Aşk 101 Hayal Et

Sinan - "Su Altı"

Ekiple beraber yalıda oturuyordunuz , Osman'ın aldığı baklava kutusundan bir dilim aldın. Kerem'le Eda yan yana oturuyor , bakışıyorlardı. Birbirlerine ne kadar uyduklarını düşündün. Sonra gözün uzaklara dalmış olan Sinan'a kaydı , üzüldün. Ne kadar akıllı ve felsefik biriydi ama büyük bir nimetten mahrumdu. Sevgiden.

Sinan'la uzun zamandır arkadaş olduğunuzdan "ailesinin" nasıl olduğunu biliyordun. Annesi kendi hayatına odaklanmıştı , babası ise daha beteri. Bir kez daha sessizce Nihal'e ve porselen sevgisine sövdükten sonra Sinan'ın sana baktığını fark ettin. Hemen gözlerini kaçırdın. Sinan'ı seviyordun ve bunu söylemeyi istiyordun ama duygularına karşılık bulamamaktan korkuyordun. Yılların "dostluğunun" bozulmasını istemiyordun. Kerem kalktı , Sinan'a baktı " Senin tuvalet nerdeydi ya ? " dedi . Sinan , birkaç yer tarif etti ama Kerem anlamamış gibi bakıyordu. Kalktı " Gel ben gösteriyim " dedi. İlk başlarda aralarında küçük atışmalar olsa da şu an iyi anlaşıyor gibilerdi. Osman da boş kutuyu aldı ve " Ben de elimi yıkayayım bari " dedi. İçeri girdiklerinde Eda'yla baş başa kalmıştınız. Elindeki şişeyi dikti ve klasik hareketini yaptı. 

Sana gülerek baktığında homurdandın " Ne var ya ?" diye . "Zor olmuyor mu ya böyle ? " dedi takılarak, "Ne zor olmuyor mu ? " dedin. " Kıza bak ya akıllı , soruya soruyla cevap veriyor. Sinan işini diyorum." Yüzün kızarmıştı , gözünü kaçırarak sordun. "Çok mu belli ? " , Eda güldü. " Dejavu yaşıyormuş gibi hissediyorum kendimi.. " dedi , şaşırarak sordun " Derken ? " Eda sana döndü ve samimi bir gülümsemeyle " 2 gün önce bunu başka biriyle de konuşmuştum..." dedi.

İçinde sanki bir alev coşkuyla yanıyor , diğer taraftan da bir şelalenin tamda altındaymış gibi serin bir su serpiliyordu. Galiba içtiğinin de etkisi vardı , heyecanla ayağa fırladığında başının döndüğünü hissettin. Suya hızlı bir düşüş yaptığında Eda'nın adını seslenen çığlığını duydun. 

Sinan , hemen Eda'nın çığlığını koşup aşağı indiğinde seni görmemeyi beklemiyordu. Eda korkuyla suyu gösterdiğinde , bir saniye bile düşünmeden atladı.

2 Gün Önce

"Ee sizin işler nasıl ? " dedi Eda. Sinan umutsuzca , elindeki şişeyi dikti ve "Bilmiyorum ki , söylemek istiyorum ama onu kıracağımdan korkuyorum."Dostluğumuza" bir şey olursa ne yaparım bilmiyorum. Bu b*ktan dünyada önemsemek insanı savunmasız yapıyor..." dedi. Eda " E çek öp o zaman , madem söylemiyorsun." dedi. Sinan " Nasıl olacak o ? " diye sordu. Eda güldü " Uygun koşullar bir araya gelirse ... Ne bileyim oğlum yap işte ! "

Şimdi

Sinan seni batarken gördüğünde , kendini daha da ittirdi. Ellerinin çırpınışı , kalbine darbeler olarak inerken elini tuttu ve seni kendine doğru çekti. Şimdi ikiniz de su altındaydınız ama kalp atışlarınız düzenli , nefes alabiliyor gibiydiniz. Sinan seni kendine doğru çekti ve dudaklarınız buluştuğunda Dünya , daha güzel bir yer gibi hissetiriyordu...

Tabii yukarıda heyecanla gülen Eda'nın sesi sizi bölene kadar..