-8-

510 52 0
                                    

Merhaba arkadaşlar! Yepyeni bir bölüm ve bu sefer sınırı zorlayarak çook uzun bir bölüm hazırladım. Umarım keyifle okursunuz. Yalnız bu bölümde bolca Lena'ya yer verdim. Onu tanımanızı istiyorum. Her neyse, iyi okumalar!

Gözleri gözlerimi parçalarken, nefesi dudaklarıma değen en tatlı rüzgar oluyordu. Saatlerce, günlerce böyle durabilirdim onunla. Bunu yapabilirdim.

"Jeremy tüm bunların bir önemi yok." derken sesim kısıktı. Gözlerimden yaşlar kendini bırakıyordu aşağıya.

"Bize kimse karışamaz İndia. Emin ol." Sesi güven kokuyordu. Öyleydi de onunlayken kimse ses çıkaramazdı. Onun diğer adı güvendi. Huzurdu.

"Jeremy şuan tek düşündüğüm, sevgim." ağzımdan hele şükür ki bir aşk cümlesi dökülmüştü. Ama ona aşkımı söylersem çok yanlış olacak gibiydi. Ama o benim için doğru olandı. Bir insan bu kadar yanlışken, bu kadar doğru olabilir miydi?

Aniden telefonumun çalınış sesiyle bu romantik anımız zedelenmişti. Ondan biraz geriye gelip cebimdeki telefonumu çıkarttığımda ekranda Lena'nın ismini gördüm. Normalde beni aramazdı. Şaşırmıştım.
Açıp telefonu kulağıma götürdüğümde bakışlarım hala karşımdaki aşkımın üzerindeydi.

"İndia! Lütfen yardım et! Peşimdeler!" oldukça telaşlı ve bağırarak gelen bu kelimeler beni de telaşa sürükledi.

"Ne? Kim?" derken sesimdeki telaştan Jeremy'de paniklemişti.

"Ne oluyor?" diyen Jeremy'e elimi dur anlamında kaldırıp tekrar devam ettim.
"Neredesin Lena?"

"İzbe bi yer burası. Iıı. Bilmiyorum fazla koşmuş olmalıyım." derken sesindeki panik artıyordu.

"Lena tamam. Sakin ol önce. Kim var peşinde?" derken önüme gelen saçı tutup arkama attım.

"Geliyorlar!"derken bağırmıştı. Ayak seslerinden anladığım kadarıyla koşmaya başlamıştı. "İndia, köprü altı. Burada bir köprü altı var. Lütfen." Derken sesi yalvarır ve çaresiz çıkmıştı. Ama ayak seslerinden anladığım kadarıyla durmuştu.

"Oralarda saklan. Geliyorum." deyip aceleyle telefonu kapattım. Arabanın kapısını açarken "Ne oluyor?" diyen Jeremy'e "Bin." dedim.

Arabaya bindiğinde çalıştırıp otoparktan çıktık. Bu sırada Jeremy bininci "Ne oluyor?" sorusunu soruyordu.

"Lena. Peşinde birileri varmış. Yardıma ihtiyacı var." derken sesimden panik akıyordu ve gözüm yoldaydı.

"Lena da kim?"

"Yeni sekreterim." derken gazı köklemiştim. Yetişmem gerekiyordu ve ceza yemek şuan umurumda değildi.

Gözümü yoldan ayırmadan telefonu tekrar cebimden çıkartıp Lena'yı aradım. Gözlerim hala yoldayken köprü altının izbe ve karanlık yerlerine gelmiştik. Nerede olduğunu sormalıydım.
Fakat tek sorun ulaşılamıyor olması. Lanet olsun!

"Açmıyor mu?" diye soran Jeremy'de gözleriyle etrafı tarıyordu.

"Ulaşılamıyor."

En sonunda gazı daha fazla çıkartıp o izbe alanda dolaşmaya ve Lena'yı aramaya başladım. Neredeydi bu kız? Kimdi onlar? Yakalamış olabilirlerdi. Hayır onu kurtaracaktık.

Direksiyonu sağa kırıp sağ sokağa girdiğimizde ilerde karanlığın derinlerinde bir insan gördüğümde oraya sürmeye başladım. Fakat yaklaştıkça bir değil 3 kişi olduklarını fark ettim.

New York KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin