Ummanâ meydan okuyup sığ bir derede boğulduğum, uğruna gözyaşı akıttığım dünya değil misin? Darılmadım...
Hayat bana; tam olarak ne yaptığını bilmeyen ruhu bedenine dar gelen nefesi ciğerlerinde hapsolmuş kızın hikayesini yaşatıyordu
her zaman planlı programlı biriyken saçma sapan şeyler yapan planı programı bozan biri haline gelmiştim.
Ne olacak acaba şimdi ne yaşayacağım kaygısından bir nebze bile olsun kurtulamamıştım.
Olayın üstünden 3 gün geçmesine rağmen herşey olabildiğince sakindi.
Fırtına öncesi sessizlik olmasından korkmama rağmen hala içimdeki o deli cesaretine engel olamıyordum.Bir daha olsa bir yapardım cümlesi bana yazılmış olmalıydı. uçurumdan atıp arkasından bakmak bana yakışacak bir hareket değildi doğru ama üzerime toprak atacak kadar vicdansız insana bunu yaptığım için de gram pişman değildim.
Hayatım bu 3 gün içinde sakin geçmişti okula gidip gelmiş, çiçekle vakit geçirmiş, Ali'ye üzülmüştüm.
Ali benim kapanmayan yaramdı ve o buraya dönüp mutlu bir aile oluncaya kadar da öyle olacaktı.İçimde kanayan tek yara Ali'ye ait değildi. Yiğit Egemen'de yüreğimi kanatmış her defasında da tuz basmıştı.
Peşimdeki adamlar da artık yoktu.emin olmak adına tekrar pencereden göz ucuyla baktım.onları görmemenin mutluluğuyla telefona sarılıp çiçek'e asayiş Berkemal mesajı yolladım.
Peşimde adam yoktu, yiğit'ten de bir haber yoktu. Çok şükür...
Bunun rahatlığıyla kendime mükellef bir sofra hazırladım. Güzelce kahvaltımı yaptıktan sonra okula gitmek adına üzerime güzel bir kombin yapıp ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.
Aynada şalıma çeki düzen verip dışarıya çıktım....
Okulda çok ders olmadığı için şanslıydık çiçekle beraber bir kafeye gidip, sohbet muhabbetten sonra evlerimize gitmek için ayaklandık.
O sırada bize doğru sarı saçlı alımlı yüksek topuklu ayakkabısıyla gelen Asu'yla yerimizde çakılı kaldık çiçek bana bakıp"boncuk bu Asu kadın değil mi?" Demişti.Ben hala şoku atlatamadan Asu yanımıza gelmişti bile.
Bana hiç nazik olmayan bir tavırla "konuşmamız gerekiyor"
Ne diyeceğimi bilemediğim için kafamı olumlu anlamda salladım.
Masaya doğru elimi reverans edip"buyrun" dedim gayet kibar bir tınıyla benim normal şartlarda Asu'yla hiçbir sorunum yoktu.
Masaya oturduğu sırada"yanlız"deyip çiçeğe baktı.
Çiçek'te üzerine alınıp"ben sizi yanlız bırakayım"deyip masadan telefonun alıp bana baktı güven veren bakışlarıyla.
Çiçeğe minnet dolu bir o kadarda beni bırakma diyen bakışlar atmıştım.
Lakin yanlız kaldığımda neler yaşacağımı tam olarak kestiremiyordum.Çiçek anında mekanın kapısına yönelmişti bile tam olarak dışarıya çıkmayıp kapının girişinde beklemeye koyuldu canım arkadaşım birşey olacağından belliki oda korkuyordu.
Asu kadın benim de sandalyeye oturmamla"çok uzatmayacağım!" Sesinde keskin bir tını vardı.
Bende sakinliğimi koruyup"sizi dinliyorum"
"Yiğit'i nereden tanıyorsun?" Tok ve sakin konuşması beni fazlasıyla germeye yetmişti.
Ben ne diyecektim şimdi? Düşün Arel düşün Arel.
![](https://img.wattpad.com/cover/224649293-288-k303683.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyl Güneşi
ChickLit"evimi temizle" dedi adam. kadın şaşkınlıkla yeşil gözlerini açarak "neee?"dedi ve"siz gerçekten sarhoşsunuz"diye ekledi. adam bıkkınlıkla gözlerini dikti kadının yeşil harelerine"anlaşılmayacak bişey yok! dediğim gibi ya evimi temizlersin yada poli...