı. Bi 5 cm falandı. Saçımı hafif yukardan at kuyruğu yapmıştım. Uçlarınıda düzleştirmiştim. Rutin iş makyajımıda yapmıştım tabiki. Kırmızı mat rujumla, eyelinerim.

İşe gittiğimde geç kalmam yüzünden ofise aceleyle gitmiştim. Mutluydum açıkcası. Çünkü Jeremy'le aramızdaki soğukluğu eritmiştik. Dün benimleydi. Bunu düşündükçe nasıl mutlu olmayayım?
Büyük ofisten geçerken herkese tatlı tatlı gülümsemiştim. Uzun koridora vardığımda adımlarım hızlanmıştı. Bu lanet olasıca koridor.

Koridoru aşıp ofisimin tarafına döndüğümde ofisimin ordaki arada bulunan sekreter masasının etrafında gördüğüm şeyle gözlerim açılmış, beynime kan sıçramıştı. Jeremyle, İsabel öpüşüyordu!

"Napıyorsunuz siz!" diye kükrediğimde ayrılıp bana baktılar. Jeremy irileşmiş ve afallamış suratla bana bakarken kız sadece noluyor der gibi bakıyordu. Adi sürtük!
"Napıyorsunuz siz?"

Deminkinin aksine sesim biraz kısıktı. Çatlamıştıda. Çünkü gözlerim dolmuştu. O sahne kalbimin derinliklerini sızlatmıştı.

Nefret dolu gözlerle Jeremy'le kıza bakıp aniden odama döndüm. Odama girip kapıyı kapattığımda içeri doğru yürüyüp çantamı masaya fırlattım.
Büyük camın önüne gelip dışarı bakarken gözlerim yanıyordu. Doluydu ama akmıyordu.

Kapı açılıp kapandığında içeri doğru ayak izlerinden anladığım kadarıyla yanıma geliyordu. Ama ona dönmeyecektim.

Birden sırtıma değen bedenle irkildim. Ardından kollar göbeğimin etrafını sarmıştı. Kafasınıda boynuma gömüp derin derin nefes almaya başlamıştı.

New York KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin