9|D o k u z|

498 19 9
                                    

Bir yara bırakan,bir iz bırakır
Michaux
E

ve zor düşmemin ardından usulca yatağıma girdim bugün Çok yorulmuştum ayağımın zongultusunun derdinden bugün yaşadığım aslında hiç yaşamak istemediğim bu olayları kısa süreliğine de olsa unutmuştum.

Nezarethane ye düştüğüme mi yansam yiğit'e sarıldığıma yoksa
Yiğit'in buna karşılık vermesine mi ?
Utancımdan başımı kaldıramamış olsamda teşekkürümü tabikide etmiştim.

Zor günlerin ardını zor günler kovalıyordu.
Fazlasıyla yorgun,düşünceli kararsız ve yanlız hissediyor bir girdapta boğuluyor ve kurtaracak birinin beni kurtarmasını bekliyordum.
Hayatın bütün olumsuzlukları üzerimdeyken yine yanlızdım.
Yanlız başıma mücadele etmek bıçak gibi keskin olsada bir o kadarda ayakta kalmanın mutluluğu da vardı içimde acaba bu beliren bu mutluluk katlanabildiğim için miydi? yoksa onun için miydi?
Bana her bakışında atan kalbimin ritmini değiştiren o kahverengi hareleri beni sarssada öfkem bir an olsun dinmiyordu.

. . .

Bugün büyük gündü, yani bartına gideceğim gündü uçak biletim saat 21.00'a alınmıştı aslında o vakitte olması annemin pek hoşuna gitmemişti ama başka seçenek olmadığı için bu vakitteydi ve beni çiçeğin babası bırakacaktı havalimanına bugünün güzel geçmesini umarak yataktan çıkıp lavaboya gidip rutin işlerimi hallettikten sonra çiçeğe mesaj bıraktım mutfağa adımlayıp kahvaltı edecektim lakin ne yiyecek hevesim vardı nede tüketecek nefesim kahvaltıyı es geçip, filtre kahve yaptıktan sonra salondaki koltuğa kendimi bıraktım yorgun ve halsiz hissetmemin dışında gayet iyiydim. normalde olsa bartına gideceğim için heyecandan uyuyamayan ben sabaha kadar deliksiz uyumuştum.

Telefona gelen mesaj sesiyle yerimden irkildim son zamanlarda herşeye tepki veriyordum ve mesaja tıkladım bu çiçekti ve bana"aşağıya bak yazmıştı" hiç heyecan barındırmayan mesaja oflayıp başıma örtümü aldım ve balkona çıktım ve en son görmek istediğim hatta hiç görmek istemediğim o manzarayı gördüm gözlerim fal taşı gibi açılırken"yiğit" nidası çıktı ağızımdan.
Yine onlar gelmişti,o adamlar peşimi bırakmayan yiğit'in her dediğini yapan adamları gelmişti.
Alnıma sertçe vurup"hani bunlar artık yoktu nerden çıktı ya"diye yakındım.

Çiçek anında yukarıya çıkmıştı bile kapıyı açar açmaz aynı anda"nasıl olur ya"dedik.

Sonra ne yapacağımızı bilmez halde düşünmeye başladık yiğit'le hiç konuşasım yoktu ona birşey soruduğumda zaten cevap alamıyordum o ayrı mevzuydu zaten.

Çiçek en sonunda atılıp ciddiyetle"artık polise mi gitsek boncuk bu yiğit iyice abarttı tamam yardım etti Allah razı olsun ama bu ne arkadaş adım başı bir adam koymuş mahalleye ne istiyor senden"
Oflayıp puflayıp"bir bilsem çiçek ah bir bilsem adam hiç birşey söylemiyor senin iyiliğin içinden başka"

Çiçek belime elini koyup "boncuk sen hiç bu adamla kibarca konuşmayı denedin mi?"

Başımı olumsuzca sallayıp"yok yani genellikle beni deli ettiği için hep bağırıp çağırdım oda beni zaten hiç dinlemedi"

"Ee işte güzelim birde güzelce konuş bakalım adamla belki birşey söyler adamın suyuna git sürekli atarlandığından böyle yapıyor adam"

"Haklısın galiba çiçeğim ama ne yapayım adam bana düzgün gelmedi ki,ben düzgün gideyim"

"Evet sende güzel şeyler yaşamadın"

Leyl GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin