"Ben İstesem De Gidemem Ki Senden"

285 21 13
                                    

Dağhan'dan

Arkamı dönüp kapıdan çıkacağım sırada fısıldar gibi sesi doldu kulaklarıma "bak hala kız çocuğu diyor" yüzümde bir gülümseme oluşsa da silerek arkamı döndüm. Onu sinir etmek en büyük ve en güzel hobimdi. "Niye öyle değil misin?" dedim. Gözlerini kıstı kaşlarını çattı "seni öldürmek için" deyip biraz düşündü ağzındaki maskeyi çıkartmıştı. Gözleri parlayarak konuştu "fazla yakkşıklıyım" dedi gülerek niye güzelim demediğini bilmiyordum. "neden güzel değil de yakışıklı?" diye sordum. "sana ne?" diye tersledi beni umursamadım. Sırtımı duvara verip gözlerimi üstüne diktim tek kaşımı kaldırarak baktım. "sen hısmınla nasıl konuşuyorsun bakayım?" diye sordum. Yüzünü buruşturdu "sen ne saçmalıyorsun ya?" düşündü ama bir sonuca varamadı. "Amcamın kızı Yaprak var ya hani" gözleri kocaman açılmış göz bebekleri büyümüştü "o abime kaçmış" dedim. "Hay şansımın ebesini" diye bir nida döküldü dudaklarından. Kızgındı. "Ayıcığım" dediğinde etrafa bakındım bana mı diyordu o ayı diye? "Bana mı dedin?" o da benim gibi etrafa göz gezdirdi. "Burda senden başka dağ ayısı mı var?" İşaret parmağımı salayarak üstüne yürüdüm" Arca"diye tabi üstüne eğildiğim anda yediğim yumrukla kalakalmıştım.                           Arca'dan                                                       Hayatımda ki en baskın duygu şu sıralar öfkeydi her seferinde aynını yapıyordu. Dediği pek birşeyi hatırlamasamda kız çocuğu ve çirkin dediğini duymuştum benim gibi bir yakışıklıya hem de. Töbe töbe. Ee, tabi Nuri alço gibi fırsat kollayışıda gözümden kaçmamıştı. Eve benden başka adam atma neydi lan sanki keyfimden evime getirmiş hayır onu geçtim bırakıp gidersen seni öperim neydi fırsatçı köpek. Tabi yine şarküllerimle oynamış bide yetmemiş üstüme eğilimişti. Ee, ben dururur muyum? Tabikisi de hayır. Durmadan bahsini ettiğim yumruğu serum olmayan elimle çenesine geçirmiştim bunu beklemiyor olacak ki yere düşmüştü şimdi mi şimdiyi hiç sormayın ya?                                             ***.                                                                Mülteci çadırı gibi dolmuş evimin bir köşesinde oturmuştum. Yaprağın kocaya kaçtığı adam bu dağ tanrıçasının abisi ve dedemin Trabzondaki ortağının oğluydu. Tabi Dağhanın aile ile bizim aile bir araya gelince benim ev mülteci çadırına dönmüş bırak oturmaya nefes almaya bile yer kalmamıştı.    Kuzey abinin ikizi Arden abi vardı sonra bu Dağ ayısı doğmuş en sonda daha lise son öğrencisi olan küçük kız kardeşleri olan Nisan vardı. Annesi ise hiç dört çocuk doğurmuş gibi durmuyordu mübarek mankemlere taş çıkartıyordu. Uzun boylu ve zayıftu kapalıydı beyaz tenli ve ceylan gözlüydü üstüne giydiği mavi elbise ve eşarpla çok müq duruyordu. Ben karıya kaçıyom. Tabi babası dedesi ve babaannesi es geçilecek gibi değildi. Babası siyah saçlı oda yeşil gözlü yaxşi bir adamdı.Dedesi yaşlanmış ve bastonla yürüyordu ama dedeyi sevmiştim sonuş olarak. "Bana bulaştı" değince bastonun sapını Dağhan'ın kafasına geçirmişti. "Aman dedem zarar verme sevdüceğime" deyince Dağhan ile dede bir anlık şok geçirse de ben bastondan bahsediyordum. "Ne diysun çızım?" dedi dede gülerek. "Bastonu diyorum dedem tasarım herhalde çok yakışıklı kayaya vurulur mu hiç." dede bakırköy'den mi kaçtın bakışı atarken sırıtmış ve beni aldıkları odadan ışık hızında kaçmıştım. Tabi arkamda hoturayan bir adet Uyuz Dağhan ile dede bırakarak. Kız kardeşimi onu kardeşime alacem len Allah özene bezene yaratmış o sarı saçlar mavi gözler ince bacaklar vazgeçtim kendime alcam. Çüş lan önce anasını sonra kızını sırada kim var oğlu mu? İç ses sus len ebenle konuşturma beni. Ha bide bizimkiler var tabi erkek kardeşim Yaprak, Koçariaşkım, emcem onun yanında eniştesinin eltisinin oğlunu bana almaya çalışan yengem . Elti ne lan kayınço olmasın o?  Sen sus adalet bakanı. Bir diğer amcam onun üç küçük yaramazı    ömer, Hacer ve Simay. Sevgili yengen Meryem he tabi bir de Arden abinin karısı ve dördüzleri vardu iki kız iki oğlan hayır yani bdn o kadar çocuğu doğurmaya üşenirim helal olsun Aslı ablaya. Ha tabi Dağhan'ın pamuk şekere sarasım geldiğim tontoş yanaklı babaannesi. Arkadaşlar öyle bakmayın ben manyağım. Yanıma beni vuracaklarmış gibi kimseyi oturtmayan ve kıyamet koparan Dağhan'ı dürttüm. "Bana Koçariaşkımı çağırsana." dediğimde anlında bir damar atmaya başladı" o kim lan" diye kükredi. "Ne bağrıyorsun be" kulağımım dibinde ayı. Hemen yan tarafında oturan siyah saçlı siyah kaşlı beyaz tenli yakuşuklu mu yakuşuklu kuzenime seslendim. "Koçariaşkım kaçırsana beni?" tabi bunu dememle baldızcı yrngemin terliğinin kafama gelmesi bir olmultu. "Kuzenin o senin doğru konuş." anası bir şey demiyo sen ne karışıyon aq. Sonra Arden abi araya girdi. "Arcam haberin olsun şu yanında oturan Malak var ya?" diye söze girdiğinde sinirle lafa daldı "manda yavrusu" diye konuştuğumda sinirle bana bakıp kolumu çekiştirmeye başladı. "bu herifi donunu bile kıskanır." dediğinde gülmemek için kendimi kastım. Nefes alamiyore. "Bundan çıkartmam gereken sonuç?" diye sordum. "Şimdi sende bizim hısmımsınız ya?" dedi. "Hasmımla hısım olmam ben." dedim felaket kopmuş gibi haykırarak tabi sayın öküz, dana, malak, hırt, hanzo, dağ tanrıçası, gorillerden gelen hayvan sı yaratık beni kolumdan çekiştirmiş dışarı çıkartmış bir de yetmemiş benim arabamla beni kaçırmıştı beni lan beni Arca Zorlu'yu şu manyak komiseri.                ***.       

