7

106 13 9
                                    

"Şimdi bana olanları anlatacak mısın?" dedim. Annemi bulduğumda titriyordu. Onu eve getirdim. Bir battaniyeye sardım ve içmesi için sıcak bir şeyler getirdim.

"Ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Bir yerdeydim. Eve gelmek istiyordum. Ormandan geçtim. Eve geliyordum ve seni gördüm. Bu kadar." Dedi. Üstüne gitmek istemiyordum ama Polly'yi görüp görmediğini merak ediyordum. Belki de annemin kaybolması onunla ilgiliydi.

"Polly'yi gördün mü?" dedim.

"Polly mi? Hayır. O iyi mi?" dedi. Bunu şuan ona anlatabilirdim. Çok kötü bir haldeydi ama yine bundan daha iyi bir zaman olamazdı. Ne FP Jones evdeydi ne de başka biri duyabilirdi.

Sadece Polly olayını değil, o gittiğinden beri olan her şeyi kısaca anlattım. Korkuyla dinledi.

"Merak etme anne, onu bulacağım. Sen sadece kendine dikkat et, tamam mı?" dedim.

"İnanamıyorum. Polly kayıp ve Jughead hapiste. Çok kötü..." Dedi. Yapabileceği bir şey yoktu.

"Gel seni yatağına götürelim." Dedim. Yorgun görünüyordu ve saat geç olmuştu. Onu yatırdıktan sonra odama geçtim. Yalnızdım. Yine. Bu sefer güvenle uyuyabileceğim sevgilimin kolları yoktu. Bunu düşününce yine ağlamaya başladım. Onu orada çürümeye bırakamazdım. Ceza süresi belli olana kadar karakoldaki hücrelerden birinde bekleyecekti. Yarın onu ziyaret etmeliydim. Bu vedamız olmayacaktı. Onu bırakamazdım. Kim olduğunu bile bilmediğim biri benim onu kurtarmaya çalıştığımı öğrenemezdi. Habersizce araştırabilirdim. Sadece güvendiklerimi toplayacaktım ve önce Polly'yi bulup gizemli kişiyi ortadan kaldıracaktım sonra da Jughead'ı o lanet yerden kurtaracaktım.

Korku ve yalnızlık duygusu uyumama izin vermiyordu. Gizemli kişiye yazdığım mesajları düşündüm. Neden bendi ki neden benim kardeşimdi. Telefonu elime alıp mesajlara baktım. Ona önceden yazdığım sorulara cevap verip vermediğini merak ediyordum.

...: Öğreneceksin.

...: Bir gün zamanı gelecek ve yıllardır planladığım tüm planımı anlatacağım.

...: Şimdi sadece acı çek.

Cevap vermişti. Acı çek, yazmıştı. İnanamadım. Neden acı çekmemi istiyordu? Gerçekten hiçbir şey anlamamıştım. Korkulu ve öfkeliydim. Saate baktım. 12'ydi. Cheryl'e yazsam sorun olmazdı sanırım. Polly'yi bulmama yardım edeceğini söylemişti.

Betty: Cheryl uyanık mısın? Seninle konuşmam lazım.

Cheryl: Tabi ki, neler olduğunu merak ediyordum.

Anında cevap vermişti. Henüz uyumamış olmasına sevinmiştim. Sonra onu aradım ve Jughead'a olanları anlattım.

"Yani o hapse mi girdi?" dedi.

"Evet, sanırım. Ama onu kurtarmak istiyorsak önce gizemli kişinin elinden Polly'yi kurtarmalıyız. Dediğim gibi beni ona zarar vermekle tehdit ediyor." Dedim.

"Tamam. Okula gelemezsin. Durumun çok kötü. Ama senin için Jason ve Chuck ile konuşacağım. İlk şüphelilerimiz onlar. Ama kardeşimin böyle bir şey yaptığını düşünmüyorum." Dedi.

"Jason'dan şüphelenmiyorum ama yine de konuşmalısın. Belki arkadaşlarından biri bir şey biliyordur. Chuck'dan şüphelenmiyorum. Çünkü Ethel, Chuck'ın bizden nefret etmesiyle aynı gün öldürüldü. Yani Chuck bana mesaj atan kişi de katil de değil. Çünkü o kişi yıllardır planladığını söyledi. Yine de onunla konuşmalıyız." Dedim.

"Çok zekisin Cooper. Onlarla konuşacağım. Bu sürede eğer annen bir şey hatırlarsa ya da gizemli kişi ararsa haber ver olur mu?"

"Teşekkür ederim, Cheryl. Tabi ki haber vereceğim." Dedim.

"Tamam, şimdi dinlen. Öptüm." Dedi ve kapattı. Yatağıma girdim ve uyuyana kadar gizemli kişiyi düşündüm. Düşündükçe acı çektim ve acı içinde uyudum.

...

Uyandığımda saat 12'yi geçiyordu. Hemen doğruldum. Bu kadar çok uyumuş olamazdım. Ama önemli olan bu değildi. Aşağı indiğimde annem FP Jones ile televizyon izliyordu. Ondan her şey normalmiş gibi davranmasını istemiştim. Bu yüzden o da öyle yapıyordu.

"Tatlım, uyanmışsın. Hemen sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım. Sabah uyandırmak istemedim. Çok yorgun görünüyordun." Dedi beni görünce.

"Şimdi daha iyiyim. Jughead'ı görmeye gideceğim." Dedim. Bunu deyince FP Jones ayağa kalktı. Oğlunun katil olduğunu sanıyordu.

"Benim Güney yakasında birkaç işim var. Gitmem gerek." Dedi ve evden çıktı.

Annem bir şeyler hazırlamak için içeri gittiğinde koltuğa oturdum. Hala yorgundum.

"Gece uyudun mu?" dedi annem.

"Evet. Yaklaşık on iki saat uyudum." Dedim.

"İyi olduğuna emin misin?" dedi.

"İyiyim, sadece yorulmuşum." Dedim.

On dakika sonra mutfağa gittim ve annemin hazırladığı kahvaltıyı yemeye başladım. Pek aç değildim ama ayakta kalmama yardım edecek kadar yemeliydim.

Yemekten sonra annemle evden çıktık. Beni yalnız bırakmak istemiyordu ve benimle gelecekti. Karakola gitmeden önce Pop's'a uğradık. Jughead için en sevdiği yemeklerden aldım. Onun nasıl acı çektiğini tahmin edebiliyordum. En azından bu onu biraz mutlu ederdi.

Karakola geldik ve onun hücresine gittik. Onu o soğuk ve ürkütücü yerde uykusuz kalmış ve acı içinde görünce kalbim bir kez daha parçalandı.

"Jughead, sen..." dedi annem.

"Bayan Cooper, Betty!" dedi. Yanına yaklaştık. Aramızda demirler vardı.

"Betty bana her şeyi anlattı. Gerçekten inanamadım. Seni tanıyorum ve sen bunu yapmazsın." Dedi annem.

"O yapmadı zaten." Dedim. Gözlerim dolmuştu. Niye kendimi tutamıyordum ki?

"Buraya gelmemeliydiniz." Dedi Jughead. Annem de ben de durduk. Ne demek istediğini anlamadım.

"Ne demek istiyorsun?" dedim.

"Peşimi bırakın. Kimse beni kurtarmaya çalışmasın. Anladınız mı? Cezamı çekeceğim." Dedi.

"Ama sen hiçbir şey yapmadın..." dedim ve parmaklıklardaki elini tuttum. Ama o elini çekip geri çekildi.

"Betty, peşimi bırak. Bunu ben yaptım, tamam mı? Sizden beni kurtarmanızı falan da istemiyorum ve..." deyip durakladı. Duymak istemiyordum.

"Senden ayrılıyorum. Artık seni sevmiyorum. Şimdi gidin." Dedi.

Birisi kalbimi sıkıştırmış gibi hissettim. Onu görmek istemiyordum. Eğildim ve elimdeki yemek dolu paketi parmaklıklardan geçirip yere bıraktım. En azından son kez ona sevdiği bir şey vermiştim. Bu düşünce komik geldi. Doğruldum ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Söyledikleri beynimde yankılanırken başım döndü ve dengemi bulamadım. Yere düşerken tutunmaya çalışmadım. Daha fazla dayanmak istemiyordum.

"Betty!" Bu annem ve onun sesiydi. Son duyduğum da bu oldu.

.

.

.

Gerçekten çok fazla yazdım, sildim beğenmedim tekrar yazdım onu değiştir bu olmadı. En sonunda attım. Devamı için çok düşünüyorum. Yazım yanlışı varsa görmeyin :) Umarım beğenirsiniz ^^

Siyahla Beyazın Dansı ||Bughead||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin