yirmi iki

27.3K 2.6K 1.9K
                                    

"Üzgünüm geciktim." dedim çantamı masaya bırakırken kısık tutmaya çalıştığım bir sesle. Dorian kafasını çevirdi ve bana gülümsedi hafifçe. Onun gülümsemesini görünce kalbim anlık bir 'hey biraz hızlansam mı?' moduna geçse de bakışlarımı ondan çekip gün boyu tekrar ettiğim şeyi söyledim içimden.

Normal davran Barış, normal.

"Önemli değil, geç otur." Sandalyeyi benim için yavaşça çekerken yine de kaçınılmaz olarak çıkan o sesten birkaç kişinin kafası bize dönmüştü.

Belediye binasının oradaki kütüphanedeydik. Sınav haftasına bu kadar az kala boş yer bulmamız mucize gibi bir şeydi aslında. Dorian'ın evi buraya yakın olduğundan olacak ki daha erken gelmişti benden, benim evim ise çok ters kalıyordu buraya. Eve uğramam gerektiği için biraz geçikmiştim anlaştığımız saatte burada olma konusunda.

"Yer bulabilmişsin." dedim hâlâ fısıldarken. Gülümseyerek kafasını salladı ve çantasından birkaç kitap çıkardı. Ben de acele ettiğim için düzensizleşen nefeslerimi kontrol altına almaya çalışıp bir yandan da onun gibi kitap çıkarıyordum. En sonunda doldurmanız gereken programı çıkarıp ortamıza koydum.

"Bugün geometri çözmemiz gerek." dedim bilgisayar puntosuyla yazılmış derse bakarken. Kesin olarak çalışmamız gereken dersleri hoca bu şekilde belirlemiş, diğerlerine biz karar veriyorduk. Ayrıca günlük hedef soru sayısına ulaşmamız gerekiyordu.

"Ondan sonra biyoloji çalışalım mı, dokuz?" dedim ona dönerek.

"TYT biyoloji bitirdim." dedi buna karışık.

"Çok iyi, çünkü ben de bitirdim sayılır. Test çözmem gerekiyor sadece tekrar olarak. O hâlde on bir biyolojisi olsun, zaten çok unutmamışsındır hızlı biter."

Kafasını salladı. Yine bu şekilde fakat sessizce konuşmaya devam ederken ben ufak bir kağıda her dersin konularını yazmış ve ikimizin de bitirmiş ya da bitirmiş sayıldığı konuları işaretliyor ya da o konudan kaç tane test çözmemiz gerektiğini yazıyordum karşılarına.

"Dershaneye gidiyor musun bu arada?" Ona dönerek sordum, elimde kalemi yavaşça bırakmıştım. Kafasını iki yana salladı.

"Ben de gitmiyorum, geçen sene gidiyordum fakat zaman kaybı olduğunu düşünmeye başlamıştım. Tek başıma da çalışabiliyorum. Ayrıca okulda da zaten çok fazla deneme yapılıyor." Yazın babamla uzun uzadıya konuşmuştuk bu konuyu. O benim gitmemi istiyor, gitmeme nedenimi fedakarlık yapayım diye sanıyordu. Oysa gerçekten ihtiyacım yoktu, fedakarlık falan yapmıyordum. Bundan kastı Elif'in de sınav senesinde olması ve onu da dershaneye yazdırmamızdı. Babam sürekli bütçemiz seni de yazdırmaya yetiyor, neden istemiyorsun deyip durmuştu.

"Barış," dedi Dorian ben dalmışken. Kendime gelip ona baktım merakla. Gözünden siyah gözlüklerini çıkardı ve her zamanki yaptığı birkaç kırpıştırmadan sonra bana dikti bakışlarını.

"Ben tekrardan çalışmaya başlayacağım büyük ihtimalle. Bir kafede çalışıyordum, son senem diye bırakmıştım. Ancak işe geri dönmem gerekiyor." Ufak bir nefes verdi. "Bu yüzden buluşma günlerini buna göre ayarlasak olur mu?" Sesi mahcup bir şekilde çıkmıştı.

"Tabii ki," dedim atılarak. "sorun değil." Buluşma günlerinden kastı beraber birbirimize ders anlatmamız gereken zamanlardı. Onun dışında her gün buluşmamıza gerek yoktu sonuçta, zaten okulda beraberdik. Hoca proje hakkında ayrıntı verirken yapamadığınız soruları birbirinize mesaj olarak göndermemizden bahsetmişti. Yani sadece beraber olmamız gereken konu anlatımı günlerini ayarlamamız gerekiyordu.

"Peki saatleri nasıl?" dedim işini kastederek. Ne olarak ve nerede çalıştığını bilsem de bilmemezlikten gelmek zorundaydım. Psikopat stalker kardeşim seni deli gibi araştırdı o yüzden iş yerini bile biliyorum diyemezdim sonuçta.

falcı | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin