Leyl Güneşi

5|b e ş

(Multimedia yiğit,iyi okumalar)

Dünya hassas kalpler için cehennemdir!!!

Yiğit'ten;

Bugün ki amerikalı ortaklarımla yaptığım toplantıyla birlikte odama çekildim Asu'da arkamdan gelip "hayatım beni bir kaç gündür aksatıyorsun"deyip kollarını boynuma doladı.
Bu yaptığı şeye daha fazla kayıtsız kalmayıp ellerimi ceplerinden çıkardım ve Asunun kollarını boynumdan uzaklaştırdım.
"Yoğunuz Asu görüyorsun sende"deyip boydan boya olan bütün şehri ayaklarımın altına alan cama yaklaştım.

"Doğru,ama sanki başka birşey var gibi... uzaksın,soğuksun"
"Hayır nerden çıkarıyorsun böyle şeyleri sadece yorgunum izin verirsen biraz dinleneceğim"
"Tabi dinlen sen zaten ben kimim ki senin için boş bir bedenden başka hiçbirşey değilim"
"Saçmalama istersen Asu lütfen dışarı çıkar mısın?"

"Oo tabi yiğit bey siz nasıl isterseniz robot Asu hemen emrinizi yerine getirir"deyip çantasını aldığı gibi dışarıya çıktı.Bu kadınları anlamak gerçekten çok zordu bazen sınırları zorlayabiliyorlardı.

Birkaç gündür kendime de soramadığım sorular vardı? Asu ya neden böyleydim bir çift yeşil göz yüzüne ne hale gelmiştim. Kendimi silkelemenin zamanı gelmişti.

Çalan telefonla birlikte düşüncelerden arınıp elime aldım ve tanımadığım numarayı beklemeden açtım.

"Ooo yiğit bey,nerelerdesiniz görünmüyorsunuz epeydir"
Duyduğum tanıdık sesle kaşlarımı çatıp"ne diyorsun lan kısa kes"
"Peki sakin ol...bu kadar sinirli olmak sana hiç yakışıyor mu bakalım?"

Bu Ateşdi benim en baş düşmanım olan Ateş..benden en değerli varlığımı alan Ateş silah kaçakçılığı ile benim sayemde yakalanıp hapiste sittin sene yatan ateş..

"Sana kısa kes dedim ne diyorsun"

"Tamam zaten fazla vaktim yok malum biliyorsun burada çok vakit verilmiyor. Şey diyecektim ya senin şu kız bayağı güzelmiş onu ne yapsak diyorum... pavyonlarla mı tanıştırsak yoksa uyuşturucuya bulaştırıp keş mi yapsak ha ne dersin"deyip pis pis sırıtmıştı.

"Ne zırvalıyorsun lan sen ne kızından bahsediyorsun"

"Hani şu arabana çarpan,yeşil gözlü olan kız!ne çabuk unuttun evine attığın kızı egemen oysaki unutulmayacak kadar güzel ve hoş bir kız az önce geldi banada fotoğrafları egemen takılı kaldım"deyince ayağa hızla kalkıp camın kenarına geçtim.
Bu adam Arelden bahsediyordu peki onu nerden biliyordu?
"Öyle bir kız yok kafanda kurduğun her neyse onu kendine sakla benim seni gibi bir pisliği dinleyecek vaktim yok"

"Vay be egemen öyle olsun...bakalım kızın hazin sonu nasıl olursa yazık olacak pek de güzel kızdı.ağzının tadını iyi biliyorsun"bu dediğine
Sinirle kükreyip umursamaz tavrımı koruyarak"Lan başlatma kızından filan dediğin kişiyi tanıyorum o yüzden ne yaptığın ne ettiğin beni ilgilendirmez" deyip telefonu suratına kapattım.
İntikamını farklı bir biçimde farklı bir kişiden almayı planlıyordu."Allah kahretsin"deyip önümde duran masayı tekmeyle savurdum.
Bu adam bu dünyada tanıdığım en acımasız en zalim adamdı ne demişti hapse girerken"sana dokunan seninle olan, sevdiğin herkesi öldüreceğim"
Hiç bir halt yapamamıştı herkesi koruyup kollamış ailemi ve sevdiklerimi gözümden sakınmıştım.

Ama bu sefer sevdiğim kadın zannedip kim bilir? Areli cehennemine atacak bana da binbir pişmanlıklar yaşatacaktı.
onu tanıyordum intikam hırsı uğruna yapamayacağı şey yoktu.
Arel benim için neydi de onu böylesine bir tehlikeye sürüklemişti.
1 günlük heves miydi yoksa gözlerine bakmaya doyamadığım kokusuna aşık olduğum biri miydi?
Bu sorulara cevap bulamadan telefonumu elime alıp hemen en baş sadık adamım olan Engini numarasını tuşladım kısa bir çalıştan sonra"buyrun yiğit bey"diye sesin gelmesiyle
"Engin kısa keseceğim"