5

171 15 8
                                    

Başım ağrıyordu. Söylenenlerin çoğunu algılayamıyordum. Jughead içeride, sorgudaydı. FP Jones ile yan yana oturmuştuk. İkimiz de ne olduğunu anlamadan kendimizi burada bulmuştuk. Ethel ölmüştü. Bu düşünceyle gözlerim doldu. Ondan nefret ediyor olabilirdim ama bu korkunç bir şeydi. Kasabada bir katil vardı. Kendimi tuhaf hissettim. Ellerim titriyordu. Annem olsaydı daha kolay atlatabilirdim. En azından babam gibi olan FP Jones buradaydı. Tek başıma değildim. Şerif Jughead'ın sorgusunu bitirip odadan çıktığımda hemen ayağa kalktım. Şerifin yanına gittim.

"Ne kanıtı? Nasıl olmuş? Bana da bir şey anlatabilir misiniz,"dedim ama beni pek dinlemiyormuş gibiydi.

"Onunla konuşabilirsin,"dedi. Bunu duyunca hemen onun olduğu odaya girdim.

"Jug, ne oldu? Ne kanıtından bahsediyorlar,"dedim.

O da cinayetle ilgili anlatılanların hepsini bana anlattı.

"Bıçaklanarak ve acı çekerek öldürülmüş. Sweetwater Nehri'ne yakın ormanlık bir alanda bulunmuş. Olay yerinde benim çakım varmış ve büyük ihtimalle onla öldürülmüş. Gece saatlerinde olduğu düşünülüyor. Parmak izi ya da herhangi başka bir ipucu yok. Eğer yarın otopside sabaha yakın saatlerde öldürüldüğü söylenirse birinci şüpheli ben olacakmışım. Bunu ben yapmadım Betty."

Onu böyle görmek canımı acıtıyordu. Belki dışa vurmuyordu ama onun da korktuğunu hissediyordum. Elimi uzattım ve elini tuttum. Bunun onu rahatlatmasını istedim, korkmamasını istedim ama böyle bir durumda kim olsa korkardı.

"Yapmadığını biliyorum. Sadece kafam karıştı. Çakı sende değil miydi? Chuck'ı korkuttuktan sonra cebine koymuştun,"dedim.

"Evet. Ben de söyledim. Ama cebimde yoktu. Bana gösterdiler. O benim çakımdı,"dedi. O kadar kötü görünüyordu ki.

"Birisi suçu senin üzerine atmak istemiştir. Bütün gece benle olduğunu söyledin mi,"dedim.

"Söyledim ama ikimiz de uyuduktan sonra evden kaçabileceğimi söylediler,"dedi.

"İnanılabilir gibi değil. Senin Ethel'ı öldürebileceğini mi düşünüyorlar? Gerçekten inanamıyorum. Senin yapmadığını kanıtlamalıyız. Yarına kadar bunu yapabilir miyiz?" dedim. Yapmak zorundaydık.

"Tamam, deneyebiliriz. Yapamazsak tüm suç üzerime kalacak. Şimdi sen de sorguya gir. Beni de biraz sonra bırakırlar," dedi. Gerçekten bir bıçak yüzünden tüm suç üzerine kalabilir miydi? Bunun olmasına asla izin veremezdim. Odadan çıktım ve şerifin yanına gittim.

"Başka kanıt bulunmazsa Jughead'a ne olur?"dedim.

"Bilemiyorum ama büyük ihtimalle yetersiz kanıt yüzünden hapis cezasını biraz azaltabiliriz," dedi. Ağzım açık kaldı. Cidden hapis cezasını azaltmaktan bahsediyordu.

"Peki parmak izi? Kanıt üzerinde ona ait olmayan bir parmak izi bulundu mu?"

"Sadece onun parmak izi," dedi. Umursamaz tavrı yüzünden ağzının ortasına yumruk atasım gelmişti. Sakin kaldım.

"Beni sorgulaman bittiyse benim de seni sorgulamam gerekiyor,"dedi. Ona bildiklerimi anlattım. Chuck kısmını anlatmadım ve sadece 'Birlikte Pop's'tan dönmüştük.' dedim.

"Yani tüm gece birlikteydiniz ve hiç evi terk ettiğini duymadın,"dedi.

"Evet. Kaç defa anlattım. O benimleydi. Onun hiçbir suçu yok. Biri çakıyı ondan almış olmalı. Ya da çalmıştır. Bilmiyorum ama o bunu yapmadı," dedim.

"O kadar emin olma. Yarın Ethel'ın evine yakın birkaç kamera kaydına bakılacak. Otopsiden de rapor gelecek. Yani sevgiline veda etmenin zamanı geldi sanırım," dedi. Bu sefer gerçekten ona vurmamak için zor duruyordum.

Siyahla Beyazın Dansı ||Bughead||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin