Umarım hikayeme şans verenler vardır. Hikaye hakkında yorumlarınızı yazmayı unutmayınız :)
***Bağışlarım, çünkü aşk suça iter seveni. (W.S.)***
Bölüm 4. Bir Beyefendi İtirafı
Bazen insanlar kendilerine sunulan hayatın çetrefilli yolunu kabul etmez, kolay yoldan bu hayattan göçüp giderlerdi. Arkasında kalan insanların çektiği acı, onların mezarları başında döktükleri gözyaşlarına bulanır, ruhun ızdırabı milyonlarca toprağın altında miskin bir şekilde devam ederdi sömürmeye. Ne kalan için kolaydı yaşamaya çalışmak, ne de giden için kolaydı ölümden sonrasına tanık olmak. Ama geride kalan olmak her zaman zordu. Bir sözde, bir gülüşte, bir duruşta bulurdun çürümüş ruhu. Veya bir nefeste, bir solukta...
Yağızoğlu Holding'in, büyük salonunda elimde bir dosya ve not defteriyle organizasyon ekibiyle koşturup duruyordum. Bugün Haldun Bey anısına her sene yapılan yardım etkinliği öne çekilmiş ve davetliler için özenle bir ortam oluşturulmaya çalışılmıştı. Organizasyonun beraberinde yerleşim planı olarak belirlediğimiz yuvarlak masalar salonun dört bir yanına dağılmış, şık masa örtüleriyle süslenmişti. Davetin onuruna verilecek nefis yemekler için servisler açılmış, salonun en büyük duvarına platform kurularak hafif müzikler sergilemek için bir grup bulundurulmuştu. Oldukça sade, beyaz ve siyahtan oluşan salon ve organizasyon gerçekten göz alıcı olmuştu. her şey mükemmeldi fakat eksik olan çok büyük bir şey vardı. Haldun Amca varlığıyla buraya renk verecekken, varlığına verilecek bir anmayı gerçekleştirecektik. Onu severek anarken, kalbim fısıldayacaktı derinden. Benim manevi babam göçüp giderken bu hayattan bendeki küçük kalbin bir kısmına kara leke çalmıştı hayat.
"Leyla!" Kerim bey'in sesini duyunca hemen geriye dönerek bana yaklaşan bedenine baktım. Üzerinde siyah bir smokin ve ona uygun bir papyon elinde asılı duruyordu. "Bu papyonu bir türlü takamadım. Yardımcı olur musun?" sesinde garip bir bıkkınlık vardı. Olumsuz ruh halinden sıyrılmak için nazikçe gülümseyerek elinden papyonu alırken "Tabi ki." diye mırıldandım.
"Soğuk ellerinden aldığım papyonun kayışını gömleğin yaka kısmından geçirerek arkada birleştirdim. Gömlek yakasını düzelttikten sonra "İşte oldu." diyerek seslendim. Kerim bey gülen gözlerle bana dönerek "Sen olmasan ne yapacaktım." dediğinde huzursuzca yerimde kıpırdandım. Altı üstü bir papyondu. "Burası muazzam olmuş. Davetliler kesin hayran kalacak."
Yanlış anlamış olmakla beraber kendime kızarak Kerim Bey'e gülümsedim. Adam salondan bahsediyormuş yahu! "Teşekkür ederim Kerim bey." Aklıma düşen konuyla sabırsızca yerimde bekledim. Acaba sorsam tepki verir miydi? Denemek gerekti canım.
"Kerim Bey, Adil Bey bu geceye katılacağını bildirmişti. İki gün önce ona şirket durumuyla ilgili bir rapor yazdıktan sonra bana dönüş yaptı. Sizden sonra konuşmacı olarak listeye ekledim." Kerim bey bunun bilgisini daha önce verdiğim için rahat bir şekilde cümlenin devamını bekledi. "Geleceğine emin misiniz? Daha önce hiçbir şekilde yardım davetlerine katılmamıştı da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salon Beyefendisi
ChickLitLeyla olmak zordur derdi annem. Ne Leyla görmüş bir zamanlar bu topraklar. Sırma saçlı, gül yüzlü, gonca gönüllü bir Leyla olmak... Elimden tutan Adil bir adamda Leyla olmak ise daha zormuş bilmezler. Sıkı sıkı sarılışı bana, yüzüme vuran ruhumun ya...