Kankim Ece yüzünden bulaştığım bu diziyle ilgili bişey yazmazsam delircektim. Bunu okuyorsanız acemiliğim için sorry :)
28 EYLÜL 2009
Alice Cooper. Bir eş, iki çocuk, güzel bir ev, büyük şehirde yaşam; kısaca mutlu bir hayat. Ta ki korkunç şeylere tanık olmadan önce.
Alice, sabah her zamanki gibi erken uyanmış, kahvaltı için bir şeyler hazırlıyordu. Küçük Betty de annesine yardım ediyordu. O sırada Hal kapıyı açıp eve girdi. Alice onun geldiğini görünce elindekini bırakıp yanına gitti.
"Gece evden çıktığını duydum. Neredeydin?"
"Alice, çok yorgunum sonra konuşalım mı?"
"Sana erteyebileceğin bir şey sormadım. Şimdi cevap ver."
"Bana hesap sormana katlanamıyorum!" diye bağırdı Hal ve Alice'in konuşmasına bile izin vermeden odasını gitti ve kapıyı sertçe kapattı.
Alice onun sinirli halinden nefret ediyordu. Ayrıca Betty'nin gözünün önünde ona bağırmak istemiyordu. Kendi kendine söylenip işine döndü.
Bir Ay Sonra...
Cooper ailesinin evinde normal bir gece gibi başladı. Hal dışında herkes uyumuştu. O ise bir ay boyunca bu günü beklemişti. Sessiz olmaya çalışarak yataktan çıktı. Bu sefer o kadar şanslı değildi. Alice onu duymuştu ve geçen seferki gibi duymazdan gelmeyecekti. Hal evden çıktığında Alice üzerine kabanını ve arabasının anahtarlarını alıp peşinden çıktı. Etrafına baktığında Hal'ın arabaya bindiğini gördü. Önce onun arabayı çalıştırmasını bekledi. Sonra ona gözükmeden kendi arabasına ilerledi. Hal arabayla yola çıktığında Alice de arabaya atlayıp onu takip etmeye başladı.
10 dakikalık takibin ardından Hal bir köşede durdu. Alice'in daha önce görmediği bir adam Hal'ın arabasına bindi. İşlerin tuhaflaştığını düşündü Alice. Hal tekrar sürmeye başlayınca takip kaldığı yerden devam etti.
Bir süre daha böyle ilerledi. Hal ormanlık alana girince Alice, Hal'ın onun arabasını farkedeceğini düşündüğünden araya biraz daha mesafe koydu. Etraf karanlıktı ve Alice fark edilmemek için farlarını açmıyordu.
En sonunda Hal etrafta kimsenin olmadığı bir yerde durdu.
"Tamam, bu daha da tuhaf olmaya başladı."dedi Alice kendi kendine.
Bu sırada Hal arabadan indi. Arabanın etrafından dolanıp diğer adamın kapısına gitti. Sonra cebinden bir şey çıkardı. Alice mesafeden dolayı göremiyordu. Telefonunu çıkarıp kamerayı açtı ve ekranı yakınlaştırdı. O anda dondu. Hal'ın elinde bir silah vardı.
"Aman Tanrım!" Alice emin olmak için tekrar dikkatlice baktı. Bu sırada Hal, Alice'in tanımadığı adamı arabadan iterek indirdi ve ormanın içine sürükledi. Alice hemen arabadan indi. Hal'ın kötü bir şey yapıp yapmayacağını görmek istiyordu. Çünkü bu onun tanıdığı adam değildi. İzini kaybetmemek için gittiği yöne ilerledi. Ne yaptığından emin olmadan polisi aramayacaktı. Belki de polisi aramamakta pişman olacaktı.
Ormanın içerisine ilerlediler. Alice gittikçe korktu ve en sonunda polisi aramaya karar verdi. Polislerle olanları anlatırken Hal'den uzak durmaya çalıştı. Onu duymasını istemiyordu. Sonunda telefonu kapattığında Hal'ın etrafına baktığını gördü ve hemen bir ağacın arkasına geçti. Nefesini tutuyordu. Biraz sonra kafasını uzattığında Hal'ı görmedi. İzini kaybetmişti. Etrafına bakındı. İlerledi ama bulamadı. Hatta arabaya bile dönemedi, kaybolmuştu.
"Alice, seni fark etmeyeceğimi mi düşündün?"
Alice bir anda çığlık attı ve yan tarafında duran Hal'e baktı. Elinde silah vardı ve tanımadığı adama doğrultmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahla Beyazın Dansı ||Bughead||
Novela Juvenil"Jughead Jones, Ethel Muggs'ın cinayetinden tutuklusunuz." ... "Siyah kötülüğü, beyaz iyiliği temsil ediyorsa, gri insanları temsil eder." ... Riverdale dizisinin farklı bir kurguyla yazımı^^