İlk bölüm olduğu için biraz sıkıcı olabilir diğer bölümlerin heyecanlı olacağına söz veriyorum;) Keyifli okumalar...
21,22,23 şınav çekerek kendimi ne kadar sakinleştirmeye çalıştırsam da pek sakinleştiğim söylenemezdi yan tarafıma koyduğum telefondan çalan İzmir marşı bana daha fazla gaz verirken 27,28,29 tam otuzu çekecekken "Arca"diye bağıran Nevzat baş komiserin sesiyle ayağa kalkıp yönümü ona çevirdim "eve git artık saat geç oldu"demin önceki sesine nazaran şefkat doluydu sesi başımla onu onaylayıp yerdeki telefonumdan saate baktım ona geliyordu.
Dedemin zar zor verdiği arabama ilerledim.Koskoca Zorlu çay fabrikasının varisi olmama rağmen mesleğimi severek yapıyordum.Bu arabayı da istememiştim çünkü miras yedi olanlara nazaran benim kendi emeğimle aldıklarım daha değerliydi yine de dedemin yaptığı duygu sömürüsüne dayanamayarak kabul etmiştim.
Arabaya binip biraz yol aldıktan sonra karşıma çıkan yol çalışmasıyla kaşlarımı çattım.Mesai saati çoktan bitmişti bu da demek oluyordu ki bu herifler işçi filan değildi.Geri geri gidip adamların görüş açısından çıkarak uzak bir yerde beklemeye başladım.
Tam da tahmin ettiğim gibi bir yarım saat sonra bir adamı kovalıyorlardı.Bir dakika bir dakika adamın üzerinde üniforma vardı demek bu herifler kendilerini halk kahramanı olarak tanıtan teröristlerden kendi deyimleriyle Hevallerden başkası değildi.
Arabadan inerek eski ceza evinin ardına saklanan komutanın yanına gittim.Kafama dayanan silahla gözlerimi gözlerine diktim."Vaay Yavuz 16, siz Türk menşeli silah mı kulanıyorsunuz şaşırtıcı hem de Giresun yapımı.Kaşlarını çattı "ne diyorsun kızım sen?" öksürüp "diyorum ki yüzbaşı Yalaz pusuya düşmüşsün belli ve yaralısın seni burada böyle bırakmam anlatabildim mi?" Kaşlarını daha çok çatılabilirmiş gibi çatarak "anlatamadın ufaklık seni tehlikenin içine atamam "benimle geleceksin komutan" "gelmiyeceğum" demek Karadenizliydi ula ben de Rizeli isem kırarım senin o inaduni."Geleceğsun." "Hayır" gözlerimi devirdim "son sözün bu mu?""Evet bu!" İyi!" deyip kardeşimin arabamda unuttuğu sakinleştirici iğneden birini cebimden çıkartıp koluna sapladım.
Zar zorda olsa arabamın arka koltuğuna atabilmiştim.Evimin önüne gelip arabadan komutanı çıkarttım.Hızla anahtarı yuvasına çevirip içeri girerken kesinlikle karşımda bir adet erkek kardeş beklemiyordum."Batur"daha çok sorar gibi çıkmıştı sesim.Kardeşim Karadeniz Teknik Üniversitesi tıp 1.sınıf öğrencisiydi.
"Abla istersen abinin yarasına ben bakabilirim"başımla onayladım onu benim odama ikisini bıraktım hemen bir polis özel harekat timi istedim ve Korkut Albayı aradım."O,Arca Hanım hangi dağda kurt öldü"haklıydı uzun zamandır görüşmemiştik "kurt ölmedi Korkut Albayım yaralandı evimde bir yüzbaşı var soy ismi Yalaz yeni gelen bölük komutanının o olabileceğini düşünmüştüm"bir kıkırtı sesi duydum bir taraftan da çatışıyordum"20 dakika dayan kızım geliyoruz."
Kolumu kurşun sıyırmasıyla bir küfür savurup yerdeki glocku aldım.Adamlar çoğalırken karşıdan gelen ateş sayısının azalmasıyla bizimkilerin geldiğini anlamıştım.Kapımın büyük bir gürültüyle açılmasıyla içeri Korkut Albay girip hızla beni kolları arsına aldı."İyi misin fıstığım?"kolları arasından çıkıp "iyiyim,hadi yukarı çıkalım"dedim.
...
Hala yüzbaşının uyanmasını bekliyorduk.Gözünü açar açmaz "nerede o manyak kız bir şey olmadı değil mi ona?"Kol askısı kolunda olan ben değilmiş gibi karşısına çıkıp "iyiyim"dedim.Gözlerini devirdi "belli çok iyisin"dedi kolumu işaret ederek."Küçük bir sıyrık komutan önemli bir şey değil."
"Arca kızım"sesin geldiği yöne baktım "buyur Korkut amca"dedim saygıyla "bu deliyi daha ben ikna edemiyorum sen nasıl ettin acaba biraz tüyo ver" gülmemek için dudağımı ısırıp "ikna ettiğimi kim söyledi sana Korkut amca?" kaşlarını çatıp "nasıl yani?"diye sordu "gelmiyordu aslında Batur'da sakinleştirici iğneleri en son geldiğinde arabamda unutmuş tahmin etmiştim inat olduğunu?Yüzbaşı yeşil gözlerini gözlerime dikip "beni bayıltan sendin yani?"
"Bak yüzbaşı Yalaz soy isminin anlamı alev olabilir ama seni uyarıyorum ateşle oynama yanarsın!"Alayla baktı gözlerime "ya yanmaktan korkmuyorsam ufaklık?" ula illa atıracak benim laz damarımı üzerini eğildim "ya ben de yanıyorsam"kolunun başının altına alıp muzipçe güldü "birlikte yanarız o zaman."
Tam bir adım ileri gidecekken Korkut Albayın otoriter sesi durdurdu adımımı "ulan deliler birdiniz iki oldunuz sizi bana parayla mı verdiler?"öfkeli harelelerim etrafa ateş saçarken Batur araya girdi "evet abla bir sakin ol!"
Kaşlarımı çatıp "sen sus kaçak evden kaçtığını öğrenemeyeceğimi mi sandın?" derin bir nefes vererek "dedem mi aradı seni?dedi."Evet dedem aradı ve seninle sonra hesaplaşacağız! O sırada ismini bilmediğim yüzbaşı girdi araya "eh,susun be beynimi siktiniz akşam akşam!
Adamda ki rahatlık Arabistan kralında yok resmen komutanını yanında küfür etti.Öfkeyle Yüzbaşıya dönerken madem meraklı değilsin kavgamızı dinlemeye bakıyorum bir şeyinde yok zaten turp gibisin maşallah çeker gidersin!
"Sen beni kovuyor musun şimdi?" gözlerimi devirdim "yok evimin beyi olarak ilan ediyorum "dedim alayla karışık.O sırada Korkut Albay girdi araya "biz artık gidelim yorulmuşsundur kızım sen" Korkut Albay çıkarken Yüzbaşı ayaklandı odamın kapısından çıkarken"eve benden başka adam atma tamam mı ufaklık?"deyip çıktı odadan.
Bu cesareti nereden buluyordu onu sivil gördüğüm bir yerde kesinlikle söylediği sözler için çenesine sağlam bir yumruk geçirecektim.Ayrıca bana neden durmadan ufaklık deyip duruyordu 28 yaşında gibi duruyordu aramızda 5 yaş vardı çok mu küçüktüm ya?Dünyadaki herkes benim sabrımı sınamaya mı gelmişti yoksa?
Herkesin Ramazan bayramını kutlarım.
En beğendiniz repliği yoruma almak dileği ile Allah'a emanet olun;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Bozuklar
Teen FictionZAFİR serisinin ilk kitabıdır. "Afedersiniz" dedim öfkeden çatallı çıkan bir sesle "Buyur kızım dedi yaşlı adam her yerinde yaşanmışlık dolu siyah gözleriyle." Camlarımı değiştirmek için kimden izin aldınız. Ardıma duran s...