Beni arabaya bindirdikten sonra uyuyakalmıştım şimdi ise bir yataktaydım ve üşüyordum. Vücudumun titremesi ile yanımdaki sıcak şey her neyse ona sıkıca sarıldım. Bir dakika sıcak şeymi didim  ben. "Dağhan" diye bağırdığımda kapanmış olan gözlerini açtı "güzelim" boynumu sola yatırıp gülümsedim "hani ben çirkindim" diye konuştuğumda yutkundu "o ırzıma geçecekmiç gibi bakmadan önceydi" diye cevapladı beni. "Çık lan yataktan" kaşları çatılmıltı çünkü çenem biribirne vuruyordu yataktan kalktığı sırada hapşurarak yere düştüm. Tabi  benim hapşurmam köy yıkıyordu. Kendimi hiç bozmadan dizlerimi kendime çekip elimi başıma alarak uyumak için gözlerimi yumduğumda bir kolunu belime diğerini bacaklarımın altına alarak beni bir yere götürdü banyoydu len götüm donuyor pırak meni. Duşakabinin oturmak için yapılan ya da benim o amaçla kulandığım yerine beni oturtup fıskiyeyi ayarladı. Başımdan aşağı soğuk su boşaldığında titreyerek yakasından tuttunm."Biliyorum beni iyileşince öldüreceksin ama deyip oda göğsünü belime yapıştırdı sonra tekrar konuştu" sikerim lan böyle işini sen iyi olda öldür beni gıkım çıkarsa namerdim." Sen ne güzel adamsın lan öyle." Yeterki sen nefes al ben razıyım nefessiz kalmaya. "Ne tarafa doğru ölüyorduk. "Dağhan" dedim çenem titreyerek duşakabinden çıkacağı sırada "gitme" saçlarımın arasına varla yok arasında bir buse bıraktı "geleceğim" dedi. "Ben istesem de gidemem ki senden." Ben mi rüyadaydım yoksa rüyam mı Dağhan'dı gerçek olamayacak kadar imkansızdı çünkü bu yaşadıklarım. Elinde bornozla geri döndü ve bornoza sardı çamaşırlarım üstüme yapışmış ıslak bedenime gözlerimi kaldırıp diktim gözlerine" sen gerçek misin? "diye sordum büyük bir ciddiyetle." Hayal olmamı istiyorsan eğer hayal olurum küçüğüm. "diye fısıldadı kulağıma tamda o an anlamıştım ben uyanmamıştım daha o arabanını içinde hayal ettiklerim canlanıyordu ve ben bir korkaktım bir nebzede belki onu böyle seversem gitmezdi benden terk etmezdi beni. Her Türk kızı gibi babasına aşık bir kız çocuğuydum ben babam ve annem gidince kırılmıştı kanatlarım "böyle sevsene beni ben korksamda hep böyle baksana bana yeniden doğarmış gibi." Sen çok güzel adamsın bense pençeleri alınmış yaralı bir kurt böyle sevsene beni uzaktan. "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 19, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Başı Bozuklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin